Naci Sapan

Yaklaşık 10 yıldan fazla bir zamandır Ortadoğu ülkeleri konumuna yakın bir performansın içine çekilmiş olmamızın hepimiz için felaket olacağını haykırdık, durduk.

Şimdi Ortadoğulu olmanın kıyısında duruyoruz, felaket hepimizin kapısında.

Çağdaş, laik bir ülkenin vatandaşları olarak, din, dil, ırk temelli gerilimli bir ortamın içine doğru çekiliyoruz. İçinde bulunduğumuz durum tamamen iktidarın beceriksizliği, aymazlığı, vurdumduymazlığının sonuçları.

Eğitimden, sağlığa, adalet kurumlarına, parlamentoya kadar uzanan silsilede devletin temel taşlarını yerinden oynatarak, kendilerine göre sistem denemek isteyenlerin bizleri getirdikleri yer Ortadoğu ülkesi olmaya namzet bir konumdur.

Çağdaş, laik ülkenin insanlarına, böyle bir durumu kabul etmek, böyle bir yangının içine bilerek, isteyerek atlamak elbette ki yakışmaz. Aynı zamanda kabul edilemez bir durumdur.

Suriyelilerin iç savaş atmosferinden kaçarak Türkiye’ye geçişlerinin insani boyutta kabulü konusunda bir sıkıntı yaşanmadı. Asıl sıkıntı savaşsız bir atmosferde daha yoğun gelişleri ile ilgili oldu. Suriyelilerin dönüşleri beklenirken kalıcı oldular.

Gelişleri ve kalışları konusu her ne kadar mülteci statüsüne uygun, kurallar dâhilinde olmasa da yerleştiler, kalıcı oldular. Entegrasyon meselesi konusunda bir çalışmanın varlığını hissetmedik.

Afganlıların gelişi ise yeni değil, bir yıldan fazla bir zamandır, İran-Türkiye-Van-Diyarbakır güzergâhında seri bir şekilde geliyorlar. Sayısız haberler yapıldı, oralı olan olmadı. Gelenler Diyarbakır otogarı çevresinde konakladılar, fırsat buldukça Batı illerine geçtiler. Yanlarında hiç, kadın, çocuk yok, hepsi çok genç. Böyle olunca son zamanlardaki iddialarda halkın kafasını karıştırmaya başladı. Bir plan dâhilinde geldikleri yönündeki iddialardan kaynaklı tepkiler, provokasyonlarla da buluşunca ortaya Ankara Altındağ meselesi çıktı.

Neden her ne olursa olsun, planlı ya da plansız, bütün gelişlerin ardından alınmayan önlemlerden tamamen iktidar sorumludur. İnsanlar bulundukları zor koşullardan kurtulup kendilerini güvenli bir yere atıyor, gerisini de düşünmüyor.

Bizim aslında göçmen gelişlerinden, kalışlarından çok, iktidarın duruşunu sorgulamamız gerekiyor. Tepkilerin odağı iktidar olmalıdır. Göçmen gelişleri ile ilgili politikasızlık, Türkiye’yi Ortadoğu ülkesi olmaya namzet bir hale getirdi.

 Bizlerin, yurttaşların gelecek için kararımız çok önemli;

1-Çağdaş, laik bir ülke mi olacağız

2- Ortadoğu ülkesi mi olacağız?

Karar hepimizin.