İyi Niyetle Yaklaştım Kolay Kandım
Ali Abbas Yılmaz / Resul Önen, Menekşe Arancak /Özel
Bir daireyi birden fazla kişiye satan ancak evin devrini vermeyen emlak vurguncuları, vatandaşlardan topladıkları paralarla sırra kadem basarken, evin tapusunu almadan onlarca yıllık birikimlerini emlak dolandırıcılarına kaptıran vatandaşlar ise adliye koridorlarında mağduriyetlerini gidermenin çabası içinde.
Kaybettikleri paraları yüzünden psikolojileri altüst olan emlak mağdurları hem maddi hem manevi anlamda büyük bir mağduriyet yaşarken, bir gün kaybettikleri paralara kavuşacakları ümidi ile bekleyişlerini sürdürüyorlar.
'Hesap bloke olana kadar taksit yatırdım'
Emlak dolandırıcılarının tuzağına düşen mağdurlardan Salih Nas hikayesini şöyle aktardı '' 2015 yılında bir ev aldım. Evin peşinatını verdim. TOKİ konutu olduğu için geri ödemelerini de ben yapıyorum. Ta ki beş ay öncesine kadar. Bankaya taksit yatırmaya gittim ama hesabın bloke olduğunu, para yatıramayacağımı söylediler.''
'4 yıl boyunca ayda bin TL yatırdım'
Salih Nas, noter satışını yapmadığından dolayı evin bir başka kişi adına gözüktüğünü söyledi. Buna rağmen evin taksitlerini ödemeye devam ettiğini dile getiren Nas , ''4 yıl boyunca taksitleri yatırdım. Peşinat olarak da 45 bin TL ödedim. Bundan sonra bankaya ayda bin TL yatırmaya başladım. Parayı yatırdığım hesap bloke oldu. Bankaya sordum, bilmiyoruz dediler. Buna rağmen taksitlerimi yatırmaya devam ettim. Evin içinde eşyalarım vardı. Çünkü, evin içinde biz oturuyorduk''dedi.
'Bugün yarın evin devrini alacaktık ama olmadı'
Yazlık evin Kırşehir'in Kaman ilçesinde olduğunu belirten Nas, şunları söyledi: ''Evin peşinatını ödedikten sonra aldım, ama evin devrini üzerime alamadım. Ev Kırşehir Kaman'da olduğu için parayı da Kaman Ziraat şubesine yatırdım. Evi yatırım amaçlı aldım. Zamanında TOKİ'nin köylülere yaptığı bir evdi. Evin Kaman barajının kenarında yer aldığını ve güzel olduğunu aktardı. Beraber gidip evi gördük, beğendik ve peşinatı verdik. Bugün yarın evin devrini alacaktık ama olmadı.Peşinatı ödedik, evde eşyalarımız var.Yazlık olarak 3 yıl boyunca kullanıyorduk."
'O kaçtıktan sonra da ben evin taksitlerini yatırmaya devam ettim'
Hesabı bloke olana kadar evin taksitlerini ödemeyi sürdüren Nas, "Hesap bloke olduktan sonra savcılığa başvurdum. Yatırdığım bütün makbuzları da götürerek şikayetçi olduğumu söyledim. Evin adresini verdim. Mağdur olduğumu, defalarca evin devrini istememe rağmen devretmediğini söyledim. Kaman'a gidip evin devrini alabilmesi için noterden vekalet verdim. Böyle olacağını bilseydim evin devrini almadan para ödemezdim. Yaptığımın yanlış olduğunu kabul ediyorum. Evin taksitlerini yatırmaya başladıktan sekiz ay sonra bu şahıs kaçtı. Bir sürü insanı dolandırdı. O kaçtıktan sonra da ben evin taksitlerini yatırmaya devam ettim. Çünkü, TOKİ evleri havuza düşüyor ve ben bunu önlemek için taksitleri yatırmaya devam ettim. Dolandırıldığımı bile bile yatırmaya devam ettim, sırf ev havuza düşmesin, tekrar satılığa çıkarılmasın diye. Bir umut evi geri alabilirim diye düşündüm. Her şeye rağmen iyi niyetle beklemeye devam ettim. Ama banka hesabı bloke olunca taksitleri yatırmadım" şeklinde konuştu.
