Sur içi yıkıntıları arasında kar maskesi takmış, elini, kolunu sallayarak dolaşan sözüm ona bir ‘şarkıcı’  klip çekimi yapmış.

Herkesin merak ettiği, ancak kapalı alan ilan edildiği için bir türlü gidip göremediği sur içinde yakılan, yıkılan evlerin arasında ‘Meydan okuyan’, tahrik edici bir görüntü.

‘Yaktım, yıktım, kül eyledim, üstüne de türkü tutturdum’ diyor adeta ‘şarkıcı’ bozuntusu.

Bunu derken de, oraların nasıl olduğuna dair merakımızı da gideriyor elbette.

Artık gidip görmesek de olur.

Klip sayesinde göreceğimizi gördük.

Yapılan çekimlerdeki detaylara bakıyoruz, son derece profesyonel.

Belli ki üzerinde çalışılmış, özellikle hazırlanmış bir klip.

Devletin herhangi bir biriminin organizasyonu ile gerçekleştiği ise tartışmasız bir sonuç.

Sonuç üzerinden sebebi mi tartışsak, sebep üzerinden sonucu mu?

‘Şarkıcı bozuntusu’ bu kliple kime, niye meydan okuyor?

Ona bu meydan okuma zeminini kim/kimler yarattı?

Bu tablo, Devlet erkini elinde bulunduranlar açısından ciddi bir sorumsuzluktur.

Devleti ‘küçük’ düşüren, kin, nefret kusan ırkçı klip ile ilgili durum geçiştirilecek bir durum değil.  

Yansıyan bilgilerden güvenlik görevlisi olduğu anlaşılan ‘şarkıcı bozuntusu’ na meydan okutanların amacı her ne olursa olsun,  insani değil, vicdani değil.

Güvenlik görevlisi olması ise durumun vahametini iki kat daha artırıyor.

Bu görevlinin ‘açığa’ alındığı açıklanmış.

Sadece bir kişinin görevden alınmış olması meselenin çözümü için yeterli olacak mı?

Klip çekimi, kendini ele veren bir suç organizasyonu.

Organizasyonda yer alanların tamamına dönük bir uygulama gerçekleşmediği sürece kenti yönetenlerinde bu durumun sorumlusu olacaklarını çok net ifade etmek istiyorum.   

Başka da söyleyecek söz bulamıyorum.