Organ bağışı ömrü uzatıyor
Hastane odasında açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Özmen, “Bir organınız çalışmıyor, buna bağlı olarak diğer organlarınız da çalışmıyor ve siz bu organı birinden aldığınız zaman, fonksiyonlarınız tamamen normale dönüyor, sizin için de riskler ortadan kalkıyor” dedi.
“TÜRKİYE’DE 21 BİN KİŞİ BÖBREK NAKLİNE İHTİYAÇ DUYUYOR”
Türkiye’nin böbrek ve diğer organ nakli açısından ciddi bir gelişme içerisinde olduğunu kaydeden Doç. Dr. Özmen, “Ancak hala yeterli bir orana ulaşmış değil. Son 3-4 yıl içerisinde yıllık yapılan böbrek nakli çalışmaları 2 bin ila 3 bin arasında değişmekte. Oysaki şu an 60 bin hasta diyalizde ve bunların 21 bini yaklaşık böbrek nakline uygun olduğu için ulusal bekleme listesine kayıtlı durumda. Yani organ bekliyorlar. Bu nakillerin yüzde 75’i yani 4’te 3’ü yakınları tarafından bağışlanan böbrekler. Her 4 nakilden bir tanesi beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların rızası ile alınan böbreklerden oluşuyor. Oysa Avrupa ya da batı toplumlarında bu oran tam tersine, yani nakillerin yüzde 75’i kadavradan gerçekleşiyor. Bizim ulaşmamız gereken düzey biraz benzer bir durum, bu da organ bağışı ile mümkün” diye konuştu.
“18 YAŞINI GEÇMİŞ VE AKLİ MELEKELERİ YERİNDE OLAN HERKES BAĞIŞÇI OLABİLİR”
Organ bağışı için 18 yaşını geçmiş ve akli melekelerin yerinde olmasının yeterli olduğunu kaydeden Doç. Dr. Özmen, "Bunun için bir nakil merkezine ya da hastaneye başvurup, ben organ bağışlamak istiyorum dediği zaman organ bağışçısı olabiliyor. Ben böbrek ya da organ bağışlamak istiyorum diyen hasta ilgili bir uzman hekim heyeti tarafından değerlendirilir ve bu ameliyatını ve organ verme işleminin kendisi açısından herhangi bir risk oluşturabilmesi durumunda zaten bu işleme başvurulmaz" bilgisini verdi.
Böbrek bağışçıları için yapılan araştırmalarda, bu hastaların toplum ortalamasından daha uzun yaşadığının ortaya konulduğunu dile getiren Özmen, “Bağışçıların ruh hallerinin de, bir insana hayat bağışlamış olmanın getirdiği bir hissiyatla, daha mutlu oldukları daha huzurlu insanlar oldukları saptanmıştır. 2013 yılında beyin ölümü bildirilmiş ve saptanmış olgu sayısı yaklaşık bin 500 iken bunun ancak 4 veya 5’te biri organ bağışlamayı kabul etmiş. Burada hasta ve hasta yakınlarının iknasında da bir problem söz konusu. Böbrek yetmezliği olmamak için tabii ki, öncelikle onun tedbirini almak gerekiyor. Onun için öncelikle kronik hastalıkların çok iyi takibe alınması gerekiyor. Ve hastalıkların kontrol altında olması organ yetmezliğinin önüne geçilebilmesi için önemlidir” ifadelerini kullandı.
(iha)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.