Sur’un uyuşturucu isyanı!
DİYARBAKIR
Saffet AZBAY ve Dilek AKIN-ÖZEL
Sur’un uyuşturucu isyanı!
İlk turumuz Sur İçi’nin tarihi semtlerinden oluşan Ziya Gökalp Mahallesi’ne oldu. Görüştüğümüz esnaflar, Sur olaylarından sonra iş yapamamaktan bir hayli dertli. Semt sakinleri ise, harabeleri mesken tutan uyuşturucu çetelerinden şikâyetçi olduklarını söylüyor. Mahalle muhtarı Muhsin Sanay,”Eskiden derdimiz elektrik kesintileriydi, bu bitti. Şimdi maalesef uyuşturucu bize huzur vermiyor. Tıp fakültesi öğrencisi bile uyuşturucu kullanıyorsa vay bu toplumun haline” dedi.
Tigris Haber halkın arasında
Yerel ve bölge haberciliğine ağırlık veren, son dönemlerdeki yayınları ile ses getiren gazetemiz, halkla daha fazla yakınlaşmak ve toplumun sorunlarına vakıf olmak üzere semt ve mahallelere giderek sorunlarını yerinde görüp kamuoyu ile paylaşma çalışması başlattı. Bu kapsamda ilk çalışmayı tarihi Sur İçi bölgesinde başlattık. Tarihi dokusu ve geçmişi ile kentin kalbi olan,36 medeniyete ait kültürel mirası bünyesinde barındıran Sur İçi’nin her tarafı tarih ve kültür kokuyor ancak akla gelen yerlerin başında Ziya Gökalp Mahallesi geliyor. 6 bin nüfuslu mahalle, birçok tarihi semtin birleşiminden oluşuyor. Aynı zamanda 2 yıl önce Sur İçi’ni yakıp yıkan olaylardan etkilenen fakat yapıların ayakta durması ve kentsel dönüşümün henüz bu bölgede başlamaması nedeniyle günlük yaşamın devam ettiği bir alan. Tarihi hanlar, hamamlar, konaklar ve iş yerleri olduğu gibi duruyor.
Tarihi yapılar uyuşturucu yuvalarına dönüştü
Ancak mahallenin sorunları dağ gibi büyümüş, gidiyor. Daha önce elektrik kesintileri ile gündeme gelen mahalle, bugünlerde yeniden başını alıp giden uyuşturucu sorunu ve bunlara zemin hazırlayan harabelerle gündemde. Mahalleyi ziyaret eden ekibimiz, deyim yerindeyse bu konuda halkın veryansını ile karşılaştı. Harabeye dönüşen bu yapıların önemli bir kısmı tarihi yapılar ve tescilli oldukları için yıktırılamıyor ancak buraları mesken haline getiren zehir tacirleri ve uyuşturucu kullanıcıları, satıcıları nedeniyle mahalle sakinlerinin kabusu haline gelmiş. Emniyet, her defasında gelip müdahale ediyor ancak yasaların yetersizliğinden faydalanan zehir tacirleri bir süre sonra serbest kalarak yeniden mahalle halkının huzurunu bozuyor.
31 yıllık televizyon tamircisi ve 18 yıllık muhtar
Mahalle muhtarı Muhsin Sanay, aynı zamanda esnaf ve işi televizyon tamirciliği. 1986’dan beri bu işi yapan Sanay, 18 yıldan beri de mahalle muhtarı görevini yürütüyor. Sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı günlerden itibaren mahallesinin tüm sıkıntılarını, sorunlarını güler yüzüyle gidermeye çalışan Sanay, bulundukları mahallenin madde bağımlılarının meskeni durumuna gelmesi nedeniyle, mahalle sakinlerinin huzurunun kaçtığını dile getirerek veryansın ediyor. Uyuşturucu illetinden kurtulmaları halinde Sur halkının, Kayapınar’da yaşayan vatandaştan daha huzurlu olacağını söyledi.