'Davanın açıldığını biliyorum ama akıbetini bilmiyorum'
Yaşadığı mağduriyet karşısında hukuki yollardan hakkını aramaya çalışan Nas, son olarak şunları söyledi: ''Benim dışımda dolandırılan insanların olduğunu ve toplu olarak avukat tuttuklarını duydum. Ben de hesap bloke olduktan sonra savcılığa gittim. Başımdan geçenleri anlattım. Savcılık dava açtı, dilekçemi Kırşehir Kaman Cumhuriyet savcılığına gönderdi. Davanın açıldığını biliyorum ama akıbeti hakkında pek bir bilgim yok."
Emlak mağduru Songül Üçdağ da Tigris Habere konuştu.
Eşinden ayrılan ve iki çocuğuyla yaşam mücadelesi veren Songül Üçdağ, ev hayali kurarken, bankadan çektiği parayı emlak dolandırıcısı olduğu iddia edilen bir şahsa parasını kaptırdı. 19 bin TL parasını peşinat o veren Üçdağ, ev alamadığı gibi bir de banka kredisinin borcunu ödemek zorunda kaldı.
'Bankadan 20 bin TL kredi aldım'
Emlak mağduru Songül Üçdağ'ın dolandırılma hikayesine" ilişkin şunları söyledi: Ekonomik olarak sıkıntılı bir yaşamım var. Asgari ücretin biraz üzerinde bir para alarak geçinen ve iki çocuğuna bakan bir kadınım. Bunun dışında her hangi bir gelire de sahip değilim. Bankadan 20 bin TL kredi aldım. Yakın bir arkadaşımın önerisi ile taksitle ev almaya karar verdim. Ev alma durumunu daha çok arkadaşım araştırdı ve onun araştırmaları üzerinden ikna oldum. İnternet üzerinde araştırma yapan arkadaşım, 15 bin TL peşinat ile ev alacağımı söylediğinde buna çok sevinmiştim. Çünkü bu zamana kadar Diyarbakır'daydım ve kirada oturuyordum."
'İnsan ihtiyaç sahibi olunca körleşebiliyor, sağırlaşabiliyor'
Ev hayali ile yaşananlara iyimser yaklaşımını sürdüren Üçdağ, yaşadığı o süreci şöyle özetledi: " Kendisini ofisinde ziyaret ettik, görüştük. Bu görüşmeden sonra bana örnek bir daire gösterildi. 19 bin TL ödeme yaptım. Kendi aramızda bir kontrat yaptık ve söz konusu kontrat avukattadır. Ben kontratın fotokopisini aldım. Daha sonra arkadaşlarımla o şahısla görüştük. Bu durumun üstesinden nasıl geleceğimize dair kafamızdaki kuşkuları gidermeye çalıştık.İnsan ihtiyaç sahibi olunca körleşebiliyor, sağırlaşabiliyor. Böyle bir ihtiyacım var diyorsunuz. Güzel bakıyorsunuz, olsun diyorsunuz. Maalesef pozitif yaklaştım ve çok kolay kandım."
'2 yıl boyunca ev almaya çalıştım'
Yoğun iş temposu yüzünden dolandırılmasına giden süreci iyi takip edemediğini belirten Üçdağ, "İşlerimin yoğunluğu da önemli bir faktördü ve gidip göremiyordum, takip edemiyordum. Sadece telefon ile iletişime geçerek takip ediyordum, bilgileniyordum. Bana zor bir yaşamım olduğunu söylüyordu. Bu işin en kısa zamanda biteceği sözünü veriyordu. Daha sonra, sürekli ileri tarihlere yönelik sözler verilmeye başlandı. Bu ister istemez bende soru işaretleri yarattı. Benim ev alma çabam 2 yıl boyunca sürdü. Aramızda yaptığımız kontrata göre hareket ediyorduk. Bir ara telefonlarıma cevap vermemeye başladı, kendisine ulaşamıyordum. O zaman kuşkulanmıştım. Ama daha sonra kendisine ulaştık ve biraz olsun rahatlamıştım" şeklinde konuştu.
'Ev alarak aileme sürpriz yapmak istemiştim'
Üçdağ, "Arkadaşım üzülerek bana haber verdi. Bu yaşanılan durumdan kendisini sorumlu tutuyordu. Bana dolandırıcı olduğuna dair haberleri gösterdi. Ben o şahsın dolandırıcı olduğunu haberler sayesinde öğrendim. Ben ve arkadaşım çok üzüldük. Arkadaşımın üzülmemesi için çabaladım ve kendisinin suçlu olmadığını söyledim. Tabii ben de çok üzüldüm. Ailemin bile bankadan aldığım krediden haberleri yoktu. Ev alarak aileme sürpriz yapmak istemiştim. Dolandırıldıktan sonra ise durumu aileme açıklamak, söylemek zorunda kaldım" diye konuştu.
