Yapıcıoğlu: Sorunların çözümü için çaba sarf edeceğim

HÜDA PAR’ın eski Genel Başkanı ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili adayı Zekeriya Yapıcıoğlu, neden bağımsız aday olduğunu, HÜDA PAR’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararını ve seçim çalışmalarına ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Öncelikle kentte çalışmalarınız nasıl gidiyor, kentte bir seçim havası varmı?

Seçim havası var ama Ramazan ayının manevi yükünün havası daha ağır durumda. Bu nedenle seçim havası pek göze çarpmıyor. İftardan özellikle teravihten sonra ramazan ve seçim havasını birlikte soluyoruz.

Neden seçimlere parti olarak değil de bağımsız girdiniz?

Aslında HÜDA PAR parti olarak seçime giriyor. 81 ilde seçime gireceğimizi söyledik. Bütün bu illerde listelerimizi hazırladık. Bunlara Diyarbakır ve Batman da dahildi. Fakat sonradan acaba bazı yerlerde bağımsız adayları gösterecek şekilde süren tartışmalar bir yandan devam ediyordur. Yüzde 10’luk seçim barajından dolayı, barajın altında kalma ihtimali nedeniyle HÜDA PAR’ın sesini meclise taşımak adına seçime bağımsız aday olarak girmenin daha doğru olacağını görüşü otaya çıktı. Bu bir parti kararıdır, benim şahsi kararım değildir. Diyarbakır ve Batman’dan bağımsız adaylarla seçime girmenin bir avantaj olarak görülmesi fikri ortaya çıktı. 2 ilde bağımsız aday, diğer illerde tam listelerle seçimlere giriyoruz.

Sandıktan çıkacağınıza inanıyormusunuz?

Bağımsız aday olarak seçimlere girmenin dezavantajları var ama ben öyle umuyorum ki inşallah bu defa farklı bir sonuç çıkacak. 2 parti tek vardı ne zamana dek; o da HÜDA PAR siyaset sahnesine çıkana kadar. Siyaset sahnesine çıktıktan sonra 3 parti bir yapı oluşturdu. Bu girdiğimiz ilk seçimlerde bölgenin 3. Partisi olduğumuz tescillendi. Ben öyle umuyorum ki bu seçimde bazı yerlerde 2. Parti konumuna geleceğiz. Daha sonra inşallah partimiz çok hızlı bir şekilde basamakları çıkarak yüksek bir yere gelecek. HÜDA PAR çok hızlı büyüyecek ve belki de bütün tahminleri alt üst edecek çünkü  böylesi bir potansiyele sahip.

Daha çok hangi partinin seçmeninden oy alacağınızı düşünüyorsunuz. Listelerden dolayı AK Parti oylarının bölüneceği konuşuluyor neler söylemek istersiniz?

 Birileri, her hangi bir nedenle bir partiye kızmış olabilir ve daha önce bir partiye oy vermekten pişman olmuş olabilir. Bu kendi görüşü kararını değiştirebilir. Bu tamamen vatandaşın kendi inisiyatifidir. Bunun bazen sebebi liste olur bazen de partini genel politikaları olur. Bazen parti üyelerinin bir söylemi olur bazen bir arkadaşın, başka partiden olan arkadaşının iknasıyla olur. Şu bir gerçek ki partiler arasında bir gecişkenlik olur. Daha önce bir partiye oy vermiş birisi, bir sonraki seçimde bir başka partiye ya da başka bir bağımsız adaya oy verebilir. Bu bir hakikat, sosyolojik bir gerçekliktir. Biz daha önce hangi partiye oy vermişse vermiş olsun bütün vatandaşlarımızdan, halkımızdan oy talep ediyoruz. Oy alacağımız taktirde vatandaşı en iyi şekilde temsil edeceğiz. Memleketimizin sorunlarına nasıl baktığımız ve onlara ilişkin çözüm önerilerimizin ne olduğu seçim sahnesine çıktığımız andan beri milletimiz tarafından biliniyor. Bunları yüksek sesle dikle getiriyoruz hatta memleketin sorunları hiç kimse tarafından dile getirilemezken, siyasetin gündeminde yokken; halkın gündeminde olduğu için bizim de gündemimizde yer aldı. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edeceğiz. Daha önce hangi patiye oy vermiş olursa olsun kendisini temsil edebileceğimize inanıyorsa eğer bizim vatandaşlarımız her türden siyasi görüşe sahip insanı temsil etme gayreti içerisinde olacağız. Destek ve oylarını bekliyoruz.

Partinizin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararını nasıl yorumluyorsunuz. Destekleme kararından dolayı partinizde görüş ayrılıkları oldu mu?

