'Hatırlamıyorum' ve 'Bilmiyorum' davası devam ediyor

'Hatırlamıyorum' ve 'Bilmiyorum' davası devam ediyor
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Köyünde öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran davasının ikinci duruşması devam ediyor.

TİGRİS HABER - Diyarbakır merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin davanın ikinci duruşmasına sabah saat bugün saat 9:15'de başlandı.

Sabah ağabey Baran Güran'ın müşteki olarak ifadesiyle başlanan duruşmada, Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Avukat Nahit Eren'in, Baran Güran'a sorular yönelttiği sırada baba Arif Güran fenalaşarak hastaneye kaldırıldı.

Bugünkü duruşmada tanık konumunda bulunan 18 yaş altındaki çocukların da pedagog eşliğinde ifadeleri alındı.

Duruşmaya saat 16.00'da ara verilmeden önce son olarak tutuklu şüpheli amca Salim Güran'ın eşi Melek Güran'ın ifadesi alındı. Melek Güran, daha önce kollukta ve savcılıkta verdiği ifadesinden "Baskı ve şiddet altında verdim" diyerek vazgeçti.

Tanıkların ve sanıkların dünden bu yana ifadeleri alınırken sorulan soruların büyük çoğunluğuna "Hatırlamıyorum" ve "Bilmiyorum" şeklinde cevapları devam ediyor.

Öte yandan aile üyesi tanıklar, soruşturma süresince kolluk ifadelerinde sürekli işkenceye ve şiddete maruz kaldıklarını iddia ettiler.

Duruşma devam ederken şu ana kadar alınan ifadeler şöyle:

Baro Avukatları: Sence kardeşine ne oldu?

Baran Güran: Kız kardeşim tepeye çıkmadan önce (Nevzat Bahtiyar'ı göstererek) bu köpek tarafından kaçırıldı.

Avukatlar: Neden yapmış olabilir?

Baran Güran: Cevap vermek istemiyorum.

****

Baro Avukatları: Narin'i 5 saat arayıp bulamadığınızı ihbar etmişsin.

Baran Güran: 1 saat desem ilgilenmezler diye öyle ihbar ettim.

Avukat: Sence ne oldu?

Baran: Biz kardeşimin kaçırıldığını düşündük.

Avukat: 19 gün kardeşin aranıyor. Aileniz yanlış yönlendiriyor, ne diyorsunuz?

Baran: Benim ailem karakol görmemiştir o yüzden yanlış ifade vermiş olabilirler.

Avukat: Enes madde kullanıyor mu şiddet uygular mı?

Baran: Kesinlikle öyle bir şey yok.

Avukat: Kolunu ısırdı.

Baran: Ben de kolumu duvara vurdum, bundan haberiniz var mı? Normal bir durum bu.

Avukat: Nevzat ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz mesela ailenle dost mu?

Baran: Uzun zamandır konuşmuyoruz onu biliyorduk.

Sanık avukatı soruyor;

Avukat: Nevzat, Narin dışında başka çocuğa para verdi mi?

Baran: Vermemiş. Yaşıt çocuklara sorduk sadece Narin'e para vermiş.

Avukat: Sence Nevzat babanla tartışması sonucu bu cinayeti işlemiş olabilir mi?

Baran: Olabilir. Nevzat çok soğukkanlı 50 cinayet işlemiş gibi.

Hakim: Baran, "Nevzat para verdi" dedin. Neden şüphelenmedin o sırada?

Baran: Normal olabilir.

Hakim: Sen, "soğukkanlı, cinayet işlemiş gibi" dediğin için söylüyorum.

Baran: İnsan ilk kez cinayet işlemiş, insan korkar ama o babamın yanına geldi o derece soğukkanlı.

Narin'in dayısının oğlu Muhammet Kaya'ya geçildi.

Muhammet: Enes dayımın oğlu Salim dayım olur. O sabah uyandım davetiye dağıtıyordum. Akşam 8'de Devran Güran haber verdi Narin kayıp diye. Biz de aramaya gittik.

Hakim: Terliği bulduğun güne gelelim.

Muhammet: Süt almaya giderken terliği gördüm es geçtim sütü aldım dönüşte tekrar terliği gördüm alayım dedim aldım.

Hakim: Oradan yüzlerce kişi geçti kimse görmedi de sen nasıl gördün? Acaba sana başka biri söylemiş olabilir mi?

