VİDEO-Doğadan tabloya: Kurutulmuş çiçekler
Yayınlanma:
Çocukluğundan beri çiçek ve yaprakları toplayıp kitapların arasında kurutan, sonra çerçeveleterek tablolar yapan ve çalışmalarını Hewş Cafe’de sergileyen Bahoz Damlayıcı Tigris Haber’e konuştu.
Mümin Ağcakaya - Özel
TİGRİS HABER-Çocukluğunda okula giderken parktaki çiçek ve yaprakları kitabının arasında kurutan Bahoz Damlayıcı, daha sonraları arkadaşının doğum gününde ona hediye olarak çerçeveletip götürür. Çiçeklerden oluşan tablosunun beğenilmesi üzerine, doğadan topladığı çiçek ve yaprakları kurutma işini atölye açarak daha da geliştirmeye ve bunu bir uğraş haline getirmeye başlar. Öğretmenliğinin yanında çiçeklerden tablolar yapan sanatçı Bahoz Damlayıcı sorularımızı yanıtladı.
Bu merak ne zaman başladı?
Çocukken çoğumuzun kitapların arasına çiçekleri, yaprakları kuruttuğu gibi ben de kurutuyordum. Zamanla çiçekleri kurutma işini sevmeye başladım. Topladığım çiçeklerin adını öğrenmek, onlar hakkında bilgiler toplamaya başladım. Çiçekler hakkında öğrendiklerim beni çiçeklerle uğraşmayı daha fazla sevdirdi.
Ben çocukluğumdan beri toplayıp kurutuyorum. Şimdi 27-28 yaşındayım. Neredeyse 16 yıldır topluyorum diyebilirim. Şehirde büyüdüm o zamanlar köy yüzü görmüş değildim. Çiçek toplama alışkanlığı şöyle gelişti; O zamanlar gittiğim ilkokul parka yakındı. Parktaki yapraklar hoşuma gidiyordu. Okula giderken yaprakları çiçekleri alıp kitaplarının arasına koyuyordum. O zamanlar bunu yaparken ilerde bu işi bir uğraşa dönüştüreceğim, bu kadar form kazanacağım, doğa ile bütünleşeceğim asla aklıma gelmiyordu. Sadece kitaplarımın arasında kurutmak hoşuma gidiyordu.
Bu iş sizde nasıl bir forma dönüştü?
Dicle Üniversitesinde sosyoloji okuyordum. Sınıf öğretmenliğine geçtim. Öğrenciyken iki kadın arkadaşımın doğum günü vardı. Mardinkapı tarafında kalıyoruz. Maddi durumum iyi olmadığı için nasıl bir hediye götüreyim diye düşünürken, aklıma kuruttuğum çiçeklerden bir hediye yapmak geldi. İki tane ahşap çerçeve aldım. Fon karton üzerine akşamsefaları ve hercai menekşelerden oluşan çiçekleri serpiştirdim. Hediye olarak götürdüm. Arkadaşlarım çok beğendi. Mutlu oldular. Hediyeyi gösterdikleri kişilerin de çok hoşlarına gitmişti. Ben de daha sonra bunu devam ettireyim diye düşündüm.
Bu işe daha profesyonel yaklaşmaya başladım. Camcıya gittim ölçüler verdim. O dönem alüminyum çerçeveler kullanıyordum. Arkadaşım Ayşe Suna ile tanıştıktan sonra; ‘ben de bir iki tablo deneyebilir miyim’ dedi. Ben de sen sipariş alıyorsun, ben yapıyorum diyerek işime kimseyi karıştırmak istememiştim. Sonra yapmak onun da hakkı diyerek yap dedim. Baktım benden daha güzel yapınca o zaman biz bu işi beraber yapabiliriz dedim. Çerçeveleri ahşaptan yapmaya başladık. Böylece atölyemizi kurduk. Her geçen gün zenginleştirerek bu noktaya getirdik.
Yaptığınız çalışmaları nasıl değerlendirdiniz?
Şimdiye kadar Diyarbakır, Van ve Mardin’de olmak üzere 4-5 sergi yaptık. Bir sergi için daha teklif aldık, ama sağlık sorunlarından dolayı yapamadık.
Yaptığımız bu sergilerde ilgiyle karşılandı. Kimisi biz de kurutuyorduk ama bu şekilde olacağını düşünememiştik dediler.
Bu iş tutkuya dönüştü, nasıl geliştirdiniz?
Belki de bu köye, doğaya bir özlemdi. Doğada birçok tür yok oluyor ve bir daha bulunamaz hale geliyor.
Sadece çiçek diye bakmamak lazım. Çiçeğin kokusu, görünüşü, rengi güzeldir. Ama aynı zamanda doğanın bir hafızası olarak da bakmak gerekir. Yarın belki bazı türler yok olacak, olmasa bile siz doğadan bir demet rengi, kokusu ve güzelliğini insanlara sunmuş oluyorsunuz. Birçok insan çiçeklerin çoğunun ismini bile bilmiyor. Bunları hatırlatmış oluyoruz.
Diyarbakır’da doğa hafıza galerisi iyi olur
Önümüzdeki dönemlerde sadece bir bölgede gördüğünüz çiçekleri değil de daha profesyonel olarak yapabilmek için bölge, bölge gezerek bunu daha zenginleştirmek gerekir. Her bölgenin kendi doğasına göre çeşitlilikleri var. Farklı bölgelerden topladığımız çiçekleri bölgelere göre ayrıştırarak, hatta her bölgenin kendi içinde de rakımlara göre yetişen çiçekleri var. Bunları ayrıştırarak, çok yönlü kategorize ederek hafızayı genişletmek lazım. Tabi bunun için maddi durum da önemli rol oynamaktadır.
Diyarbakır’da bu tür çalışmaların da sergileneceği bir galerinin açılması iyi olur.
Kültür-sanat
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.