‘Sudan Sebep’ üzerine söyleşi

Mümin Ağcakaya
Ortasında kalakaldım işte/ Gözümün feri ile aydınlanan bir damla ile
Sonsuz mutluluğun sonlu olduğunu bilerek/ kalakaldı damla sonsuz
TİGRİS HABER - Annesinin vefatından duyduğu acıyı dindirmek için Su’ya içini döken; su’yu iyileşmesini sağlamada bir yol gösterici olarak gören ressam ve şair Şilan Doğan Atlı, yazdığı şiirleri ‘Sudan Sebep’ kitabında topladı. Her şiirine resimleri eşlik etti. Su’yu yaşamın, terapinin, iyileşmenin aracı olarak gören ressam ve şair Şilan Doğan Atlı Tigris Haber Gazetesine kitabı üzerine konuştu.
Sudan Sebep’in yazım hikâyesi nasıl başladı?
Bilmem kaç bininci kez yazıp duamı kâğıtlara/ Saldım/ Diclenin sularına da/ Kaç bin yıldır kimlerin dualarına ve ahlarına karıştı da/ kim bilir/Söyledim şimdi bunu suyun kulağına/ Suyun hafızası hafızası sese dönüşsün de/ Üç ayrı ülkeyi dolaşsın bakalım Dicle/ Dönüp dolaşacağı yer/ Kaynağı değil mi ki yine de/ Başlangıçta cennete akan bir ırmaktı/ Herkese vaat edilen Ganj da, Nil de ey Dicle!
Annemin vefatından sonra resim yapmak beni fazla rahatlatmıyordu. Yazı daha hızlı bir şekilde arınmayı sağlayan bir yöntem oldu. Acımı hafifletmeye çalışıyorum. Yazdıklarımın bir yere doğru evrildiğini fark edince bunları edebi bir metne doğru dönüştürdüm. Sonra yazdıklarıma resimler eşlik etmeye başladı. Bunu iki dilli olmanın halleri gibi düşünüyorum. Resim de bir dil olduğuna göre diyorum. Benim metinlerimin arasına sızma şeklinde oldu.
Oraya düşen bir yağmur tanesi söyledi bana/ Yangını söndürmek için çırpınırken canı pahasına
Herkes bir şekilde yaralıdır ama nasıl iyileşebilir?
İnsan çok sevdiği birini kaybedince; insanda çok derin kırılmalar yaratıyor. Kırılma noktalarında varoluşu sorgularken; niye varız? Diyorsun. Sonuçda yaşam devam ediyor ve bir şeylerle uğraşmak zorundayız. Ve nasıl iyileşebiliriz? Çünkü hayatta herkes bir şekilde yaralıdır. Bunu anlıyorsunuz. Sanatla iyileştirmeye çalışıyorsunuz. Resim olsun, yazı olsun, dans olsun. İnsanlar bir şekilde hayatın tüm acılarına rağmen hayatta kalmaya çalışıyorlar. Benim içinde bir bahane oldu bu kitap. Sanatla buluşmak için, insanlarla iletişime geçebilmek için, sudan bir sebebim oldu. Yazdıklarımın su temasında biriktiğini fark edince; bir süre sonra suyun arındırıcılığıyla doğru yol almaya başladım. Bu süreç yaklaşık iki buçuk yıllık bir zaman oldu. Bu anlatılar edebi bir metne dönüştü.
Akıp gitmek için hayata öylece/ Yaşamı ören benim, örümcek kadın gibi/Hayat şarkısı söylemek gerek/ Elimizde ateşten ve sudan meşalelerle
Şiirlerinize resim nasıl destek oldu?
Resim tek başına bir dildir. Ama biraz kapalı bir dildir. Bu yüzden biraz daha uğraşmak gerekiyordu daha iyi anlayabilmek için. Bazen kelimeler durdu. Çizgi kendini araya sıkıştırmaya başladı. Ben de buradayım dedi. Zihnim demek ki o iki dille birlikte çalışıyor. Bazen çağrışımla oldu. Bazen bir kelimeden yola çıkarak resim oluştu.