‘Tıp Fakültesi öğrencisi uyuşturucu bataklığında’
Sanay,”Tıp Fakültesi öğrencisi bile uyuşturucu kullanıyorsa vay bu milletin haline. Maalesef okullar tehlike altında, çocuklar risk altında. Etraf uyuşturucu müptelası olmuş gençler ve çocuklarla kaynıyor. Bunun en önemli iki nedeni bana göre yasaların yetersiz olması ve harabeye dönen yapılar. Polis,ne yapsın?.Onlar gelip götürüyor ama mahkeme bir süre sonra bırakıyor. Oysa bu cezalar ağır olsa caydırıcı olur. Bir de Sur’un diğer bölgelerinde yaşanan olaylardan dolayı imkan kalmadığı için uyuşturucu tacirleri ayakta kalan bizim mahalleye yöneldi. Tarihi yapılar harabeye dönmüş durumda. Belediyeye defalarca gittik fakat tarihi tescilli yapılar olduğu için müdahale edemiyorlar. Tabiat Ve Kültür Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’nün yetkisinde ama onlar gereğini yapmıyor. Çevre Şehircilik Müdürlüğü ile de görüştük ama sonuç alamıyoruz bir türlü. Geceler zaten kabus, bazen gündüz de insanlar bu yapıların önünden geçmekten çekinir hale gelmiş. Buna çare bulunması lazım” diyor.
Kadınların uyuşturucu tacirleri isyanı
Özellikle harabeleri mesken tutan uyuşturucu bağımlıları hem halkı bezdirmiş durumda hem de bulundukları yaşam alanlarına zarar vermekte. Birçok kullanılmayan evin kapısını kırarak orayı mesken tutup madde kullanan gençler mahalle sakinlerinin korkulusu rüyası olmuş durumda. Defalarca emniyete şikayette bulunan vatandaşlar madde kullanıp savcılık tarafından serbest bırakılan bağımlıların cezai bir işleme tabi tutulmamasından muzdarip. Ekibimize konuşan mahalledeki kadınlar, bu işi yapanların sonradan bu mahalleye gelenler olduğuna dikkat çekerek, kendi çocukları için kötü örnek teşkil ettiğini ve mahallenin imajına zarar verildiğini dile getirdi. Çocuklarının bu işten zarar gördüğünü belirten Leyla Demir, konuşurken “bir dokun, bin ah işit” misali cümleler kullanarak feryat etti ve yetkililerden olaya el atmalarını istedi.
Sağlık Ocağı karakola dönüştürüldü, mahalle sakinleri mağdur
Mahallenin çektiği sıkıntıların başında gelen sorunlardan biri de yaşanan çatışmalardan kaynaklı hizmet etmekte olan sağlık ocağının emniyete dönüştürülmesi. Herhangi bir sağlık sorunun da sağlık ocağı için başka mahalleye gitmek zorunda kalan vatandaş bir an önce sağlık ocağına kavuşmak istiyor. Mahalle sakinleri,”Eskiden sağlık ocağımız vardı ama şimdi yok. Bunun sıkıntısını ciddi şekilde yaşıyoruz. Hastalandığımızda hastaneye gitmekte zorlanıyoruz” şeklinde görüşlerini dile getirdiler.
Muhtar Muhsin Sanay, kentsel dönüşüm kapsamında yeniden yapılacak tarihi evler projesini de eleştirdi. Sanay, evlerin ve yapıların aslına uygun olarak inşa edilmediğini belirterek bu durumun tarihi bölgenin estetiğini bozacağı uyarısında bulunmayı da ihmal etmedi.
