Hayatımızın birçok döneminde yoğunlukta ilgi alanlarımızla, kısmen de ilgi alanlarımızın dışında birçok başarı öyküleriyle karşı karşıya kalmışızdır. Bunlardan bazıları belki hayatımızın dönüm noktalarını oluşturacak kadar bize ışık olmuş ve yolumuzu açmıştır, bazıları da bizleri ciddi anlamda etkilemiş ve hafızamızda dönem dönem hatırlayacağımız bir yer edinmiştir. İşte bugün sizlerle çoğunuzun bildiği bu başarı öykülerinden biri olan Malala Yousafzai’yi konuşmak istedim.

1997 yılında Pakistan’ın Swat Bölgesi’ndeki Mingora kasabasında doğdu. Babası Ziauddin Yousafzai,Eğitim savunucusuydu ve evlerinin yanındaki bir okulu yönetiyordu.

2009 yılında Taliban’ın Swat üzerindeki askeri gücünün artmasıyla televizyon ve müzik yasaklanmış, kadınların alışverişe dahi çıkması engellenmiş ve Ziauddin’ın okulunun kapanacağı söylenmişti.Buna karşılık Malala, 12 yaşına rağmen, çareler arayarak Pakistan’ın durumu hakkında BBC’ye ‘Gulmakai’ adıyla sansürsüzce yazılar yazdı. Malala ve babası ölüm tehditleri almaya başlamalarına rağmen eğitim hakkını savunmaya devam ettiler ki bu dönemlerde Malala’yaThe New York Times için yapılan bir belgeselde yer verildi ve BBC blog'unun yazarı olarak duyuruldu.

Ve Malala 2011 yılında Pakistan’ın ilk gençlik barış ödülünü kazandı ve Uluslararası Çocuk Barış Ödülüne aday gösterildi. Yönetime karşı muhalif duruşu ve gittikçe artan popülaritesinden dolayı 9 Ekim 2012’de arkadaşlarıyla okuldan eve dönerken, maskeli ve silahlı bir kişi tarafından okul servisinin içinde kurşunla vuruldu ve ağır yaralandı. İngiltere’de tedavi altına alındı. Tedavi süresince, Malala ve babası, dünya çapında; kız çocuklarının eğitim hakkının savunucusu olmaya karar verdiler ve Malala Fonu’nu kurdular.

Malala’yı öldürme teşebbüsü dünya çapında kınandı ve Pakistan’ın her yerinde protesto edildi. Saldırıyı izleyen haftalarda, 2 milyondan fazla kişi
eğitim hakkı için bir dilekçe imzaladı ve Meclis, Pakistan’ın ilk Ücretsiz ve Zorunlu Eğitim Kanun Tasarısı’nı hızla onaylamak zorunda kaldı.

2013 yılında, Malala ve Ziauddin, kız çocuklarının eğitiminin sosyal ve ekonomik etkileri konusunda, farkındalık yaratmak, kız çocuklarını yüreklendirmek ve
okullaşmalarına destek vermek için Malala fonunu kurdu. (Bu fon halen kız çocuklarının eğitime katılımlarının desteklenmesi için çalışıyor)

2014 yılında, Nobel Barış Ödülü’nü kazanan en genç isim olarak tarihe geçen Malala, 1.1 milyon dolarlık ödülü, Pakistan’da kız çocuklarına bir ortaokul
yaratılması için bağışladı. Malala’nın, “Bir çocuk, bir öğretmen, bir kalem ve bir kitap dünyayı değiştirebilir” sözü, tüm dünyada karşılığını bulma çabasını sürdürüyor.

Evet, takdire şayan bir hikâye, bir yaşam öyküsü. Eğitim için emek veren, eğitim için çaba harcayan, bu yolda canını feda etme pahasına bir şeyler yapan insanların yolu daima ışık olsun.

Aslında tüm söylemek istediğim şu, bir insandan hareketle bir sorun ülke gündemine taşınmasına, memnuniyet kadar memnuniyetsizlikler yaratsa da bu soruna kulak tıkamak, görmezden gelmek, üstünü çizerek yok saymak bir çözüm değildir

Özel Sektör Öğretmenleri Birliği Derneği (ÖSÖB-DER) de tam da bu noktada vurgulanması gereken bir birlikteliğin kendisi… Eğitim-öğretim alanında devlet güvencesi altında olmayan biz özel sektör öğretmenlerinin her geçen gün büyüyen ve adına ‘güvencesizlik’ dediğimiz sorununa çözüm arayan bir oluşum.

Mevcutta olmayan ve ivedilikle ihtiyaç duyduğumuz özel sektör öğretmenleri meslek yasasının oluşturulması, yıllarca verdiğimiz emeğimizin yasalarla güvence altına alınması, bizi sadece sözleşmenin tarafı olan işverenin vicdanıyla baş başa bırakmayan bir hak arayışı haklı bir arayıştır. Özel sektörde çalışan binlerce öğretmenin bu hak arayışı için onlarca haklı gerekçesi vardır. Demokratik bir hukuk devleti de çıkan her sese kulak kabartmak ve o sesi duymak zorundadır aksi halde hukuk devleti olmanın çok gerisinde bir değerlendirmeye maruz kalır.

Nevim Yakut Günay