Resimler sadece siyah beyaz, biraz daha grafiksel oldu. O görseller beni çağırdı. Belki de aldığım eğitimler zihnimi o şekilde yönetti. Kelimeler aklıma gelir gelmez hemen yanında bir görselde beliriyordu çoğunda. Başka bir gözle hayata nasıl bakabiliriz, daha yakından bakınca neleri görürüz ile ilgili bir araştırmaydı. Yazarken aynı zamanda kendim de keşfediyordum, iyileşiyordum.
Sanatın iyileştiriciliği ve evrenselliği biliniyor ve bunu zaten birçok kişi uyguluyor. Sanat terapileri yapıyorlar.
Bütün şiirlerinizde su geçiyor. Niye su?
Çünkü su çok zengin ve çok iyileştiricidir. Hayat kaynağıdır. Bütün bunlara baktığım zaman beni bütün yönleriyle çağırdı. İnsanın var oluşuna bakınca, ana rahminde bile suda var oluşumuz. Oradan başladım. Sonra baktım hayatın kaynağı olarak; suyla o kadar temas içindeyiz ki her alanda. Bir damla yaşamın nüvesiyse damlalar komplike bir yaşamı ortaya çıkarıyor. Su sadece yaşam kaynağı değil aynı zamanda bir düzenleyici. İyileştirici bir yönü de var.
Hayatımızda sudan sebepler ne kadar çok?
Sudan Sebep’ de ben nelerden bahsedebilirimdim. Aslında bir amacım vardı. Hem kişisel olarak iyileşmek hem de başkalarına şifa olmak. Suyun farkındalığını da, sanatın iyileştiriciliğini de anlatabilme olanağı bulma şeklinde bir amaç edinmiştim. Suya baktığımda da takıntılı oluyor insan. İnsan yaşamı fetüsle başlıyor. Sonra manzara, deniz, nehir disipline edilmiş barajlar, insanın suyu zapt etme edimi, sonra ulaşım aracı olarak, buluşma noktası olarak, sonra kutsama nesnesi olarak. Sonra zıttı olarak susuzluk. Problem olarak seller, su savaşları, su korkusu gibi. Kısacası; su döngüsü sadece hayatı şekillendirmiyor. Aynı zamanda insanların kavgasının, savaşlarının, varlığı ve yokluğunun yanında; inanç bağı rolü olarak da çok yönlü ve hayati bir madde olarak karşımıza çıkıyor.
Su benim için iyileşme. Suyu anlama çabası bile bir iyileştirmeyi oluşturdu. Yazarak bile bir arınma oluştu bende. Doğadaki bir arınma demiştik su için. Anlamaya başladıkça aynaya bakmak gibi oldu biraz. Kendine bakmak, yakın duyduğun bir şeyin tanımadığını fark etmek. Temelinde bu vardı.
Suçiçeği hastalığı gibi delilik de bulaşıcıdır/Sever insan bir gün deliliğini/Korkmaktan korkmamayı mı yoksa/Korkmaktan korkmayı mı öğütler insanlara/Suya anlat korkularını ve kötü rüyalarını/ Binbir gece rüyaları karışsın geceden/ Günün ve suyun ışıltısına
Suyu esas almayı neler çağrıştırdı?
Asıl amacım anneme yazıp içimi döküp rahatlamaydı. Sonra anneme baktıkça ya da var edene baktıkça annem benim için var edendi. O artık yok. Ana rahmindeyken, fetüsdeyken anne sıvısı içindeki su temasımız bizim var oluşumuzda; suyun ne kadar hayati olduğuna dair ışık yandı. Annemden bahsediyorum ama sudan bahsediyorum. Kızlarımdan bahsediyorum ama sudan bahsediyorum. Hayatı anlamaktan bahsediyorum ama sudan bahsediyorum. Yani su bana yol gösterdi.
İnsan arınmak için bir şeyler yazıyor. Edebi bir şeye dönüştüğünü de görüyor. Sonra Mehmet Atlı ve Metin Aydın en başta kızımın da desteğiyle bunları kitaba dönüştürmelisin dediler. İnsanlar bir şeyler yaratınca çok cesur olamıyor. Birilerinin size cesaret vermesi, destek olması gerekiyor. Yanınızda sizi seven, size destek veren birilerinin olması büyük şanstır. Burda kızım ısrarla kitaba dönüşmesi için ısrarı oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.