‘Hevsel Direnişi 8’inci gününde’

Gençlerin ‘Mustafa Malkoç Ekoloji Kampı’ adı verdiği Hevsel Bahçeleri’ndeki nöbeti eylemi 8’inci gününe girerken, günlerdir eylemde olan gençler, ‘Egemenler, talancılar ve kapitalist zihniyet ağacın gölgesini satamayınca ağacı kesip gövdesini satarak para elde etmek istiyorlar’ ifadelerinde bulundu.

Haber/Foto: Gencer ARPACI

Diyarbakır'daki Dicle Nehri kenarında bulunan tarihi dokusu ve doğal güzelliği ile bilinen Hevsel Bahçeleri'ndeki ağaç kıyımına karşı gençlerin başlattığı nöbet eylemi 8’inci gününü geride bırakırken, 8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri'nin Yapı Rezerv Alanı ilan edilmesi ve Dicle nehrine HES projeleri inşa edilme iddiaları Türkiye ve Bölge'de büyük tepkilere neden oldu. Günlerdir Hevsel bahçelerine eylemini sürdüren geçler gazetemize değerlendirmelerde bulundu.

‘Hevsel’i betonlaştırmak istiyorlar’                                                                

Lise öğrencisi Ruken Yayık, Türkiye’de canlılara karşı katliamlar olduğunda insanların yapılan bu katliamlara karşı sesiz kaldığını kaydederek, “Biz eylemin dördüncü gününde geldik. Burada gerçekten çok güzel bir ortam var. Burada olmaktan çok mutluyum, neticede doğal yaşamın izleri var. Eyleme gelmeden önce ne böyle büyük bir katliamın olduğunu nede Hevsel bahçelerini bu kadar güzel olduğunu biliyordum. Hevsel’i betonlaştırarak insanları özünden uzaklaştırmak istiyorlar. Ama biz bu katliama kesinlikle izin vermeyeceğiz. Katliama ilişkin Valiliğin ve birçok kuruluşun açıklaması oldu. Şunu söyleyebilirim hiç kimsenin açıklaması bizi bağlamıyor. Biz direnmeye devam edeceğiz” dedi.

‘ Hevsel’in nefesi olacağız’

Üniversite Öğrenci Zelal Turay ise, özellikle Hevsel bahçelerine kadınların sahip çıkması gerektiğini, bunun nedeni ise kadınların sürekli doğayı dönüştürdüğünü ve doğaya daha yakın olduğunu belirterek, şunları kaydetti;”Geziye gösterilen ilgi Hevsel’e gösterilmedi. Türkiye’nin batısında bir şeyler olduğunda insanlar daha sert tepki gösterirken, doğusunda olduğunda bu tepkiyi göstermiyor. Mesele Roboski katliamında da Türkiye kamuoyu günlerce sessiz kaldı. Bu algının bir an önce ortadan kalkması lazım. Yoksa bu algı Türkiye’yi felakete götürür. Şunu açık ve net söylemek istiyorum. Kim bu katliamlara sessiz kalırsa kalsın biz kesinlikle Türkiye’nin ne batısındaki katliamlara nede doğusundaki katliamlara sessiz kalmayacağız. Biz kadınlar olarak Hevsel’in nefesi olmaya devam edeceğiz.”

‘Ağacın gölgesini satamayınca ağacı keserek gövdesinde para kazanmak istiyorlar’

Dicle Üniversitesi Öğrencisi Harun Özmen’de Egemenlerin bakış açısı, kurdun kuzuya bakış açısı gibi olduğunu belirterek, Talancı ve kapitalist zihniyet ağacın gölgesini satamayınca ağacı keserek gövdesini satmak istediğini kaydederek, “Buradaki yaşam çok doğal. Sabahın erken saatlerinde kalkarak güne hazırlanıyoruz. En önemlisi ise komin yaşamın geçlik ruhu ile birleşmesidir. Bu süreçte birçok sivil toplum örgütü geçliğe destek veriyor. Bu destekler birlikte yaşam ve yeniden yaşamın simgesidir. Gençliğin bu duyarlılığından dolayı insanlar artık katliamlara karşı sessiz kalmıyor. Hevsel direnişinde yozlaşmış ve betonlaşmış hiçbir şey yoktur. İnsanlar geçliğin yaratmış olduğu bu doğal yaşamı gördüğünde bu katliamı yapan zihniyetlere daha çok tepki gösteriyor. Biz gençlik olarak bu katliamlar son bulana kadar direnişimize devam eddeceğiz” diye konuştu.