Karacadağ için UNESCO’ya başvuru yapıldı
TİGRİS HABER - Diyarbakır ve Şanlıurfa valilerinin katılımıyla Mezopotamya’nın Altın Üçgeni Yol Haritası ve Mezopotamya Karacadağ Jeopark Başvurusu sürecine ilişkin yapılan çalışmalar ve gelinen aşamaya ilişkin toplantı düzenlendi.
Karacadağ Kalkınma Ajansı salonunda yapılan bilgilendirme toplantısına Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin esnaf odaları ile ticaret sanayi odası temsilcileri ve kurum müdürleri katıldı.
Toplantıda çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa, oluşturulacak kültür ve inanç destinasyonu ile turizmde adından söz ettirmesi için yapılan çalışmalar ele alınırken, toplantıda konuşan Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, “Bugün bence Mezopotamya için, Mezopotamya'nın altın üçgeni için önemli bir gün. Önce onun altını çizmek lazım. Geçtiğimiz yıl toplantıyı yapmaya karar verdiğimizde Mezopotamya’nın altın üçgeni; Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa. Bu üç şehir o çalıştayın açılış konuşmasında söylediğim cümleleri hatırlıyorum. Bu üç şehir olmadan medeniyet tarihi yazılamaz demiştik. İnanç tarihi yazılmaz demiştik. Gastronomi tarihi yazılamaz demiştik. Şimdi bir senede alınan mesafeye baktığımızda, biz altın üçgeni konuşmaya başladığımızda GAB İdaresinin Mezopotamya markasını 6 senedir, 7 senedir çalıştığını ama kamuoyuyla paylaşmadığını bilmiyorduk. Ama sonra baktık ki devlet aklı bu, yani devlet doğrusu neyse o yapılır. Devlet aklı Mezopotamya markasıyla ilgili çok ciddi bir emeği var ama kamuoyuyla paylaşılmamış. Bizim Mezopotamya'nın altın üçgeni çalışmamız aslında büyük fotoğrafı da tetikledi. Sonra Mezopotamya markası ortaya çıktı. Şimdi Mezopotamya markasıyla Mezopotamya'nın altın üçgeni birbirine rakip değil. Bizim üst markamız Mezopotamya’dır” dedi.
Yaşam ve kültürü belirleyen faktör
Vali Karaloğlu, Karacadağ'da jeopark statüsüne alınması için UNESCO'ya başvuru yapıldığını söyledi. Vali Karaloğlu, “Bu üç şehirde yaşamı da, kültürü de, tarımı da mimariyi de en çok etkileyen faktör Karacadağdır. Özellikle Diyarbakır tarafında Karacadağ olmasa Diyarbakır mimarisi diye bir şey olmaz. Karacadağ olmasa Diyarbakır'da buğdayın anavatanı Karacadağ diyoruz, ilk kültürünün tarımsal kültürün yapıldığı bölge Karacadağ etekleridir. Şanlıurfa’sı ile Diyarbakır’ı ile Mardin ile. Bu 3 şehrin çok değerli ortak bir varlığı olan Karacdağ jeoparkının şu anda UNESCO milli komitesi tarafından İçişleri Bakanlığı aracılığıyla Paris'e yazılmış olması çok değerli, çok kıymetli buluyorum. Burada tabii lider şehir Şanlıurfa’dır. 3 şehirdeki turizm sektörünün her kompartımanda ayrıca kendi arasında işbirliğinde çok ciddi ihtiyacımız var. İnşallah bu Mezopotamya Karacadağ Jeoparkı bu iş birliklerimizin en somut eylemi olarak bugün kamuoyuyla paylaşmış olduk, inşallah bundan sonra yeni iş birliklerimizle bu bölgeyi ayağa kaldırır diye temenni ediyoruz. UNESCO Küresel Jeoparkları koruma, sürdürülebilir kalkınma ve toplum katılımının ortaklaşa uygulanabildiği alanlar olmaları nedeniyle, dünyada tanınırlıkları giderek artan alanlardır. Uluslararası öneme sahip bu alanlar koruma, eğitim ve sürdürülebilir kalkınma konularında bütünleşik bir yaklaşımla yönetilen alanlardır. Bu kapsamda Dicle Kalkınma Ajansı iş birliği ile Mezopotamya’nın Altın Üçgeni’ni destekleyecek bir çalışma olarak Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa illerinin yer aldığı Karacadağ’ın uygun noktalarının Jeopark statüsüne alınması için çalışmalar başlatılmış ve resmi başvuru yapılmıştır. UNESCO Türkiye Milli Komitesince uygunluk verilen başvuruya ilişkin İyi Niyet Beyanı Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla UNESCO Sekretaryasına iletilmiştir” diye konuştu.
Ciddi yatırımlar var
Toplantıda konuşan Şanlıurfa Valisi Abdullah Erim ise, Mezopotamya bölgesinin gerçekten eşsiz ve büyük bir hazine barındırdığını söyledi. Vali Erim, "Geçmiş yıllarda hiçbir şey yapılmadı demiyoruz ama önemli çalışmalar gerçekleştirildi. Turizm bakanlığı ve kamu kurumlarının geçmiş süreçte çok ciddi yatırımlarının olduğunu görüyoruz. Bölgenin öncelikleri farklıydı ve bölgenin bir terör gerçeği vardı. Ama son 20 yılda çok şükür sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde bölge artık huzurlu bir havayı soluyor, kardeşliğini yeniden keşfetti ve güvenlik ile huzur temin edildikten sonra tabi ekonomi, sosyal kalkınma turizm başta olmak üzere sektörlerin hızlı bir şekilde geçmişteki kayıpları da telefi edecek şekilde büyük değişim ile dönüşüm yaşanıyor” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.