VİDEO - Kentin yüz yıllık hafızası
Özel Haber/ Mümin Ağcakaya
TİGRİS HABER - Yüzyıldan fazla bir zamandır Kilis’ten gelerek Diyarbakır’da önce baklavacılık daha sonra da dönercilik yapan Üç Kardeşler Lokantası’nın yüz yıllık öyküsünü bilenler çok az, bilmeyenlere de anlatmak istedik. Kentin 3 kuşak, yüz yıllık hafızasını yeni kuşaklara anlatmak istedik.
Üç Kardeşler Lokantası üç kuşak Diyarbakır’da damaklarda unutulmaz tatlar bırakan İsmet İnönü Caddesinde yer alan küçücük bir lokanta. Mekânı küçük ama geçmişi de bir o kadar uzun. Neredeyse yüz yıldan fazla bir zaman diliminde dedelerden torunlara devredilerek gelen bir geçmişe sahip. Lokantanın oldukça uzun olan bu tarihinin de ilginç bir hikâyesi var. İlk olarak Melik Ahmet Caddesinde açılan bu küçük dükkân zamanla kentin en gözde yeri haline geliyor. Öyle ki zamanla kentin en yetkililerinden, kente gelen hatırlı, ünlü misafirlerin götürüldüğü, herkesin birbirine tavsiye edildiği, tadı damaklarda kalan bir mekân haline geliyor.
Halep’te Dönerciliği Öğreniyor
Bu hikâyenin başlangıcı Kilis’ten başlıyor. Kilis’te yaşayan dede Hacı Ömer Külahçıoğlu zaman zaman Halep’e iş olanakları için gidip geliyor. Bu gidişlerinde Halep’te döner ilgisini çekiyor. Burada dönerin nasıl yapıldığını öğreniyor. Daha sonra kendilerine en uygun ne tür iş yapabilirim diye arayış bir içindeyken Antep’te meşhur olan baklavacılığı Diyarbakır’da yapabileceklerine kanaat getirerek dört çocuğuyla birlikte Diyarbakır’a geliyorlar.
Melik Ahmet Caddesinde Başlayan Baklavacılık
Ömer Külahçıoğlu Melik Ahmet Caddesinde kiraladığı dükkânda baklavacılık yapmaya başlıyor. 1954 yılında dükkânı İnönü Caddesine taşıyorlar. 1965 yılına kadar baklava, dövme dondurma, tulumba tatlısı ve kuru pasta yapıp satıyorlar. Aynı işi yapan dükkânların sayısı artmaya başlayınca Hacı Ömer Külahçıoğlu’nun çocuklarından Nedim Külahçıoğlu başka işlerle ilgilendiğinden lokanta işlerinden uzak duruyor. Hacı Ömer’den sonra işleri devralan çocuklardan Durmuş, Hasan ve Ömer Külahçıoğlu baklavacılık yapan dükkânların artmasıyla birlikte dükkânı geliştirmek için; babalarının kendilerine öğrettiği döner yapmaya başlıyorlar.
Baklavacılıktan Dönerciliğe geçiş
Böylece 1965 yılından sonra baklavacılıktan dönerciliğe dönmeye karar veren üç kardeş lokantalarının ismini de Üç Kardeşler Lokantası yapıyorlar.
Dedeleri Hacı Ömer’den öğrendikleri döner Diyarbakır’da insanların damak zevkine uygun geldiğinden, Üç Kardeşler Lokantasındaki dönerin tadı ve lezzeti şehirde ünleniyor. Öyleki o dönem Üç Kardeşler Lokantasında döner yemek bir ayrıcalık haline geliyor. Kentte görevli memurlardan mülki amirlere, millet vekillerden kente gelen hatırlı misafirlere, kente gelen ünlü sanatçılara kadar birçok kesimin uğrak yeri haline geliyor. Hatta şehir dışına gitmiş olanlar kente ziyarete gelen eş dost ve ahbabına Üç Kardeşlerden döner yemeden gelme diyorlar.
Tigris Haber Gazetesi olarak evinde ziyaret ettiğimiz Durmuş Külahçıoğlu’nun oğlu olan torunlardan Ramiz Külahçıoğlu ile lokantanın geçmişine ilişkin sohbet ettik.
