VİDEO - Salon ışık seline boğuldu

VİDEO - Salon ışık seline boğuldu
 Özel Haber
Diyarbakır, sanatçı Rewşan Çeliker’le unutulmaz bir gece yaşadı.

Özel Haber/ Mümin Ağcakaya

TİGRİS HABER - Diyarbakır müzikseverleri Sezai Karakoç Kongre ve Kültür Merkezinde Rewşan Çeliker rüzgârı esti.

Unutulmaya yüz tutmuş şarkıları yeniden seslendirerek hafızayı tazeleyen, şarkı aralarında kısa anekdotlarıyla seyirciyle güçlü bağlar kuran sanatçı; söz yazarlığından derlemeciği ve birçok enstrümanı kullanmasıyla, alışılagelmiş dışında söyleyen sanatçı Tigris Habere konuştu.

rewsen-konser-1.jpg‘KAYNAĞIM KENDİ HİKÂYELERİMİZ’

Utulmaya yüz tutmuş şarkıları söylüyorsunuz, aynı zamanda hafızayı tazeliyorsunuz. Alışılagelmişin dışında söylüyorsunuz, kaynağınız neler oluyor?

Müzik kaynağım aslında bizim hayatımız, yaşamımız. Kendi kültürümüz, varoluş hikâyelerimiz. Kendi kültürümüz, kendi hikâyelerimiz. Kürtçe ve Kürt müziği çok zengin, öyle ki, köyden köye, şehirden şehre, bölgeden bölgeye çeşitlilik gösteriyor. Bir mozaik gibidir.

Tür olarak, form olarak inanılmaz bir zenginlik içeren bir kültüre sahibiz. Bu konuda da çok şanslıyız. Dolayısıyla benim ilhamım, benim kaynağım kendi folklorumuz diyebilirim.

rewsen-konser-3.jpg

Farklı tarzda müzik yapıyorsunuz. Geleneksel söyleyiş içinde biraz da rock tarzını da yansıtıyorsunuz? Seyircilerden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Bir şey denemek, müzik alanında radikal anlamında bir şeyleri denemek her zaman risktir. Başarabilirsiniz de. Seyircinin ilgisini sevgisini kazanabilirsiniz de ama tam tersi de olabilir. Ben biraz daha içimden gelen, gönlümden geçeni icra etmeye çalışan biriyim. Her zaman böyle oldum. Bir şarkı içime siniyorsa ve bunu söyleme biçimim, söylediğim form dinleyici tarafından beğeniliyorsa, seviliyorsa; bu benim için en büyük gurur kaynağı oluyor.

Şunu da belirtmek istiyorum; Kürt müziği gelişime çok açık bir alan. Bu alanda pek çok sanatçı var ve farklı türleri deniyorlar. Müziğin sadece bir formu yok. Pek çok formu var. Biz yeni kuşak müzisyenlerin de bunları denemesi kadar normal bir şey yoktur. Seyirciden de çok güzel bir geri dönüşler alıyorum.

Özellikle gençlerin bu müziğe biraz daha aşina olmaları, onların bildiği formların, bildiği enstrümanların olması onların da biraz daha aşina olmasını sağlıyor. Bu anlamda birbirimizi tanıyoruz diyelim. Ben seyirciyi tanıyorum seyirci beni tanıyor. Karşılıklı bir muhabbet bu umarım devam edecek.

rewsen-konser-1.jpeg

Sizi izlerken alışılagelmişin dışında bir sahne performansı görüyoruz. Müzik aralarında yaşanmışlıklardan kısa anekdotlar dile getiriyor ve kısa sohbetler, espriler yapıyorsunuz. Ayrıca birçok müzik aleti de kullanıyorsunuz. Bu seyircide nasıl bir etki yaratıyor?

