VİDEO - DİYARBAKIR’IN HİKO BABA’SI BEYAZ PERDEDE

Mümin Ağcakaya

TİGRİS HABER - Diyarbakır’da çekilen ‘Cintihar’ korku filmi ile zor olanı deneyen yapımcılar, filmlerinin bu kadar ses getirmesinde Hiko Baba (Hikmet Ulucan)’ın etkisinin büyük olduğunu söylediler.

Vizyona giren Cintihar filminin Diyarbakırlı yapımcıları Vural Vural ve Yekta Ener Güven’e neden korku filmi çektiklerini ve çekimler için Diyarbakır’ı tercih ettiklerini sorduk. Yapımcılardan Vural Vural;

‘Diyarbakır’da nefes alırken bile farklı hissediyoruz’

“Doğduğumuz topraklar, buradan beslenmek istedik. Dünyanın birçok ülkesine gittim nereye gidersem gideyim. Buraya geldiğimde duyduğum bu mutluluk, bu haz dünyanın hiçbir yerinde yok. Doğduğumuz bu topraklarda nefes alırken bile çok farklı hissediyoruz. İstanbul’da yaşıyorum ama buraya âşık biriyim. Memleketimle ilgili bir şey yaparken de çok mutlu oluyorum.” Derken yapımcı Yekta Ener Güven de; Diyarbakırlı olduklarını ve buraların sanatsal ve kültürel anlamında çok bakir kaldığını, dolayısıyla bu kaynaklardan yararlandıklarını ve yararlanmaya devam edeceklerini söyledi.

‘Oyuncularımızı yerelden seçtik’

Film çekimi için Diyarbakır’ı neden tercih ettiklerini yapımcı Vural; “12 yıl önce Diyarbakır’dan İstanbul’a yerleştim ve onlardan biraz daha şanslıydım ailem bana destek verdi. Buraya geldiğim zaman 12 yıl önceki yaşadığım süreçleri birçok arkadaşım da yaşıyordu. Onlara bir şans vermek istedim. Çok yetenekli oyuncular ve tiyatro geçmişi olan insanlardı. Nereden başlayacağını bilmiyorlardı. O yüzden Yekta ile ortak karar aldık ve bütün oyuncularımızı yerelden seçmeye karar verdik.”

Hiko Baba filmin renkli karakteri oldu

Oyuncuları yerelden seçerken Hiko Baba (Hikmet Ulucan)’la karşılaşmalarına sevindiklerini, çünkü Diyarbakır’da sevilen biri olduğunu söyleyen Yekta Ener Güven; “Özellikle çocuklar Hiko’ya çok ilgi gösteriyorlar. O yüzden çekim süreçleri de eğlenceli geçti. Bu süreçte bize renk vermiş oldu.”

‘Masallar dinleyerek büyüdük’

Yapımcılar filmin yaşanmış bir hayat hikâyesinden yola çıkarak; büyü, tılsım ve korkuyu da içeren böyle gizemli ve ekrana yansıtmasının kolay olmadığı bir konuyu neden tercih ettiklerini;

“Biraz saçma gelebilir ama ben küçüklüğümden beri bu olaylarla haşır neşirim ve onu açığa çıkarma derdindeyim.Bir şey var onu biliyorum ama onun ne olduğunu bilmiyorum. O yüzden o bilmediğim şeyin peşinden koşmaya çalışıyorum. Orda da arkadaşım Yekta ile aynı fikirdeyiz. O yüzden aslında uzakta gördüğümüz şeyin ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. “ diye konuşan Vural’a yapımcı Yekta da; “Çocukken masalları dinleyerek büyüdük. Dedem masal anlatıcısı gibiydi, bu tür konuları seviyorum.

‘Neneler ve dedelerden besleniyoruz’

Nenelerden, dedelerden besleniyoruz. Yaşanmış hayat hikâyelerinden esinlenerek yola devam ediyoruz. O yüzden neneler, dedeler bizim için çok önemli.”

Korku filmi çekmenin kolay cesaret edilemeyen bir konu olduğunu, neden korku filmiyle başladığını sorduğumuzda ortak fikirde olan yönetmenler; “Cesur olduğumuzu düşünüyoruz. İlgimizi çekti. Zerzevan ilgimizi çekiyor. Masallar ilgimizi çekiyor. Büyüler, doğaüstü konular ilgimizi çekiyor. Olmayan bir şeyi denemek istedik”

‘İnsanlar korkarken de değişik duyguları hissetmeyi seviyor.’

“ Aşk filmi yapmak dünyanın en kolay işidir. İki insanın aşkıdır. Filmimizde aşkı da, mitolojiyi de, büyüyü de işledik. Her şeyin olduğu karma bir hikâyemiz var orada. Korkuyu işlemek sanat anlamında daha zordu. Bu zoru başardığımızı düşünüyorum. Yeni aşamadayız. Umarım başarılı oluruz. Korku evrensel bir duygudur. Evrensel olan duyguyu işlemekte bir taraftan cazip geliyor. Korku insanoğlunda var olan bir duygu. Ve ilgi çekici bir konudur. İnsanlar korkarken de değişik duyguları hissetmeyi seviyor. Değişik duygular insanlara her zaman cazip geliyor.” diye yanıtlıyorlar.

Filminiz ne tür tepkiler aldı?

“Beklediğimizin üstünde çok güzel tepki geldi. Bu kadar ses getireceğini tahmin etmemiştik. Bunların en önemli nedenlerinden biri de Hiko Baba’nın etkisi olduğunu düşünüyoruz. Bölgede yerelde ve ulusalda bu kadar sevildiğine şahit olduk.