Eğitim ve Toplum
Bir ülkenin, toplumun, kavmin ve bireyin şekillenmesinde en önemli etken eğitimdir.
Eğitim; anne kucağında, ailede, okullarda, tv’lerde, dini kurumlarda, bir arada bulunulan ortamlarda ve mahalle baskısıyla alınır.
Bunlar içinde en uzunu ve etkilisi olanı okullardır.
Dünyaya gözünü açan evlât; kreş, ilk, orta, lise, üniversite derken hayat boyu eğitimini buralarda alır.
Daha önceleri eğitimde belirleyici olan aile; günümüzde, baba, bazen anne-baba çalışmakta, iş yoğunluğu, mesai ve geçim telaşı bu önemin yitirmesine sebep olmakta.
Televizyon, bilgisayar, cep telefonu ve benzeri aletler, ev ortamının vazgeçilmezi, eğlence ve zaman geçirme aletleri, beni âdemi etkileyen, yön veren ve eğiten birinci derecedeki unsurlar olmuştur.
Medya ve okullar eğitim yönleriyle, toplum üzerinde etkili ve belirleyici olması neticesinde kuşak çatışmasına sebep olmuştur.
Kuşak çatışması topluma fayda yerine zararı olmuş, toplumun temelini teşkil eden aile yapısının çatırdamasına sebep olmuştur.
Olması gereken; büyüğün tecrübesi, küçüğün enerjisi ve yeniliklere olan hevesi birliktelik içerisinde olması, birbirini tamamlaması, huzura ve kalkınmaya katkısı olmasıdır.
Maalesef ülkemizdeki eğitimin yanlışlığı ve bu yanlıştan ısrarcı olunması doğru değildir.
Bu yanlış neticesi; küçüğün büyüğü kale almadığı, büyüğün küçüğe değer vermediği, eleştirme ve beğenmeme ile aile içi huzurun bozulduğudur.
Eğitimdeki (öğretim demiyorum) başarısızlık giderek artmakta, huzur bulamayan aileler dağılmakta, aile içi şiddet ve intiharlar gün geçtikçe artmaktadır.
Toplumsal huzursuzluk, psikyatrik hastaların, suça bulaşma ve adlî vakaların gün geçtikçe artması hayra alamet değildir.
Toplumun değer yargılarıyla, örfüyle, gelenek görenek ve kültürüyle barışık olmayan bir eğitimden doğruları beklemek, toplumun huzur ve kalkınmasına katkıda olacağını düşünmek fazla saflık olacağını düşünüyorum.
Olması gereken eğitimimizi, milli ve manevi değerler önem üzerine inşa edilmesidir.
Kuşak çatışmasına yol açacak düşünce ve fikirlerden arındırılmasıdır.
Ülke içeridinde yaşayan farklı; dil, din, mezhep ve benzeri farklılıklar bir zenginlik olarak eğitimin birinci önceliği olmasıdır.
Empatiyi geliştirme, "kendine istediğini başkasına isteme", "Küçüğünü seven büyüğüne saygı duyan" bir eğitim anlayışına dönülmesidir.
Selam ve dua ile
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.