Aslında buna siz cevap verebilirsiniz. Sizler de izleyiciler arasındaydınız. Geldiniz. Bizi de mutlu ettiniz. Seyircilerin tepkilerini, eşlik etme biçimlerini sizler de gördünüz. O yüzden buna siz cevap verseniz çok daha güzel olur. Diye düşünüyorum. Ben bir sanat icracısıyım. Sanat ortaya koyuyorum. Bir hikâye koyuyorum ortaya. Şarkı aralarında bu şarkıların hikâyelerini, geçmişlerini nerden bulduğumu, nasıl icra ettiğimi, tüm bunları anlatmamın bir nedeni var. Seyircilerin bu şarkılarla daha güçlü bağlar kurmasını istiyorum açıkçası. Çünkü hikâyesini bildiğimiz insan ve yaşamları daha çok içinde hissediyoruz. O hikâyelerin bir parçası olabiliyoruz. Elimden geldiğince de hikâyeleri anlatmaya çalışıyorum.

rewsen-konser-2.jpg

Aynı zamanda derlemecisiniz, daha önceden Kürt kadınının sözlü hafızasına dönük olarak ‘Dengên Bakur’ ‘ (Kuzeyi Sesleri) belgesel çalışmaları yaptınız? Belgesel serisine devam ediyor musunuz?

2014 yılında yaptığım bir belgesel serisiydi. Televizyon kanallarında yayınlandı. Pandemi döneminde YouTube kanalımda da yayınlandı. Bir belgesel serisi olarak ‘Dengên Bakur’ belgeseli gerçekten kültürel bellek kadın hafızası olarak arşiv niteliğinde belgesel oldu. Şimdi derleme çalışmaları bireysel olarak devam ediyor.

Söylemiş oldunuz müzik programlarının içerisine o dönemden de parçalar ekliyor musunuz?

Evet bu belgesel serisinde kaydettiğim eserlerden bazılarını konserlerimde icra ediyorum.

‘MİKROFONU DAHA ÇOK KADINLARA UZATMAK İSTEDİM.’

Kadın dengbejler hangi koşullarda sanatları icra etmeye çalışıyorlar?

Bu sorunuzu cevaplayabilmem için ‘Dengên Bakur’ belgeselini anlatmam gerekiyor. Nasıl yola çıktığımı. Hangi amaçla. O mikrofonu daha çok kadınlara uzatmak istedim. Onların sesini derlemeye çalıştım. Bu belgeselde gördüğüm çok yetenekli kendi besteleri olan, derlemeler yapan kadınlar vardı. Doğu Beyazıt’a, Iğdır’a gittim. Buralarda çok yetenekli kadınlarla karşılaştım. Çoğu birtakım nedenlerden dolayı müzik icracısı ya da bir sanatçı olma yolunda adım atamamış. Bunun pek çok nedeni var. Belgesel sadece şarkı söylemek üzerine yapılan bir çalışma değildi. Neden toplum içinde şarkı söyleyemediklerini anlatıyorlardı. Bunda bazen bir eş baskısı, bazen din baskısı olabiliyordu. Bütün bunları orada işledik. Dolayısıyla mikrofon kadınlara çok az uzatılıyor. Onların ne düşündüğü, nasıl trajediler yaşadıkları ortaya çıkmıyor. Bir müzisyen olarak benim de amacım onlara ses olmaktı. Onların hikâyelerini kendilerinden dinlemekti.

rewsen-konser-2.jpeg

Bu çalışmayla onların sosyolojisini, topluma bakış açısını, müziğe bakış açısını bir arşiv niteliğinde ortaya koymak istemiştim.

Diyarbakır seyircisine ne söylemek istersiniz?

İlgileri için hepsine çok teşekkür ediyorum. Bizi yalnız bırakmadıkları için. Alkışları, coşkuları için hepsine teşekkür ediyorum. Diyarbakır dinleyicisi her zaman çok özeldir. Onları çok sevdiğimi tekrar belirtmek istiyorum. Sevgiler ve selamlar.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.