Ruh halimin değişmediği tek yer Sur içi bölgesi.

Doğup, büyüdüğüm, aidiyetimin temel taşı.

Bazılarına huzursuzluk verebilir, ancak ben ve benim tarzımdaki dostların huzur bulduğu, bozulan ruh halini düzelttiği, huzura erdirdiği bir bölge. Olan, bitene, yıkıma ve talana rağmen, yapanların görmediği, görme ihtimallerinin de olmadığı sırlı surlardan yansıyanlar… İşte o…Onu biz bilir ve tanırız. Biz hisseder ve ruhumuzun derinliklerinde eritebiliriz.

Sur içinin önemli günlerdeki ritüelini, insanların davranış biçimlerini her bayram fotoğraf karesi gibi yeniden gözlerimin önünden süzerek kaydırırım.

Evet… İşte o…Eritmeye çalışanların dahi başaramadığı, başaramayacağı ruh halinin zirve yaptığı

Sur içindeki bayram hareketliliğini gözlüyorum.

Çok şey değişti.

Yapısal değişimler oldu, insan biçimi ve davranışları değişti, mekânlar değişime uğradı.

Bunlar sadece görünenler.

Değişmeyenler var ki, onlar sırlı taraflarıdır Sur içinin.

50 yıl öncede nüfus oranına göre aynı hareketlilik vardı, şimdi de değişen fazla bir şey yok, nüfus arttı, hareketlilikte arttı.

Kentin mihrabı yerinde, bizi de ilgilendiren de bu kısmı, yani diğer anlamda genetiği. Kimsenin bozamadığı o genetiği. Eksikler var, ancak 50 yıl öncede aynı ruh hali içinde olduğumu hissediyor ve yaşıyorum.

Bayram telaşının aktörleri değişmiş gibi geliyor o kadar.

*

Tarih ve turizm merkezi olarak planlanan Sur içi bölgesinde bir yandan gelecek hazırlıkları yapılırken, diğer yandan mevcut koşullar değerlendiriliyor. Hafta sonu sürekli dolaştım, birileri ile sohbetler ettim, dinledim, not ettim.

İnsanlarımızın ortaklaştığı bir tek şey var; TEMİZLİK.

Yani, yok olandan söz ediyorum.

Tarih ve turizm konusunda bir iddia ortaya konuluyorsa, üzerinde iddialı olunan alanların en başta temizliği, hatta sürekli temizliği söz konusu olmalıdır. Daha önceki yazılarımda da değindim, şimdi de uyarıyor ve dikkatleri çekiyorum; Sur içi ve kentin geneli gerçekten çok kirli.

Balıkçılar başında karşılaştığım kadın aile dostumuzla sohbet ederken, iyice anlayıp yazmam için; tane tane konuştu; ‘Naci, şehir çok kirli, hele Sur içi rezalet. Böyle mi turist çekeceğiz. Lütfen ilgilen.”

Öyle sıradan biri değildi, Sur içinde doğmuş, büyümüş biriydi.

Bayramdan sonra yerel yönetimlerden sürpriz temizlik ‘harekâtı’ bekliyoruz!

Kolay gelsin.

Gerçek şu ki, her şeye rağmen yaşam devam ediyor, geleceğe yönelik umutlar bitmiyor.