Muhammet: Terliği aldım eve geçtim. Evde toplantı yapılacaktı komutan bağırıyordu ben de ona yardımcı olayım dedim sonra arabaya bindik Osman arabada terliği fark etti Baran'a atalım dedi fotoğrafı attı.

Hakim: Terliği unutmak biraz ilginç belki o yüzden tutuklusun. Neden herkese göstermedin?

Muhammet: Unuttum o panikle Yüksel terliği gösterince ben olabilir dedim ki kızın terliği vardı ama sonra baktık numarası farklı. Anladık Narin'in olmadığını.

Savcı: Salim seni bilmediğin biri ile ayın 22'sinde bir yere göndermiş. Neresi orası?

Muhammet: Bilmiyorum, belki dayım istihbarattan biri ile göndermiştir beni.

Muhammet Kaya: 9 saat boyunca darp ettiler. Jandarma bana "katil" dedi.

****

Salim Güran'ın eşi önceki ifadelerini inkar ederek başladı.

Daha önce "eşim Salim Güran'dan şüpheleniyorum" diyen Melek Güran: "Baskı altında, şiddet altındaydı. Suç duyurusunda bulunmadık çünkü korktuk."

Melek Güran: Tanıklık yapmak istiyorum.

Mahkeme Başkanı: Olay günü ne yaptınız?

Melek Güran: Kızlarım yataklarını topladılar, kahvaltımızı yaptık. 12'de çarşıya çıktık. 2.30 saatte işimizi bitirip eve geldik. Eşim 'açım, bir şeyler hazırla tarlaya gidecem' dedi. Eşime yemek hazırladım. Kızlar kıyafetlerini giymiş babalarına gösteriyordu. Tam hatırlamıyorum ama 3.30 - 4 gibi eşim evden çıktı ve bir daha gelmedi. Eve başka biri de gelmedi. Enes Güran bize gelmedi. Biz de dışarıya çıkmadık. Eşimin hal ve hareketlerinden hiç şüphelenmedim.

Mahkeme Başkanı: Eşinizin bazı yönlendirmeleri oldu mu? Emniyeti, jandarmayı yanlış yönlendirmesine şahit oldunuz mu?

Melek Güran: Kesinlikle öyle bir şey yok, nasıl öyle bir şey yapar? Jandarmalar şahittir. 1 hafta boyunca onlarla aramadaydı.

Mahkeme Başkanı: Kızınızın telefonundan 15.39'da WhatsApp üzerinden eşinizi aradığınız iddia ediliyor.

Melek Güran: Yalandır.

Mahkeme Başkanı: Nevzat ile eşinizin arası nasıldı?

Melek Güran: Önceden iyiydi ama araba mevzusu ortaya girince konuşmamaya başladılar.

Melek Güran: Baskı altında, şiddet altında ifade verdim.

Mahkeme Başkanı: O ifadenle bu ifaden arasında ne fark var?

Melek Güran: Bilmiyorum. Oğlumu getirdiler gözümünün önünde dövdüler, beni dövdüler.

Mahkeme Başkanı: Suç duyurusunda bulunabilirsiniz.

Nahit Eren, Melek Güran'a soruyor: Telefonunuz var mı?

- Hayır, yok.

+ Hediye'yi eşinizin telefonundan üç dört kere cevapsız bırakacak şekilde hiç aradın mı?

- Hatırlamıyorum.

****

Duruşmaya verilen 1 saatlik yemek arasının ardından devam ediliyor.

Duruşma devam ediyor. Salim Güran'ın tarlada çalışan işçileri olduğu belirtilen Ramazan Atasoy'un babası Mehmet Atasoy dinleniyor. Mehmet Atasoy da tüm sorulara "Bilmiyorum", "Hatırlamıyorum" diyerek yanıt veriyor.

Nahit Eren, Salim Güran'ın telefonundan elde edilen ve Mehmet Atasoy'a gönderilen Kürtçe bir ses kaydının bilirkişi tarafından yapılan çevirisini okudu: "Sen gelmedin. Abi derenin yanında. O tekeri açtım, ben ne yaptıysam açılmadı."

Eren, bana göre yanlış çeviri dedi, Kürtçesini okudu. Eren, Türkçeye çevirecekken mahkeme başkanı sesin duruşma salonunda herkesin duyacağı şekilde açılmasını istedi.

Ses kaydı duruşma salonunda dinletildi. Kürtçe bilen sanık avukatı, yemin ederek çeviriyi yaptı. Mehmet Atasoy, ilgili ses kaydındaki konuşmayı hatırlamadığını söyledi.

Detaylar geliyor...

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.