VİDEO - İnsanca yaşayacak ücret istiyoruz
Mahsum Kara
TİGRİS HABER - Amed KESK Şubeler Platformu, TÜİK’in açıkladığı haziran ayı enflasyon verilerine ilişkin açıklamaya tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, TÜİK verilerinin gerçek rakamları yansıtmadığı belirtilerek, "TÜİK’in saçma sapan rakamlarına göre değil, insanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz" denildi.
Amed Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Şubeler Platformu, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranını protesto etmek için TÜİK Bölge Müdürlüğü önünde toplanarak basın açıklaması gerçekleştirdi. Başın açıklamasını Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası Diyarbakır Şube Başkanı Serdar Keskin okudu.
Ülke genelinde alanlardayız
KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak ülke genelinde yine alanlarda olduklarını söyleyen Keskin, "Alanlardayız. Çünkü TÜİK yaşadığımız hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarımızı adeta bir kara delik gibi yutmaya devam ediyor. Alanlardayız. Çünkü maaşlarımız, ücretlerimiz yıllardır hiç kimsenin, iktidarın kendisinin dahi inanmadığı TÜİK rakamlarına göre artırılıyor. Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan bu sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor. Çarşıda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon 2 ise TÜİK bunu 1 puan gösteriyor. Alanlardayız. Çünkü bunun son örneğini yaşadık. TÜİK bugün Haziranda enflasyonun aylık yüzde 3,93 yıllık yüzde 38, 21 olduğunu açıkladı. Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyonun ise yüzde 19, 77 olduğunu açıkladı" diye konuştu.
Yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı eziyor
Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre enflasyonun Haziranda aylık yüzde 8,54 altı, aylık yüzde 50,53, yıllık yüzde 108,58 olarak açıkladığını hatırlatan Keskin, şunları dile getirdi:
"Hem TÜİK’in hem de ENAG’ın rakamları ortada. Buradan başta ücretli kesimler olmak üzere hayat pahalılığını, zam yağmurunu her gün iliklerine kadar yaşayan tüm vatandaşlara soruyoruz. Bunlardan hangisi sizin enflasyonunuz? Hangisi daha inandırıcı? İşte bunun için alanlardayız. Tüm bunlara rağmen ülkeyi yönetenler yıllardır 'işçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücrete ezdirmedik' nutukları atıyor. Oysa bizi iktidarın siparişi ile açıklanan TÜİK’in sahte enflasyon rakamları değil, yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı eziyor.
Alanlardayız. Çünkü 15 derecenin 1. Kademesinde bekâr bir kamu emekçisinin eline geçen 10 bin 450 TL çoktan açlık sınırının altında kaldı. İktidarın buna 925 TL çalışmayan eş ve 325 TL tutarındaki iki çocuk yardımını ekleyerek 11 bin 800 TL olarak gösterdiği en düşük kamu emekçisi maaşı ise şimdilik açlık sınırının bir tık üzerine denk geliyor. Emekli kamu emekçileri ise açlık sınırının iki bin TL altında bir rakamla ayın sonunu getirmeye çalışıyor."
Türk lirası her geçen gün değer kaybediyor
"Türkiye tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrilmiş bulunuyor" diyen Keskin, şöyle devam etti; " On yıl önce asgari ücretin 2,5 katı olan en düşük kamu emekçisi maaşı haziran itibari ile 8.506 TL olan asgari ücretin 1,2 katına indi. Yine on yıl önce asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı asgari ücretin 1,5 katına indi. Alanlardayız. Çünkü iktidarın seçimlerden önce verdiği 'en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak' sözünün üzerinden 55 gün geçti. Ama 55 gün önce önemli bir artış gibi gözüken rakam hızla erimeye devam ediyor. Türk lirası sadece son 55 günde dolar karşısında %25 değer kaybetti. 55 gün önce bir dolar 19,5 TL iken bugün 26 TL’nin üzerine çıktı. 55 gün önce vaat edilen 22 bin TL ile bin 128 dolar alınıyordu. Bugün ise 846 dolar alınabiliyor" ifadelerine yer verdi.
Keskin, yaşadıkları ücret sorununa ilişkin taleplerini söyle sıraladı:
"1. Bunun için en düşük kamu emekçisi maaşı temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
2. Bu rakam her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir.
3.Gelir vergisi birinci dilim oranı %15 ten %10’a düşürülmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
4. Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmelidir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.