Tarih ve Turizm konusunda herkesin odaklandığı Sur içi bölgesinin temizliği konusundaki şikâyetleri daha önce de yazmıştım.

Yok, bir değişiklik yok.

Rutin çöp toplama dışında ekstradan, yani bir turizm beldesinin günün her saatinde temiz tutulması gibi bir çalışma henüz yok.

O nedenle şikâyetler de devam ediyor.

Bir şikâyette aşırı derecede artış gösteren seyyar satıcılardan yana. Ana arterlerde kaldırımlar boydan boya seyyar satıcıların istilasına uğramış vaziyette. Hem tarih hem de turizm konusunda planlaması yapılan bu bölgenin şimdiden abluka altında olması, bir keşmekeşliğin varlığı, gelecekle ilgili pek de umut verici değil.

Kaldırımlardan yürümenin neredeyse mümkün olmadığı Gazi Caddesi, Melik Ahmet, Balıkçılar başı, İzzet paşa caddesi güzergâhında bir düzenleme, iyileştirme yapılması gerektiğini söylüyor bölgenin esnafı ve yurttaşlar. Seyyar satıcılar bir tarafa, kalıcı esnaflar da kurallara uymuyor. Dükkânların önünden kaldırımların yarısını kapatan, bazı yerlerde caddeye kadar uzanan tezgâh büyütmelerden de şikâyet var.

Özetle; bir düzenleme, bir düzen intizam şart tarih ve turizm bölgesinin vitrinine.

Peki, bütün bunlar olurken Zabıta ekipleri ne yapıyor, onların başındaki yetkililer ne yapıyor?

Onların görevi ne?

Her nedense bir boşluk var, öyle gözlemliyoruz.

Vali değişikliğinden mi?

Kaymakam-Belediye başkanı değişiminden mi?

Kadrolar arası yarış çatışması mı?

Her neyse zararı bu kente bu kentin insanına, bu bilinsin!

Bu kente daha fazla zarar verilmesine izin vermeyeceğimiz de bilinsin!

‘Neden bu kadar üstüne düşüyorsun Sur içinin’, diyenler olabilir, diyorlar da.

Bırakın Diyarbakır sınırlarını, Dünya’da başka Sur var mı?

Kentin ve insanlarının geleceği olduğu için illaki SUR İÇİ diyorum.

SUR içini çekip aldınız, Diyarbakır ile ilgili anlatacağınız bir hikâye var mı?

O zaman herkes bu kadim kentin karşısında ‘namaza’ duracak, diklenmeyecek, sorun yaratmaktan çok, sorun çözücü olacak.

*

‘Diyarbakır Turizm Platformu’nun da bu anlamda dikkatini çekmiştim.

Hedef belirleme toplantısı yapmışlardı.

İşte size hedef çalışma.

Hiç toplantıya gerek yok.

Bunları çözün, tarih ve turizm kenti olmanın gururunu hep birlikte yaşayalım.

Benim yaptığım şey, erken uyarı.

Ben fitili ateşleyeyim de ne olur ne olmaz.

Söz uçar yazı kalır.