Param gitti, ev alamadım üstelik de işsiz kaldım!
Bir yanda dolandırılmanın mağduriyetiyle uğraşırken bir yandan da işini kaybetmekle yüz yüze olmanın stresini yaşayan Üçdağ, o süreçte yaşadıklarını şöyle ifade etti: "Bu hadiseden sonra işyerimiz değişti. İşimizi yapıyorduk ama maaşımızı alamıyorduk. Aynı zamanda bankadan aldığım krediyi ödemeye çalışıyordum. Hesabımız kitabımız allak bullak olduğu için, ekonomik olarak sıkışmaya başlamıştım. Ciddi sıkıntılar ile yüz yüze kaldım. Evin kirasını ve çocukların temel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağımı düşünmeye başladım. Benim durumumda olan birisinin iş bulması gerekiyordu ama insanlar çok duyarsızdı. Maaş alamadığım için şirketimden olumlu herhangi bir geri dönüş alamadım. Şirketimi dava ettim. Her şey üst üste gelmişti. Bu durumlar beni mağdur etmişti ve ben hukuki yollardan hakkımı aramaya koyuldum. Eşimi de dava ettim. Hukuki olarak çocukların nafakalarını ödemesi gerekiyordu ama ödemiyordu. Zorda kaldığım için kendisini dava ettim. Eşimden 30 bin TL alacağım nafaka vardı. Dolandırıldım ve bir zulme uğradım diyebilirim. Avukatımın yanına gidip durumumu anlattım. Evraklarımı verdim. Davacı olacağımı belirttim."
'Zor bir süreç geçiriyordum, bir düzenim kalmamıştı'
İşini kaybeden Üçdağ'ın geçim derdi daha da katmerli hale gelirken, her şeye rağmen ayakta kalmanın mücadelesini vermekten geri durmadı: "Kiramı ödemekte zorlanmaya başladım. Evden çıkıp annemin yanına, Kocaköy'e gittim. 2 ay kadar annemin yanında kaldım. Ama orada kalmamız uygun değildi. Çocukların okulu ve benim iş bulmam gibi problemler vardı. İstanbul'a, ablamın yanına gittim. Çocuklar gezsin diye. İstanbul'da kalmak uygun olduğu için, kalmaya karar verdim. Ablam da gitmemem için çok ısrar etti. İstanbul'da hayat kurmamı ve yaşamımı burada sürdürmemi söyledi. Mağdur edildim, ekonomik sıkıntılar yaşadım. Zor bir süreç geçiriyordum, bir düzenim kalmamıştı ama her şeye rağmen hayat devam ediyor ve çocuklarım için direnmek zorundaydım."
Yaşadığım mağduriyet başkalarına ders olsun!
Şimdi, oğlu 12, kızı ise 10 yaşında olan cefakar anne Songül Üçdağ, yaşadığı zor ve sıkıntılı süreçte yaşadığı travmadan kaynaklı kendisini dolandıran şahsa karşı hukuki mücadelesinin akıbetini dahi bilmediğini ifade ederek; "Davaya dair herhangi bir bilgimde yok. Avukatım dava etmemizi söyledi, hakkımızı aramamızın iyi olacağını dile getirdi. En azından cüzi bir miktar paramı geri alabilme ihtimalinden bahsetti. Ama öyle bir ağır süreçti ki, yaşadığım umutsuzluktan kaynaklı pek bir şey de hatırlamıyorum. Belki bundan dolayı hukuki süreci detaylıca takip edemedim. Umarım bu mağduriyetim hukuki açıdan bir sonuca bağlanır. Aynı zamanda bu çabalarımın insanların bu durumlar hakkında bilinçlenmesine de vesile olmasını diliyorum. İnsanlara çabuk inanan bir toplumuz ve bunun sıkıntılarını yaşıyoruz. İnsanların uyanık ve bilinçli olması gerekiyor. İyi niyetli olmak elbette olumlu bir davranıştır ama tek başına iyi niyet bizi kötülüklere karşı zayıf bırakıyor. O yüzden her zaman işimizi sağlama alalım. Satın aldığımız her ne olursa olsun, devrini almadan parasını ödemeyelim. Bugüne kadar iyi niyetimden dolayı yaşadıklarım beni çok mağdur etti, çok yıprattı ama umarım benim bu yaşadıklarım başkalarına ders olur" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.