Çözüm süreçleri ve muhataplar
Dünyadaki örneklerini de incelediğimizde, çözüm süreçlerinin muhataplarının olduğunu görüyoruz. Muhatapsızlık bireylerin yaşadığı bir dünyada mümkünler içinde değil, aksine insan unsurunun olduğu her alanda muhataplık, diyalog, müzakere söz konusudur. Kırılmalar, dökülmeler, ertelemeler söz konusu olsa dahi, kapılar hiçbir zaman kapanmamış, kapatılmamış, muhataplar yok hükmünde sayılmamıştır. Dünya dada örnekleri vardır.
Muhataplık, tarafların vazgeçmemesi gereken en önemli argümandır çözüm süreçleri için. Şahsi, kişisel sorumluluk kapsamında değil, aksine sonsuz bir toplumsal sorumluluk kapsamında değerlendirilmesi gerekir, çok kıymetlidir.
Neden?
Çünkü kan, kin, nefret, ölüm gibi insani olmayan ancak, insan yaşamının bir parçası haline getirilen kavganın bitmesi için verilen bir çabadır, bu nedenle kıymetlidir. Sabır, metanet içerir, bununla birlikte aydınlık bir toplumsal geleceği kurgular.
Dolmabahçe’de masanın devrilmesinden sonraki süreçte yaşananları film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçirdiğimizde, büyük acılar yaşandığını söyleyip, uzatmadan, yarayı daha fazla kanatmamak adına noktayı koyuyorum.
Geldiğimiz aşamada ne yapmalı sorusunun hala gündemde olduğunu görebiliyoruz. Cumhurbaşkanının Diyarbakır konuşmasında HDP’yi kast ederek, ‘Çözüm sürecini biz başlattık onlar sonlandırdı’ demiş olmasını da, ülkenin en sıcak gündemlerinden birinin Kürt meselesi olduğuna yorumlamak gerekir.
*
Çözümlerle ilgili sürecin AK Parti ve HDP’nin (PKK’nin de rolünü hatırlatmak daha gerçekçi olur) aktif siyasi aktörlüklerinin söz konusu olduğu döneme denk gelmiş olması, onların döneminde başlayıp yine aynı dönem içinde kesintiye uğrayıp ‘mola’ alması, bitti anlamına gelmez. Aslında, ‘o bozdu, bu bozdu’ suçlamalarına girerek durumu daha da gergin hale getirmek de gerekmez. Şu ana kadar, iki tarafta sürecin bitirilmesiyle ilgili birbirlerini suçladılar.
Sabır ve metanet, duruma ‘Mola’ gözüyle bakmayı gerektirir, ayrıca kesintiye uğramış olmasını da, ‘Tecrübesizlik’ diye yorumlamak, değerlendirmek gelecekteki görüşmelere kapıyı açık bırakmak gibi öngörmek önemlidir.
Bir sonraki süreçte AK Parti-HDP olmayabilir.
Olur, mu olmaz mı, onu da bugünkü gelişmeler ışığında çok fazla öngöremiyoruz.
Ancak muhataplar her zaman olacaktır.
Mesele Devlet ile ilgilidir, çözüm süreçlerini yürütmek tamamen devletin politikalarıyla ilgili bir durumdur.
İktidarların iç ve dış politikalarına uygun düşmeyen durumlar söz konusu olabilir, bu nedenle süreçler kesintiye uğrayabilir. Belki de sadece böyle bir nedenden dolayı, muhataplar; devlet ve parlamentoda grubu bulunan partiler olmalı. Resmi, açık ve şeffaf müzakerelerle tecrübeleri geliştirmek daha yararlı olabilir. Kamuoyuna mal edildiğinde, şahısları, partileri zan altında tutacak, suçlayacak durumlar da söz konusu olmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.