Gazeteci Parlak cinayeti 9 yıldır 'faili meçhul'

1973'te liseyi bitirdikten sonra gazeteciliğe başlayan Yaşar Parlak, bir gazetede çalıştı. 17 Şubat 1988'den itibaren Silvan Mücadele gazetesini çıkaran Parlak, 1980'de "Silvan Tarihi", 1997'de "Çeşitli Yönleri İle Silvan" ve "Şehitler Şehri Silvan" kitaplarını da yayımladı. 18 Ağustos 2004'te Silvan'da Selahaddin Eyyubi Camisi'nin avlusunda silahlı saldırıya uğrayan Parlak, yaşamını yitirdi. Parlağın öldürülmesi birçok gazete ve televizyonda Hizbullah infazı olarak geçmesine rağmen ne failler bulunabildi ne de herhangi bir yargılama yapıldı. Parlak'ın ardından Silvan Mücadele Gazetesi'nin başına oğlu Ferhat Parlak geçti. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan Ferhat Parlak, aynı zamanda, babasının katillerinin yargılanması için de mücadele etti. 

Aradan 9 yıl geçmesine rağmen cinayetin faili meçhul olarak kaldığını belirten Ferhat Parlak, "28 Şubat 1997'de post-modern darbede babamın ismi de 'andıç' operasyonda 6 ünlü gazeteci ile birlikte geçiyordu. O zaman sözde bu gazeteciler hakkında PKK'nin maddi ve manevi desteğiyle haber yazdıklarıyla ilgili bir karalama operasyonu yürütülmüştü. Sırf bu gazetecilerin kamuoyunda saygınlıkları ve itibarlarının düşürülmesi yönündeydi. Bu gazeteciler kamuoyunda yıpratılmak istenmişti. O dönemde Hürriyet Gazetesi başyazarı Oktay Ekşi 'alçakları tanıyalım' diye bir yazı yazmıştı. Yazısı bir nevi bu gazetecileri hedef gösteriyordu ve bu yazısından yaklaşık 3-4 gün sonra İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Sayın Akın Birdal'a silahlı saldırı düzenlenmişti" diye anlattı. 

Parlak, konuya ilişkin olarak iki yıl önce Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ve Hürriyet Gazetesi başyazarı ve şu an ki CHP milletvekili Oktay Ekşi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ancak geçen zamana rağmen bir sonuç çıkmadığını söyledi. Parlak, babasının ölümünün "andıç"ta adının geçmesiyle bağlantılı olduğunu söyledi.

'Şehitler Şehri Silvan' isimli kitabı çıkartı'

Babasının öldürülmeden üç ay önce "Şehitler Şehri Silvan" isimli kitabı çıkarttığını ve kitabın toplatıldığını söyleyen Parlak, babasının o dönemde Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandığını, gözaltına alındığını, psikolojik baskıya maruz kaldığını ve işkencelerden geçirildiğini ifade etti. "Bu kitap Silvan'da 1990 ve 2004 yılları arasında yaşanan faili meçhul cinayetleri anlatan bir kitaptı. Benim babam bu kitabın içindeki bilgileri derleyip topladı. Aradan yaklaşık 3 ay geçtikten sonra 18 Ağustos 2004 tarihinde cinayeti meydana geldi. Bu kitap bir nevi Hizbullah ve JİTEM'i deşifre eden, 90'lı süreci anlatan bir kitaptır" diye ifade etti. Babasının öldürülmesinin ardından babasının mesleğini devraldığını ifade eden Parlak, 9 yıldır bu mesleği sürdürdüğünü ve bu süre boyunca hakkında 20'ye yakın dava açıldığını ve şu an ise 301. maddeden yargılanmanın başlaması için Adalet Bakanlığı'ndan onay beklendiğini dile getirdi. 

'Sistem şuan beni bu meslekten caydırmak için her şeyi yapıyor'

Birçok psikolojik baskıya da maruz kaldığını aktaran Parlak, "Sistem şu an beni bu meslekten caydırmak, uzaklaştırmak ve itibarsızlaştırmak için elinden gelen bütün her şeyi yapıyor. Yerel basın üzerindeki baskılar AKP hükümeti döneminde bayağı artı diyebiliriz. Silvan'da 5 yerel gazete olmasına rağmen resmi ihale ilanı almayan tek gazeteciyim. Muhalif olduğum için, Silvan'daki ve Kürdistan'daki gerçekleri dile getirdiğim için gazetemde ihale ilanı alamıyorum ve kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalışıyorum" dedi.

AKP hükümetinin hep 'Hükümetimiz döneminde hiçbir faili meçhul cinayet yaşanmadı' diye övünmesine şaşıran Parlak, "Kesinlikle AKP hükümeti övünmesin. Çünkü benim babamın cinayeti 9 yıldır aydınlatılmadı. Tıpkı Roboskî gibi, tıpkı Uğur Kaymaz gibi, tıpkı Ceylan Önkol gibi birçok cinayeti de sayabiliriz. Bu gibi cinayetler AKP hükümeti döneminde yaşandı ve aydınlatılmadı, faili meçhul olarak kaldı. Ankara'nın derin dehlizlerinde maalesef bu cinayetler kayboldu" diye sitemde bulundu. 

Parlak son olarak babası tarafından 90'lı yılları anlatan 'Şehitler Şehri Silvan' adlı kitabın devamını getireceğini söyledi.