Sadece Türkiye ile anılan, bu topraklardaki Kürtlerin özgürleşmesi için silahlı mücadele veren PKK, artık tek başına bu düzeyde değerlendirme ve analize tabi değil. Türkiye sınırlarını aşan bir konumu yakalayan PKK’yi lider kadronun yaptığı son açıklamalarla da Ortadoğu coğrafyasında politik bir güç olarak analiz etmek gerekecek. PKK bu gücü Rojava’daki gelişmeler sayesinde çok kısa bir sürede elde etti.

İran Kürdistan’ının dışındaki diğer 3 parçada askeri ve politik gücünü gelişmelere göre kendine ait medya gücüyle çok iyi kullanan, sonrasında uluslar arası medyanın da habercilik konusunda ihtiyaç duyduğu bir siyasi organizasyon olarak son derece aktif bir pozisyon elde etti.

‘Terör örgütü’ listesinden resmen silinmese de fiili olarak artık bu listede değil PKK. Küresel bir terör örgütüne karşı silahlı mücadele veren bir örgüt konumunu yakalayan PKK, görünen o ki, bu işin sonunda kurulacak uluslararası masanın etrafında oturacak bir aktör haline geliyor.

Çok hareketli ve dinamik bir yapı olarak stratejik ataklarına günün koşullarına göre ayar veren PKK, Ortadoğu coğrafyasının şifrelerini savaşarak çözmeye devam ediyor. Bulunduğu ve girdiği alanlarda ‘misafir’ pozisyonunda değil, ‘ev sahibi’pozisyonunda gardını alıyor. Rojava ve Güney Kürdistan’daki duruşuyla Troçki’nin ‘Kesintisiz devrim’ tezine uygun bir pozisyonun yaratıldığını söylemek sanırım yersiz bir belirleme olmayacaktır.

KCK yürütme konseyi eş başkanı Cemil Bayık’ın Fehim Taştekin’e verdiği röportajın içeriğinden de böyle bir sonuç çıkarmak mümkün. ‘Amacımız, devlet kurmak değil, Ortadoğu halklarını özgürleştirmektir. Ortadoğu halkları tehdit altında ve Kürt halkından uzaklaştırılmaya çalışılıyor’ açıklaması, PKK’ deki paradigma değişikliğine işaret ediyor. Türkiye ile Kürt meselesinin çözümünü ‘Müzakere ve diyalog’ sürecine endeksleyen PKK, Ortadoğu coğrafyasında ise silahlı mücadele ile sonuç almaya çalışıyor. Bu iki örnek PKK’deki paradigma değişikliğinin iki ayrı noktada nasıl durduğunu bize net bir şekilde gösteriyor.

‘Kesintisiz Devrim’ derken PKK’nin devrim ihraç eden bir örgüt olduğu/olacağı yönünde bir fikir üzerinde tartışma açmamız gerektiğini anlatıyor mu? Gibi bir soru geliyor akıllara. Bu, daha geniş platformda tartışılması gereken bir durum. Benim anlatmak istediğim, durumun özeti. Fotoğrafın tamamını ise sanırım önümüzdeki 3-5 yıl içinde görme şansımız olacak.