Diyarbakır’da Kumar bağımlılığına karşı ciddi uyarılar var; ‘Yasal sistem mücadeleyi engelliyor’

Diyarbakır’da Kumar bağımlılığına karşı ciddi uyarılar var; ‘Yasal sistem mücadeleyi engelliyor’
Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Genel Başkanı Yahya Öger, kumarın sadece bireyleri değil, aileleri ve toplumları da derinden etkileyen bir hastalık olduğunu söyledi.

Sait BAYRAM’ın Özel Haberi

TİGRİS HABER - Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Genel Başkanı Yahya Öger, kumar bağımlılığına karşı ciddi uyarılarda bulundu. Kumarın, sadece bireysel değil, aynı zamanda aileleri ve çevreyi de derinden etkileyen bir hastalık olduğunu ifade eden Öger, “Kumar bağımlılığı, bağımlılıklar arasında en büyük hastalıklardan bir tanesidir. Davranışsal bağımlılık olarak kabul edilen kumar bağımlılığının sadece birey üzerinde etkisi değil aynı zamanda aileye de, çevreye de ciddi manada ekonomik zarar vermeye başlayan bir hastalık olarak kabul edilir” dedi.

diyarbakirda-kumar-bagimliligi-1.jpeg

“KUMAR YALNIZCA YASADIŞI OYUNLAR OLARAK ALGILANMAMALI”

Öger, kumarın yalnızca yasadışı oyunlar olarak algılanmaması gerektiğini belirterek, “Kumar, sanal kumar, şans oyunu, yasa dışı bahis gibi adlandırılmakta, ancak aslında emek ve alın terinin olmadığı, anlık kazancın kapısını aralayan oyunlardır” ifadelerini kullandı. Kumara karşı mücadelenin en önemli etkenlerinden birinin, yasal bahis ve şans oyunlarının yaygınlaştırılmasının engellenmesi olduğunun altını çizdi. Özellikle milli piyango ve devlet televizyonlarında yapılan şans oyunu reklamlarının, bağımlılıkla mücadelede büyük bir engel oluşturduğunu belirtti.

"SANAL KUMAR YAYGINLAŞIYOR, ÇOCUKLAR KOLAYCA ERİŞEBİLİYOR"

Öger, internetin yaygınlaşmasıyla birlikte sanal kumarın hızla arttığını ve kumar sitelerine kolayca erişimin, özellikle gençleri ve çocukları olumsuz yönde etkilediğini vurgulayarak, “Günümüzde, ebeveynlerin adlarına kayıtlı telefonlarla çocuklar, kumar sitelerine kolayca üye olabiliyor. Bu durum, kumarın artık cebimizde, evimizde ve yuvamızda olduğunu gösteriyor” diye konuştu. Öger, kumar sitelerine erişimin ve doğrulama işlemlerinin daha güvenli hale getirilmesi gerektiğini, özellikle çocuklar için ek güvenlik önlemleri alınması gerektiğini belirtti.

"VERGİSİ ALINAN BİR ŞEY, BAĞIMLILIĞA SEBEP OLMAZ DEMEK YANLIŞ"

Kumarın vergisinin alınmasının, bağımlılıkla mücadeleye engel olmadığını söyleyen Yahya Öger, “Vergisi alınan bir şey yasal olabilir, legal olabilir, ancak bu hastalık yapmıyor anlamına gelmez. Dolayısıyla devletimizin, hükümetimizin bağımlılık noktasında daha etkili adımlar atması gerekiyor” dedi. Öger, yasal olmayan bahis sitelerinin engellenmesi ve kumar bağımlılığının toplumda daha fazla yayılmasının önüne geçilmesi gerektiğini savundu.

"KUMARIN KAZANANI YOKTUR, TEK KAZANAN KUMARI OYNATANLARDIR"

Kumarın doğasında kazanan olmadığını ve tek kazananın kumarı oynatanlar olduğunu ifade eden Öger, “Milli piyango bileti size vurması 25 milyonda bir ihtimaldir. Böyle bir ihtimalle kumardan kazanan tek kişi kumarı oynatanlardır. Kaybedenler ise kumarı oynayanlardır” dedi. Bu nedenle, kumarın yaygınlaşmasının önlenmesi gerektiğini vurgulayan Öger, kamu spotları, reklam engellemeleri ve kumar sponsorluklarının toplumsal olarak reddedilmesi gerektiğini söyledi.