İlk Okul bahçesine trafo konulmak istenmesine tepki
Mahallede elektrik kesintileri eskisi gibi fazla yaşanmıyor ancak DEDAŞ’ın mahalledeki çocukların okuduğu tek ilkokul olan İsmetpaşa İlk Okulu bahçesine trafo yerleştirmek istemesi tepki çekiyor. Bu durumun çocuklar için risk oluşturduğuna dikkat çeken Muhtar Muhsin Sanay,”Daha önce elektrik kesintileri çilemizdi. Ancak şimdi bu sorun fazla yaşanmıyor. Bu konuda DEDAŞ’a teşekkür ediyoruz. Fakat trafonun konulacağı yer konusunda anlaşamıyoruz. Mahallemizde tek ilkokul var ve tüm çocuklar orada okuyor. Hepsi küçük çocuklar. Okul bahçesine trafo konulması çok riskli bir olaydır. Bunu kabul edemeyiz. Milli Eğitim Müdürlüğü, Çevre Şehircilik Müdürlüğü ve DEDAŞ, başka yer olmadığını söylüyor. Diğer alanların kentsel dönüşüm kapsamında kamulaştırılması nedeniyle yer sorunu olduğunu ifade ediyorlar. Ama biz kesinlikle bunu riskli görüyoruz ve karşı çıkıyoruz” ifadelerine yer veriyor.
Oyun alanları yok, kömür hala dağıtılmadı
Mahallede, çocukların faydalanabileceği oyun alanları ve park da yok. Bu durumda eleştiri konusu yapılıyor. Muhtar Sanay,oyun alanı olmayan çocukların zararlı alışkanlıklara yöneldiğine dikkat çekiyor. Kış şartlarının çetin geçtiği şu günlerde mahalleye kömürün gelmemesinin de ayrıca sorun olduğunu dile getiren Sanay, kömürün Mart ayında gelmesinin vatandaşa bir faydasının olmadığını söylüyor. Belediye yetkililerine seslenen muhtar Sanay, mahallenin dış cephelerinin yapılmasını, yağmurdan kaynaklı balkon sularının akmasına bir çözüm getirmelerini istiyor.
‘Vali bey bizim için kurumlara talimat verdi’
Geçtiğimiz günlerde mahalle muhtarları, Vali Hasan Basri Güzeloğlu ile toplantı yaparak sorunlarını dile getirmiş. Kurum müdürlerinden şikayetçi olduklarının altını çizen 18 yıllık muhtar Muhsin Sanay, Vali Güzeloğlu’nun yaklaşımının ise kendilerini mutlu ettiğini dile getirdi. Sanay,”İlk defa bir vali bizimle bu kadar yakından ilgilendi ve en önemlisi muhtarların dile getirdiği sorunların pratik şekilde çözümü için kurumlara talimat verdi. Bu konuda net bir tutum sergiledi. Muhtarları asla ihmal etmemeleri gerektiğini, aksi halde hesabını soracağını dile getirdi. Bu bizi çok mutlu etti ve bize güven verdi. Vali beye bu takdire şayan yaklaşımı için teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Ziya Gökalp Müzesi çevresi ve İsmail Beşikçi’nin evi perişan halde
Mahallede içler acısı tablolardan biri Diyarbakırlı ünlü düşünür ve yazar Ziya Gökalp’ın doğduğu, büyüdüğü ve ismini taşıyan müzenin yer aldığı alan. Tarihi yapının bitişiğindeki yapı harabeye dönüp zehir tacirlerinin, fuhuş ve diğer pisliklerin yuvası haline gelmiş. Müzeye giden yol da çukur ve çamurdan geçilmiyor. Bir diğer yapı ise ünlü yazar ve düşünce adamı İsmail Beşikçi’nin geçtiğimiz yıllarda satın aldığı ev. Bu tarihi yapı da bakımsızlıktan ve ilgisizlikten harabeye dönmüş durumda.
Muhtarlık bürosu olaylarda yerle bir oldu
Muhtar Sanay, muhtarlık bürosunun Sur olayları sırasında yıkılmasından dolayı muhtarlıkla ilgili işlemleri telefonle veya televizyon tamirciliği yaptığı dükkanda yapmak zorunda kalıyor. Sanay, yerle bir olan muhtarlık bürosunun inşa edilmesi için yetkililerden destek bekliyor.