Unutulmayan Tad
Ramiz Külahçıoğlu ilk önce lokantada çırak olarak çalışmaya başlıyor. Zamanla iyi bir döner ustası olan Ramiz Külahçıoğlu 25 yıla yakın çalıştıktan sonra emekli oluyor. Torun Ramiz Külahçıoğlu Diyarbakır’da dönerin neden bu kadar sevildiğini ve eski kuşakların bu tadı neden unutamadıklarını şöyle anlatıyor;
“Her şeyden önce etin seçiminin önemli olduğunu, bu etin bir gün önceden kendimize özgü soslarla hazırlıyor ve dinlenmeye bırakıyorduk. Bu sosla bekletilme sürecinden sonra et kendi tadını alıyor ve yiyenin damağında unutamayacağı bir tat bırakıyordu.
Ayrıca dedemizden bize anlatılan ve öğütlenen her zaman müşteri memnuniyetiydi. İşin maddi kısmı daha sonra geliyordu.” Diye anlatmaktadır.
Torunlardan Ustalarına Devredilen Lezzet
İkinci kuşaktan çocuklar vefat edince üçüncü kuşak olarak işi devralan torunlardan Yılmaz, Zafer ve damatlardan Mehmet Dorukoğlu bu işi devam ettirmek istemiyorlar. Torunlar dedemizin ve babalarımızın bu kadar emek verdiği dükkânın adının ve lezzetinin de devam etmesini istiyorlar. Burayı en iyi işletecek olanın yanlarında çırak olarak işe başlayan, zamanla ustaları olan Abdulkadir Yasa ve Abdülhakim Ölken’e devrediyorlar.
Şimdi Üç Kardeşler Lokantasını işleten ustalardan Abdülkadir Yasa bu işe nasıl ve ne zaman başladığının öyküsünü şöyle anlatıyor; “1990’burada işe başladığımda 16 yaşındaydım. O zaman dışarıcı olarak işe başladım. Daha sonra ustam Yılmaz Kulakçıoğlu beni döner için yetiştirdi.
Askere gidip döndükten sonra tekrar beni tekrar işe aldılar. ‘Siz bu işi biliyorsunuz bu meslek boşa gitmesin, siz çalıştırın’. Dediler. 2010’da bize devrettiler. Ben de Abdülhakim Ölken’le birlikte burayı satın aldık.
Üç Kardeşler Lokantasını işleten ortaklardan olan Abdülhakim Ölken 1984 yılında lokantada çalışmaya başlıyor ve zamanla o da usta oluyor. Dükkânı ne zaman ve nasıl devraldıklarını şöyle dile getiriyor;” Ustalarımızdan Durmuş Külahçıoğlu, Hasan Külahçıoğlu, Ömer Külahçıoğlu’ydu. Bunlar vefat ettikten sonra çocukları bu işi devraldılar. Onlar da biz artık yorulduk dediler. Burayı satmak istediklerinde bize sizden memnunuz gelin size devredelim dediler. Biz de 2010’da burayı devraldık. O zamandan beri de işletiyoruz. Lezzet hiç değişmedi başlangıçtaki gibi devam ediyor. Hatta Diyarbakır dışında yaşayıp da buraya gelenlerden giderken burada paket yaptırıp götürenler de oluyor.
Milletvekilleri, Valiler ve hatta Cüneyt Arkın, Azer Bülbül de geldi
Dükkâna gelen müşterilerinin de dededen toruna geçtiğini söyleyen Yasa; gelen müşteriler; ‘dedemiz babamızı babamız da bizi getiriyordu. Şimdi biz de çocuklarımızı getiriyoruz’ diyorlar.” Diye anlatan Yasa geçmişte elit bir yer olan lokantanın müşterileri arasında; “ Valilerden, kaymakamlara milletvekillerine, belediye başkanlarına, hatta kente gelen sanatçılardan Cüneyt Arkın, Hakkı Bulut ve Azer Bülbül’e kadar birçok kişinin geldiğini, hatta başka şehirlerden buraya gelenlere Üç Kardeşlerde döner yiyin diye tavsiye ediyorlardı.” Diye geçmişte kimlerin uğrak yeri olduğunu anlatmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.