"KUMAR BAĞIMLILIĞINA KARŞI TOPLUMSAL BİLİNÇ ARTIRILMALI"

Öger, kumar bağımlılığıyla mücadelede toplumsal bilinç artırılmasının önemine dikkat çekti. Özellikle okullarda ve gençler arasında bu bağımlılığın önüne geçilmesi için kamu spotları ve eğitimlerin arttırılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, kumar bağımlılığına karşı yapılan operasyonların yetersiz olduğuna ve daha etkili çalışmalar yapılması gerektiğine de değindi.

Kumar bağımlılığının yalnızca bireysel bir sorun olmayıp, toplumun her kesimini etkileyen ve ciddi sonuçlar doğuran bir hastalık olduğunu belirten Yahya Öger, kumar ile mücadelede daha etkili ve kapsamlı önlemler alınması gerektiğini vurguladı.

diyarbakirda-kumar-bagimliligi-2.jpeg

SUN: “BAĞIMLILIK HEM KİŞİSEL HEM DE AİLEVİ YAŞAMINI CİDDİ ŞEKİLDE ETKİLİYOR”

Uzman Klinik Psikolog Sadık Sun ise, Kumar bağımlılığının, bireyin hem kişisel hem de ailevi yaşamını ciddi şekilde etkilediğini vurgulayarak, bu bağımlılığın nedenlerini ve çözüm yollarını özetledi. Dr. Sun, kumar bağımlılığını “Bireyin gündelik işlevselliğini ve ailesinin huzurunu bozan, çevresi tarafından saygınlığını kaybetmesine yol açan ve suça karışma riskini artıran ciddi bir ruhsal hastalık” olarak tanımladı.

Sun, bağımlılığın sebeplerini şöyle sıraladı;

Dopamin Salgısı:

Kumar oynarken beyinde dopamin salgılanır, bu da bireye geçici bir mutluluk ve heyecan hissi verir. Bu hissi yeniden yaşama arzusu, bağımlılığı tetikler.

Çocukluk Travmaları:

Travmatik yaşantılar, ihmal ve istismar gibi durumlar bağımlılığa yatkınlık yaratır.

Değersizlik Hissi:

Çocuklukta değersizlik hissi yaşayan bireyler, kumar yoluyla elde edecekleri kazançla kendilerini ispat etmeye çalışabilirler.

Varoluşsal Boşluk:

Hayatı anlamsız bulan bireyler, kısa vadeli heyecanlar için kumara yönelebilirler.

Kaybetme Döngüsü:

Kaybettiklerini geri kazanma arzusu ve kolay yoldan zengin olma hayali, bağımlılığı artırır.

Çevresel Etkiler:

Kumar oynayan bir arkadaş çevresi veya sanal kumara kolay erişim, bağımlılığın oluşumunu hızlandırır.

Sun, son olarak kumar bağımlılığının tedavisini de şöyle özetledi;

Dr. Sun, tedavi sürecinde şu adımların önemine dikkat çekiyor:

Farkındalık ve Gönüllülük:

İlk şart, bireyin bağımlı olduğunu kabul etmesi ve tedaviye istekli olmasıdır.

Psikoterapi ve İlaç Tedavisi:

Dopamin ve serotonin hormonlarının dengelenmesi için ilaç tedavisi, psikoterapi ile birlikte uygulanmalıdır.

Finansal Kontrol:

Bağımlı bireyin mali hesapları kontrol altına alınmalı ve kumar oynama araçlarına erişimi kısıtlanmalıdır.

Alternatif Faaliyetler:

Spor, sanat ve sosyal etkinliklerle bireyin dopamin ihtiyacı sağlıklı yollardan karşılanabilir.

Aile Desteği:

Ailelerin bireyin borçlarını ödemeyi bırakması ve psikolojik destek alması, tedavi sürecine katkı sağlar”

Dr. Sun, kumar bağımlılığının birey ve çevresinde yol açtığı yıkıcı etkilerin doğru tedaviyle aşılabileceğini belirterek, erken müdahalenin önemini vurguladı.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.