Mutluluk şarkıları kulak tırmalıyor
Dün iktidarın metal yorgunluğu üzerine bir şeyler anlatmaya çalıştım. Bunun yanına birde ülkenin genel ve bireysel ekonomik yorgunluğunu, bitişe doğru sürüklenme hallerini de tartışmak, tartışmayı yoğunlaştırmak gerekir diye düşünüyorum.
Caddede, sokakta, Pazar'da, minibüste, otobüste sohbet onun ötesinde de şikayet ve serzenişin boyutları zirve yapmış durumda.
Para yok, üretim yok, istihdam yok, huzur yok. İktidar ise hiç bir şey yokmuş gibi davranıyor. Her şey güllük gülistanlık da, biz mi göremiyoruz?
&&
Hak, hukuk, adalet rafta, konuşan, yazan-çizen, Hak arayan gözaltında, cezaevinde. Siyasi bir parti eş genel Başkan'ları ile birlikte topyekun siyasi gasp altında, belediyeleri işgal edilmiş durumda.
Bizde demokrasiden, insan haklarından, insan hak ve hürriyetinden söz ediyoruz.
Şimdi soruyorum;
A-Ülkede durum normal mi?
B-Ülke güllük gülistanlık mı?
C-Yurttaş Mutlu mu?
Cevap; hiç biri.
İktidar mı yoruldu, halk mı yoruldu?
İktidar ve yandaşları Mutlu, paralı, istihdamlı. Biatlı Mutlu azınlık biatsız mutsuz çoğunluğa baskın bir şekilde yaşam sürdürüyor.
Bu böyle devam eder mi?
Yorgun ve yoksullaşan halkın kabülü ne kadar devam edecek?
İnsanların mutsuz olduğu bir ülkede mutluluk şarkılarının tekrarı artık kulakları tırmalıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.