Diyarbakır kalesinden notlar-3

Diyarbakır hakikatli bir kent.

İnsan profili değiştiği için sessizlik var, böyle değildi, haksızlık karşısında bireyler lafını
‘pat’ diye söyler, ‘Yiğidi’ kollar, ‘hırsızı’ dışlardı.

Hala öyle düşünen, konuşan, lafını pat diye gediğine oturtanlarımız mevcut.

Dün sabah işyerine gidiyorum. Fırından ekmeğini almış, evine doğru yürüyen biriyle aynı güzergahta yürüyoruz. Birden Yılmaz Güney caddesinin kazılan ve yeniden serilen asfaltını işaret ederek, ‘Daha geçen yıl serdiler, ne oldu da söküp yeniden yapıyorlar. Bu hırsızlık değilde nedir? Yazık, yazık’ deyip yoluna devam etti.

Doğrusu bende memnuniyetimi bildirdim, ‘haklısın, aynen öyle, ilk akla gelen hırsızlık’ dedim.

O yoluna ben yoluma.

Tanıdığı için mi söyledi, yoksa çekinmeden içini mi döktü bilmiyorum, ancak, korkusuz insanların varlığına iyi örnek olduğunu söyleyebilirim.

Sadece asfalt olsa, geçen yıl döşenen kaldırım taşları da sökülüp takılıyor.

Evet, Kayapınar’da.

AKP il başkanının aylık basın toplantısı için önemli bir konu, gündeme getirmesini bekleriz.

Al sana kentin sorunları.

Kontrolsüz bir minübüs bir kadına çarptı, ölümüne neden oldu.

Şaşırdık mı?

Kesinlikle hayır.

Minübüsler çok kontrolsüz, denetimsiz, başına buyruk.

Her sabah bindiğim için biliyorum.

Çok sürat yapıyorlar, bir taraftan ücret topluyor, diğer yandan güzergahtaki arkadaşlarıyla telefon görüşmesi yapıp, önlerindeki, arkalarındaki araçları takibe alıyorlar. Ciddi bir rekabet var, sinir, stres, sürat.

Sonuç; elbette ki kaza ve ölüm.

Ve de büyük sorumsuzluk.

Minübüs kooperatiflerini daha önce de uyarmıştım, oto kontrol önemli.

‘Eğitim şart’.

Özellikle can taşıma sorumluluğu olanlara.

Genel Sekreter Yardımcısının görevden alınmasına, tutuklanmasına neden olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi spor Daire Başkanı da ‘zorunlu’ izine çıkarılmış diye duyduk.

Kendisine şantaj yapanın hesabına para yatırmıştı.

Soru şuydu; Altın ıslak değilse niye yatırdın?

Belki de bu sorulduğu için gözlerden uzak duruyordur!

Diyarbakır’da iş insanlarına yönelik ‘terör’ örgütüne maddi destek sağladıkları’ gerekçesiyle operasyon gerçekleştirildi.

Varsa böyle bir durum, elbette ki soruşturma açılsın.

Daha önce de olduğu gibi dibi boş çıkacaksa, birilerine yarayıp, birilerini batıracaksa yazık olur. Yapılan çoğu operasyonlarda olduğu gibi üzerinden bir zaman geçtikten sonra ‘Pardon’ olacaksa çok yazık olur.

Onun dışında, kamu zararı söz konusu ise operasyon yapılabilir.

Fark etmez; yer altı ya da yer üstünde, parti partidir. Hangi parti olursa olsun, kendi zenginini, parti zenginini yaratıyorsa kamu adına hesap sormak elbette ki yönetenlerin, adli makamların görevidir, toplumsal sorumluluğudur.

Ülkenin genelinde olduğu gibi kentlerde de parti, belediye, imar zengini enflasyonu var.

Çok süratli büyümeler oldu.

Asıl mesele; bunların arasında ayırım yapmadan, ayıklamaya tabi tutmadan operasyon gerçekleştirmektir.