'Ölmeden çocuklarımızı görmek istiyoruz'
1990'lı yıllarda köyü yakılan ve 2 çocuğu da dağda olan Baba Ateş, "4 çocuğumun özlemi var. Anneleri felçli yola gidemiyor. Benim bacağımda platin var yaşlıyız. Çocuklarımıza hasret kaldık. Ölmeden önce çocuklarımızla yaşamak istiyoruz" dedi.
DİYARBAKIR- Cezaevlerinde süren baskı, hak ihlali, keyfi uygulamalara sürgünlerinde eklemesiyle tutuklular için bir işkenceye dönüşürken, tutuklu yakınları için ise eziyete dönüştü. Kilo metrelerce uzaklığa sürgün edilen yakınlarını görebilmek için kimi yurttaşlar her türlü eziyete katlanırken, kimi yurttaşlar ise ekonomik nedenlerden dolayı yakınlarını aylarca ve hatta yıllarca göremiyor. Yaşlı ve hasta tutsak yakınları için bu ise ayrı bir işkence halini alıyor. Diyarbakır'ın Kocaköy ilçesine bağlı Tepecik köyünde ikamet eden ve kısmi felç olan barış annesi Remziye Ateş ile bacağında platin bulunan eşi Teyfik Ateş bu ailelerden sadece biri. 2 çocuğu PKK saflarında olan Ateş çiftinin 2 çocuğu da cezaevinde.
4 çocuklarının özlemi ile yaşıyorlar
90'lı yıllar ile başlayan yoğun baskı sürecinden geçen ailenin gözleri önünde asker ve korucular tarafından köyleri yakılırken, birçok insanın yaşamını yitirmesine tanıklık etti. Artan baskılara dayanamayan Ateş ailesi diğer birçok aile gibi zorunlu olarak göç etmek zorunda kaldı. 2 çocuğu PKK'de bulunan Ateş ailesinin evlat özlemi ise 2 çocuğunun kilo metrelerde uzağa sürgün edilmesiyle ikiye katlandı. Ateş çifti, daha önce Adıyaman E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan İbrahim Ateş ve Mehmet Ateş'in 2012 yılının Kasım ayında Balıkesir Kepsut L Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edilmesi ile 13 aydır çocuklarını göremiyor. Ateş çifti aylardır göremediği çocuklarının özlemini ise fotoğraflarla gidermeye çalışıyor.
'Ölmeden çocuklarımızla yaşamak istiyoruz'
Mehmet ve İbrahim'in en son Adıyaman E Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalırken 3 saatlik yolu gidip çocuklarını görebilme şanslarının olduğunu belirten baba Ateş, 2012'in Kasım ayı içersinde Balıkesir Kepsut L Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edilmeleri ile bu şanslarının ortadan kalktığını belirtti. 13 aydır çocuklarına hasret kaldıklarını belirten baba Ateş şunları aktardı: "Anneleri felçli yola gidemiyor. Benim bacağımda platin var yaşlıyız. Çocuklarımızı göremiyoruz. Elimizde sadece fotoğrafları var. Bakıp bakıp ağlıyoruz. Çocuklarımıza hasret kaldık. Onları çok özlüyoruz. İbrahim saralık hastalığına yakalanmış ve hala ayağında şarapnel parçaları var onunla yaşıyor. Mehmet de boyun ve bel fıtığı olmuş. Çocuklarımız orada hasta biz onları göremiyoruz. Ve biz ölmeden önce çocuklarımızla yaşamak istiyoruz. Onları görmek istiyoruz. Buradan yetkililere sesleniyorum. Evlatlarımızı bırakın."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.