7 Haziran seçimlerinden sonra işaret fişeği çakıldı, bölge yangın yerine döndü.

Tarihi eserler yok edildi.

Dükkânlar kapandı.

Ölüm korkusu, yaşlı genç, kadın erkek herkesi ‘iç göç’ yollarına düşürdü.

Mevcut durumla ilgili; PKK ve HDP hükümeti, onlar ise PKK ve HDP’yi suçluyor.

Kısasa kısas mantığı ile biri diğerine üstünlük sağlamak uğruna ‘kirli’ bir savaş yürütüyor.

‘Savaşın kazananı, kaybedeni olmaz’ deniliyor olmasına rağmen, bir kaybedeni var ki, o da halkın kendisidir, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Yurttaşlar, bu kaotik ortamdan kurtulmanın beklentisi içindedir.

Bu beklentiye nasıl cevap verilebilinir?

İşte CHP’nin rolü burada devreye giriyor/girmelidir.

AKP ve HDP’nin (dolayısıyla PKK’nin) kaotik ortamdan kurtuluş reçetesinin adı şimdilik ‘çatışmalı zemin, şiddet sarmalının’ devamıdır. Barış reçetesinin tarafı olan ve olması gereken Cumhuriyet Halk Partisinin bu aşamada net bir çıkışı sağlamasının mümkün olmadığı gerçeğini unutmadan nasıl hareket etmesi gerektiğini mutlaka tartışmamız gerekiyor.

Tablo ortada, o nedenle durumla ilgili çok fazla şey söylemeye gerek yok. Ancak, parti olarak yapılması gerekenleri hayata geçirip, güncel tutmakta yarar var.

O nedenle önerim; çok kıymetli bulduğum heyet gönderme, raporlar hazırlamanın ve sunmanın ötesinde kalıcı varlık göstermeye yönelik olacaktır.

Vatandaşın, ‘Gelip gittiler, sadece raporlarla yetindiler’ siteminin ortadan kaldırılması için, durum normale dönünceye kadar kalıcı heyetlerle sürekli bölgede olduğu imajının da kafalarda yer etmesine yönelik çalışma performansı ortaya koymak, CHP’nin bölgede ileriye dönük varlığının kabul görmesine zemin hazırlayacaktır. Aksi takdirde oluşan boşluğu birileri dolduracaktır.  

Cumhuriyet Halk Partisi Genel merkez kararıyla bölgede kalıcı heyetlerle bölge halkının yanında olduğunu mutlaka hissettirmelidir. Bir-iki günlük gidiş-gelişlerle değil, dönüşümlü heyet görevlendirmeleri yapılarak, günlük bilgi akışının sağlandığı, genel merkezin bilgisi dâhilinde bu bilgi akışının medya ile paylaşıldığı bir çalışma programı uygulanabilir.

Görevlendirilecek dönüşümlü heyetler, Diyarbakır merkezini karargâh olarak kullanarak, bölge il ve ilçelerinde olan-biteni Genel merkeze raporlaması, bunların genel merkez aracılığıyla gün aşırı medya ile paylaşılması bölge ile bağların yeniden inşasına katkı sağlayacağı inancındayım. (Yanımızdalar, bizimle birlikteler, sorunumuzu paylaşıyorlar/dert ediniyorlar düşüncesinin vatandaşın kafasında yer etmesi son derece önemli)

‘Gelip-gittiler’ biçiminde değil, ‘Buradalar, bizimle birlikteler’ gerçeğinin bölge halkının beyninde ve yüreğinde yer etmesine katkı sağlayacak bir çalışma programının uygulanması parti tabanında da mutlaka kabul görecek ve desteklenecektir diye düşünüyorum. Doğu ile Batı arasında köprünün sağlamlaştırılması belki de böyle zamanlarda mümkün olabilir.  Bugün değilse, başka bir zaman olmayabilir.