ERKEN SEÇİM VE DİN ADAMLARI (2)
Günümüz tarafgir siyaset yapan, dini küçük menfaatlerine alet eden, dindarlığı konusunda belli kesim tarafında kabul gören bazı zatların dini bazı söylem ve eylemleri kabul edilecek cinsten değildir.
Kelimeyi tevhidi getiren milyonlarca kişiyi sırf siyası alanda kendisi gibi düşünmediği için onlara “kafir, münafık” gibi terimlerle hakaret etmeleri, dinen doğru değildir ve vebali de büyüktür.
Ülkemizde hayırlısıyla bir seçim yapılacak, yasal şartları taşıyan parti ve liderleri bu yarışta yerini alacak, vatandaş da demokratik hakkını kullanarak birisini seçecektir.
Bu seçimde; dini değerlerin, emir ve yasaklarının tercih edildiği bir seçim değil, ülkemizi idare edecek başkan ve milletvekili seçimidir.
Seçilecek kişi ve kişilerde; “anayasaya bağlı, laik demokratik, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağına…” seksen milyonu huzurunda namusu ve şerefi üzerine yemin edeceklerdir.
Bir yorumcu: “Allah’ın gönderdiği ve etrafında toplanın dediği bir adamın etrafında toplanmadığın için kıyamette niçin…” olmayan bir ayeti uyduracak kadar adamların vebalı ne olacak?
Bir başka yorumcu “Allah ve resullü ile savaştığın…”, “hak ve batıl savaşı”, “bize oy vermeyen kafir”, “Bizimle olmayan hain”… Ve daha nice paylaşım ve hakaretler.
Bu tür kişilerin böyle sapık fikirlere sahip olmalarına katkısı olan hacı ve hocalar mahkeme-i Kübra da haliniz çetin olacaktır.
Tahrif edilen aslılarından uzaklaştırılan ve nihayetinde mensuh olan tüm dinlerin neden bu hale geldiğini hiç araştırdık mı?
“Hanı biz meleklere: Adem’e secde edin, demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu.”
“Biz: Ey Adem! Sen ve eşin beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yiyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik.”
“Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları (Cennetten) onları çıkardı. Bunun üzerine: Bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana dek yaşamak vardık, dedik.” (Bakara suresi 34-36 ayetleri)
Yeryüzünde İnsanlık tarihi ile başlayan bu mücadele hep olacaktır. Bizlerde belli bir zamana kadar bu dünyada yaşayacağız. Sırası gelip dünyaya gelen bizler de akıl ve baliğ olduktan sonra şeytanla müthiş imtihana gireceğimizdir.
İnsanlara gönderdiği peygamberler ve kitaplarla yüce Allah, şeytana ve nefse karşı bize doğru yolu göstermiştir.
Şeytanda, İnsanı kandırıp sapıtarak, ahretini ve dünyasını cehenneme çevirmek için elinden gelenin fazlasını yapmış/yapacaktır. Başarılı olmuş mu? Maalesef çoğunluk üzerinde hep başarılı olmuştur.
Şeytanin başarılı olduğu konulardan biri de din üzerindeki tahrifatlardır. Dinler tarihine bakıldığında, dini inkâr edenlerden çok dindar olanların yaptığı tahrifatın daha büyük olduğudur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.