VİDEO - Peyal- Kadehte olmak
Mümin Ağcakaya - Özel
TİGRİS HABER - Kendi söylemleriyle çalışmaya aç, deneyselliğe açık olan Diyarbakır’lı üç genç müzisyenin bir araya gelerek ‘Peyal Müzik Grubu’nu oluşturuyorlar. Grup ismini ünlü Kürt şairi Seydayê Tîrêj’in Cam û Peyal şiirinden esinlenerek alıyorlar.
Şarap kadehi anlamına gelen Peyal için; ince sazlarla kadehi birbirine uyumlu görüyorlar. Grupta kanun enstrümanıyla katkı sunan genç sanatçı Süleyman Kurt gruba bu ismi neden uygun gördüklerini; “Biz de dedik ki; duygularımızı, hissiyatımızı o kadehin içerisine doldurup dinleyicilerimize sunmak istedik. Böylece aradığımız ismin bize uygun olduğuna karar verdik” diyerek Peyal Müzik Grubunu nasıl kurduklarını da şöyle dile getirmektedir; “
“Peyal Grup projesi bundan yaklaşık 6 sene önce oluşmaya başladı. Bu projesinin oluşmasına sebep olan kanun enstrümanıdır. Kanun enstrümanı ile birkaç beste yaptım. Tabii o zaman Peyal Grubunu henüz oluşturmamıştık. Kürt müziğinde neden ince sazlarla müzik icra edebileceğimiz bir grup olmasın diye düşündük. Mesela kanun, tambur, ud, klasik kemençe böyle bir fikir oluştu. Zaten Pir Kemal Barış’la 10-12 seneyi aşan bir dostluğumuz var. Bunun dışında uzun senelerdir birçok sahnede ve birçok projede müzikal anlamda yer aldık. Fakat yaptığım bestelerin bir kadın sesi ile vücut bulması gerekiyordu. Bir kadın sesi arayışımız oldu. Daha sonra bir koroda Beritan Akbaş’la tanıştık. Beritan’na grup kurma projesini önerdik. O da grubun içerisinde severek katılacağını söyledi. Böylece çalışmalarımıza başladık ve 5-6 senedir de bazı aksaklıklar olsa da sürüyoruz.”
Süleyman Kurt kendi müzik hayatına ne zaman ve nasıl başladığını;
“16 yaşlarında bağlama ile müziğe başladım. Herhangi bir nota eğitimi olmadan bağlamayı çalmaya başlamıştım. Müziğe ilgim babamın dinlediği Kürtçe şarkılarla başladı. O zamandan beri kulağımda kalan ezgilerle bağlamaya başladım. Liseyi bitirdikten sonra konservatuvara hazırlandım. Konservatuvara girdikten sonra kanun enstrümanını seçtim. Daha sonra kanun enstrümanında profesyonel olarak ilerlemeye başladım. Dicle Üniversitesi Devlet konservatuarında 2010 yılında girişim 2014 yılında mezun oldum.” Diyerek bağlamadan kanun çalmaya nasıl geçtiğini şöyle anlatmaktadır;
“Yol gösteren, yön veren arkadaşlarımızın söylemleriyle kanun çalmaya yöneldim. Zaten bağlama çalıyordum. Şimdi Kürt müziğini izlediğimizde kanun fazla yoktur. Bu konuda bir eksiklik düşündük. Bundan hareketle kanuna başladım.”
“ Ayrıca eskiden beri Kürt müziğinde kanun kullanıyordu. Mehmet Arif Cizrevinin kayıtlarında bile kanun seslerini duyabiliyoruz. Fakat daha sonra popüler kültürün getirdiği akımla kullanılan enstürmanlar ağırlıklı olarak gitar ve bağlamaya döndü. Kürt müziğinde kullanılan kanun ve ud geri planda kaldı.” Diye anlatarak sorduğumuz soruları da yanıtladı.
Kanunu kullanmaya başlamanızla ne tür tepkiler aldınız?
İlk başladığım zaman birçok kişi kanunun ismini bile bilmiyordu. Birçok insan vurmalı bir çalgı sanıyordu. Herkes şaşırıyordu. Dinleyenler hipnoz olmuş gibi bakıyordu. Çıktığım birçok sahnede bile arkadaşlarla problem yaşayabiliyorduk. Çünkü kanun çok alışık oldukları bir tını değildi. Önceleri böyle garipsendi. Büyülü bir hava oluşturdu.
Kanunu kullanmak müziğe nasıl bir renk katıyor?
Her enstürmanın kendine özgü bir tınısı var. Bunları uyumu çok güzel müzik parçalarının ortaya çıkmasına neden oluyor. Kanun da geçmişte Kürt müziğinde kullanılmış bir enstrümandır. Unutulmaması gerekiyor. O tınının kullanılması müziğe kattığı zenginliğin yanında dinleyenlerde nostaljik hava da oluşturuyor.
KEMENÇENİN TINISI KALPTEN GELİYOR
Peyal Müzik Grubunun solisti olan ve klasik kemençe icra eden Beritan Akbaş;
” Küçük yaşlardan beri müzikle iç içeyim. Aileden gelen bir şey. . Dicle Üniversitesi Konservatuarda ses eğitimi bölümünü bitirdim. Okulda müzikal bilgimi geliştirmeye çalıştım.
Süleyman ve Kemal ile birlikte çalışmaya başladıktan sonra müziğe profesyonel olarak başladım diyebilirim. Aynı zamanda klasik kemençe de icra etmeye çalışıyorum.
Klasik kemençeyi tercih etmenizde ne rol oynadı?
Tınısı kalpten gelen bir ses olduğu için tercih ettim. Klasik Kemençe bu coğrafyada fazla bilinmeyen hatta unutulan bir enstürman. Üç telli ve tellere dokundurularak çalınan bir enstürman. Buna aynı zamanda tırnak kemençe de deniyor.”
DEFİN BİZİ İYİ TEMSİL EDECEĞİNİ DÜŞÜNDÜM
Peyal Grubunda ritim icracısı olarak yer alan Pir Kemal Barış;
“İnönü Üniversitesi Devlet Konservatuarı Halk Müziği mezunuyum. Yaklaşık 10-15 senedir bu işle uğraşıyorum. Darbukayla müziğe başladım. Sonrasında Kürt müziğine olan ilgimden kaynaklı farklı enstrümanlar öğrenmek istedim. Bunun da en iyi örneği defti. Def’in bizi iyi temsil edeceğini düşünmüştüm. Bu yüzden def enstrümanına yoğunlaştım. Def bir enstürman olmanın yanında çok farklı anlamı olan geniş bir entrüman aleti. Gerek yas olduğunda gerek bayramlarda her yöne, her duyguya hitap eden bir müzikal alet. Peyal grubunda ritim icracısı olarak yer almaktayım başlangıç olarak darbuka ile giriş yaptım. Müziğe Darbukayı öğrenmeye çalışarak müziğe adım attım. Sonrasında def enstrümanında yoğunlaştım. Çünkü kendimi en iyi icra edeceğim enstrümanın def olduğunu düşündüm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.