Taziye evi yok
Yaşanan diğer bir sıkıntı ise yedi mahallenin ortak olduğu mahallede bir taziye evinin bulunmaması. Taziye evinin kurulmasının mahalle sakinlerine; mahallesini sahiplenmesi adına, yaşanılır duruma getirilmesi konusunda önemli bir adım olabileceğini söyleyen mahalle sakinleri bu yüzden yakınlarının taziyelerini başka yerlerde kabul etmek zorunda kaldıklarını anlattılar.
46 yıllık terzi iş yapamamaktan şikâyetçi
Yaşanan çatışmalı ortamdan kaçan mahalle sakinlerinin bir kısmı evlerine dönerken bir kısmı da doğup büyüdüğü mahalleye bir daha dönmedi. Çatışmalardan maddi manevi etkilen esnaf ve halk bir hayli dertli. 46 yıldır Sur’da yaşayan aynı zamana terzilik yapan İsmail Tamer en büyük sıkıntının ekonomi kaynaklı olduğunu, yaşanan çatışmalardan sonra işsizliğin daha da hat safhaya geldiğini vurguladı. Sipariş üzerine çalışan Tamer’in en büyük hayali ise doğup büyüdüğü mahallesinin yeniden eski günlerine dönmesi.
‘Esnaf iş yapamazsa nasıl çay içecek?’
Ekmeğini 18 yıldır mahallesindeki esnafa halka çay satarak kazanan Yakup Atlı ise, mahallesine yeniden huzur gelmesini, ekonomik durumun iyileşmesini istediğini belirtti. Yaşanan sıkıntı ne olursa olsun Atlı herkese bir sıcak çay içirmenin heyecanı içerisinde o dükkandan bu dükkana koşturup duruyor. Atlı,”Esnafın işi, vatandaşın işi iyi olmasa bizim işimiz nasıl iyi olacak?. Onlar çay içmezse biz nasıl iş yapacağız,para kazanacağız?. Sur’daki olaylar hepimizi vurdu. Kimse iş yapamadı. Yeni yeni toparlanıyoruz ama işler eskisi gibi değil. Yine de şükredip işimize bakıyoruz” dedi.
Tarihi simit fırını eski günleri arıyor
Sıcak kokusuyla herkesi dükkana davet eden simitçi Şeyhmus Aydemir ve arkadaşları okula ve mahalleye simit yetişmek için sabahın ilk ışığında çalışmaya koyulurlar. Siparişlere yetişmeye çalışan Şeymus usta ve ekibi eskiden işlerin çok iyi olduğunu, çoğu mahalle sakinlerinin evini terk etmesiyle işlerin düştüğünü ifade ederken doların yükselmesiyle de 2 ay içerisinde kilosu 6 lira olan susamın 10 liraya yükseldiğini belirtti. Aydemir,”Eskiden susam yerli üründü. Şimdi ithal olarak geliyor. Dolar 4 bini buldu. Bu yüzden maliyet yüksek oluyor. Biz de karın tokluğuna bu işi yapıyoruz ama Diyarbakır’ın ilk simit fırını olduğumuz için kaliteden de ödün vermiyoruz” sözlerine yer verdi.
Mahalle sakinlerinin köpek ve kedi sevgisi
Sur olayları sırasında Ziya Gökalp Mahalle sakinleri gibi mahallenin sembolü olan köpekler ve kediler de semti terk etmemiş. Bir harabeyi barınak haline getiren mahalle sakinleri, bu sevimli hayvanlara yiyecek vererek besliyor, hayatta tutunmalarını sağlıyor. Öyle ki mahallenin sevimli kangal köpeği ve kedisi dost olmuş. Aynı harabede kalan köpek ve kedi, yiyeceklerini paylaşacak kadar yakınlaşırken, bu durum çevredekileri şaşkına çeviriyor. Mahalle sakinleri, çevredeki tehlikelere karşı da köpek beslemeye özen göstererek hayvanın bu konuda fayda sağladığına inanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.