Memleketin her hangi bir siyasi sorunu ile ilgili bütün insanların aynı düşünmesi mümkün değil. İsterseniz bu insanlar aynı partinin çatısı altında siyaset yapıyor olsa da hiç fark etmez. Memleketin farklı meselelerine ilişkin parti içerisinde bazı konularda bazı arkadaşlar farklı düşünüyor olabilirler. Sadece bu meseleye mahsus söylemiyorum genel anlamda da öyledir. Bütün insanların, bütün meselelerde aynı düşünmesi mümkün değil. Farklı düşünmek tabidir hatta belki olması gerekendir. Her hangi bir konu ile ilgili parti bir karar almadan önce mutlaka sadece üst kurulun içindeki kişilerin değil daha geniş anlamda bir istişare süreci başlar. Bu süreçte; herkes kendi görüşünün doğru olduğunu düşünür, savunur o görüş doğrultusunda bir karar çıkması için bir çaba içinde olur. Buraya kadar bu doğal olandır. Olması gerekendir. Herkes kendi görüşünü söyledikten sonra istişarelerin manası da budur. Bu istişareler sonucunda bir karar ortaya çıktıktan sonra, o karar artık herkesindir. Ve herkes o karara uyar. Parti bir bütün olarak bu kararın arkasında durur. Bunlar da birbiriyle çelişkili olay şeyler değildir. Ben burada Kürt meselesine acil çözüm çağrısı toplantısı yaptım. Ben partinin genel başkanlığından istifa etmeden önce seçim sürecinde, seçime katılma yeterliliğine sahip 11 parti vardı. Biz de HÜDA PAR olarak bütün partilerle görüşmek adına randevu talebinde bulunduk. Bu partilerden 5’ i bize dönüş yaptı ve onlarla görüştük. Diğer 5’ i ile görüşemedik. Birileri ısrarla Tayyip Beyin yapmış olduğu açıklamaları sanki HDP ile bir ittifak çağrısıymış gibi lanse etmeye çalıştı. Hatta HDP içinden birileri de ittifak teklif edilmiş gibi bir algı oluşturmaya çalıştı. Bu bir ittifak teklifi değildi, o açıklamalar dikkatlice dinlenirse bu net bir şekilde görülür. Şuradan da belli zaten ittifaklar ile ilgili kim görüşme yapmışa, ittifak gerçekleştirmişse gerçekleştirmiş ve ittifak için süreç tamamlanmış, ittifak yapan partiler protokollerini hazırlamış ve bunu Yüksek Seçim Kurulu’na vermişler ve oy pusulalarındaki yerleri belli olmuş. Bu saatten sonra her hangi bir patinin, her hangi bir parti ile ittifak yapması mümkün değil. Buna rağmen Tayyip Beyin yapmış olduğu açıklama sanki HDP ile bir ittifakmış gibi görmek ve böyle düşünmeye çalışmak doğru değildir.

Bu ittifaka tabanın yaklaşımı nasıl olur?

Elma ile armutları toplamayalım, aynı sepete koymayalım. Bizim bu açıklamamız Ak Partiye bir destek değildir. Bu açıklamamız Ak Pati MHP ittifakına bir destek değildir. Biz parti olarak 81 ilde seçime giriyoruz 2 ilde de bağımsız olarak. Tam liste ile 585 aday ile seçime giriyoruz. Bunu başka parti desteğiyle algılamak yanlış. Biz sadece Cumhurbaşkanı seçimlerinde parti olarak Sayın Erdoğan’a destek olabileceğimizi açıkladık. Bunun ötesi yorum olur. Ve bu yorumlar da yerinde değildir.

HDP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş yaptığı açıklamada, ‘HDP ile HÜDA PAR’ı düşman gösterenlere kulak vermeyin’ sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

HDP ve HÜDA PAR birer siyasi partidir. Seçimlerde birbirlerinin düşmanı değiller. Siyasi partileri birbirlerine düşmanmış gibi göstermek de doğru değildir. Bu da kimseye bir şey kazandırmaz.

Son olarak seçmenlere bir çağrınız var mı?

Her şeyden önce seçim sürecinin huzur ve sükunet içinde olmalı. Birilerinin dediği gibi şu siyasi parti şu veya bu oranda oy aldığında ne memleket batacak ne de uçmuş olacağız. Hayat devam edecek ve yine hangi partiye oy verirse versin; bu memleketteki tüm vatandaşlar aynı toprak parçası üzerinde birlikte yaşamaya devam edecekler. Dolayısıyla toplumun önünde olan siyasi partilerin üsluplarına çok dikkat etmesi gerek. Toplumu ayrıştıracak, kutuplaştıracak, gerginliği arttıracak sözlerden kaçınması gerekir. Herkes bir şekilde toplum önüne çıksın kim kimi ikna edebilirse, kim toplumun desteğini alabilirse bir dahaki seçime kadar memleketi o idare edecek. Ve o iktidardan yönetimden pay alacak. Bunun başka bir yolu yoktur. Ben bu seçimin hayırlar ve huzur getirmesini diliyorum. Parti ayrımı yapmaksızın tüm Diyarbakır’ın hatta tüm memleketin sorunlarının çözümü için çaba sarf edeceğim. Seçimden sonra partime döneceğim için delege taktir ederse yine genel başkanlık görevimi yürüteceğim. Yönetim bizde olmasa bile memleketimizin sorunlarının çözümüne dair yine katkı sunmaya hazırız.