Engelsiz yaşam için engelleri kaldıralım
Ali Abbas Yılmaz - Özel
Kamu kurumlarında işaret dili tercümanları hizmet vermeli
TİGRİS HABER - Engelli bireylerin istihdam ve eğitime erişilebilirlik noktasında ciddi sorunlar yaşadığına dikkat çeken konuştuğumuz Engelsiz Bileşenler Federasyonu Başkanı Abdülmecit Yılmaz, “Eğitim anlamında EBA’dan kaç engelli insan faydalanabilmekte, eğitim hakkını elde edebilmektedir? Ya da bir görme engelli olarak EBA’yı kaç görme engelli kullanabiliyor? Ya da işaret dili tercümanları kaç yerde iş bulabiliyorlar ki, engellilere hizmet verebilsinler? Kurumların kaçında engellilere destek sağlamak için işaret dili tercümanları görev alabiliyor ki, bundan işitme engelli yurttaşlarımız kendilerini rahat bir şekilde ifade edebilsinler” diye konuştu.
Engellilerin kendi alanlarında çalışabilmeleri için yasal düzenleme yapılabilir
2011 yılında yapılan veri güncellemesine göre ise Diyarbakır genelinde yaklaşık 120 bin engelli vatandaşın yaşadığını belirten Yılmaz, engelli bireylerin kamuda istihdam edilirken, kendi mesleklerine uygun şekilde atamalarının yapılmasına dikkat çekerek, şunları ifade etti: “insanlar istihdam edilirken kendi alanında çalışmalıdırlar. Birçok engelli arkadaşımız atanırken yardımcı hizmet kadrosunda atanmaktadır. Bu durum engellilerin kendi mesleklerini yapmalarının önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Bu durum toplum gözünde de engellilerin işe yaramadığı algısı yaratmaktadır. Bir görme engelliyi yardımcı personel olarak bir kurumda temizlik işine atadığınızı düşünün. Bu arkadaşımız hem atandığı kurumda temizlik yapamayacak hem de temizlik yapabilecek bir personelin istihdamının önüne geçecek. Oysa engellilerin kendi alanlarında çalışabilmeleri için bir yasal düzenleme yapılabilir.”
Engelliler için yaşamı daha da zorlaştırmayın
Engellilerin ciddi istihdam sorunu yaşadığına dikkat çeken Baran, İŞKUR’un engellilere destek olması gerektiğini vurgulayarak, “İŞKUR kendi işini kurmak isteyen engellilere daha fazla teşvik verebilir. Yalnız son yayınlanan rehberde bu konuyla ilgili projelerde şartlar daha da ağırlaştırılmış. Daha önce Bağ Kur zorunluluğu yokken, bu eklenmiş. Yine, pandemi sürecinde hayvancılık işiyle uğraşmak isteyenlere sürü yönetimi belgesi şartı getirilmiş. Halk Eğitimlerde alınması gereken Sürü Yönetimi Belgesi ise şuan alınamıyor, çünkü Halk Eğitim kapalı. Yani, belge isteniyor ama kurum kapalı. Şuan ancak söz konusu belgeye sahip olanlar başvurabilir ki, bunların sayısı da bir elin parmağını geçmez.”
3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla birçok engelli STK’sından açıklamalar yapıldı. Engelsiz Bileşenler Federasyonu Merkezi de engelliler günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Bir günlüğüne de olsa toplumda engelli bireylerin sesi biraz daha duyulur olsa da engellilerin bir türlü çözülemeyen sorunları nedeniyle engelliler için yaşamın zorlukları sürüyor.
Engelsiz Bileşenler Federasyonu Başkanı Abdülmecit Yılmaz ve Başkan Yardımcısı Emin Baran, Tigris Haber’e engelli bireylerin yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini değerlendirdi.
‘EBA’yı kaç görme engelli kullanabiliyor?’
Engelsiz Bileşenler Federasyonu Başkanı Abdülmecit Yılmaz, “Gerek bölgede gerekse de Türkiye genelinde bir yığın engelli sorunu var ve bu sorunlar çözülmek yerine git gide artıyor, sorunlar yumağı haline geliyor. Bu sorunlar sadece engellilere has sorunlar da değil. Ekonomi kötüye gittiğinde bundan herkes etkileniyor. Haklar anlamında da aynı durum söz konusu. Haklar geriye gittikçe bundan bütün toplum etkileniyor. Diyarbakır özelinde de engelliler açısından onlarca sorun dile getirilebilir. Eğitimdeki eşitsizlik, erişilebilirlikteki problemler, insanlarını sorunlarını gerekli mercilere anlatabilmesi için ulaşabilmesi vb. sorunlara birçok örnek verebiliriz. Eğitim anlamında EBA’dan kaç engelli insan faydalanabilmekte, eğitim hakkını elde edebilmektedir? Ya da bir görme engelli olarak EBA’yı kaç görme engelli kullanabiliyor? Ya da işaret dili tercümanları kaç yerde iş bulabiliyorlar ki, engellilere hizmet verebilsinler? Kurumların kaçında engellilere destek sağlamak için işaret dili tercümanları görev alabiliyor ki, bundan işitme engelli yurttaşlarımız kendilerini rahat bir şekilde ifade edebilsinler” diye konuştu.
Engellilerin ulaşıma erişiminde yaşanan sorunlar
Engellilerin toplu ulaşımdan yaralanırken yaşadığı sorunlara değinen Yılmaz, “Engelliler otobüslerde çeşitli sorunlarla karşılaşıyor ama bunları doğuran etkenlere bakmak lazım. Ulaşımdaki sorunlar karşılıklı bir anlayışla ancak çözülebilir. Mesela belediyenin sinyalizasyon uygulaması halen yok. İşitme engelliler için yazılı işaret dili tabelası yok. Birçok ilde olan sesli durak uygulaması burada yok. Kaldırımlar anlamında Diyarbakır’da kısmen iyileştirmeler yapılıyor. 2006 yılından beri Diyarbakır’da engelliler içi yapılan kaldırımlar, rampalar ve erişilebilirlik anlamındaki hizmetler yapılıyor ama bunlar maalesef yeterli değil. Ana arterlerdeki kaldırımlarda takip taşları var ama bunun dışındaki ilçe belediyelerdeki alanlarda bu konuda çeşitli sıkıntılar var. Özellikle kar yağdığı zamanlar insanlar sağlıksız takip taşlarından kaynaklı düşebiliyor. Bedensel engelli bireyler için yapılan rampaların eğimlerinde yetersizlik olabiliyor” diye belirtti.
Toplum engelli bireylere anlayış göstermeli
Kaldırımlardaki engelli rampalarının önüne park edilen araçlar sorununa işaret eden Yılmaz şunları söyledi: “Gerek yerel yönetimler, gerek engelli STK’ları gerekse de toplumdaki diğer kuruluşlarla işbirliği halinde; kamu spotlarıyla, birebir toplantılar yapılarak, mahalle muhtarlarıyla bu konuda çalışmalar yapılarak, engelli rampalarının önüne araç park etme sorunu çözülebilir. Sonuçta bu iş toplumdaki bireylerin birbirine karşı göstereceği anlayışla ilgilidir. Bedensel engelli bireyin kullanacağı bir rampanın önüne araç park ettiğinizde bu insanın inebileceği bir yer olmayacak. Maalesef toplumumuzda bazı insanlar bunu düşünmüyor.”
‘2011 verilerine göre, Diyarbakır genelinde yaklaşık 120 bin engelli var’
Diyarbakır’da bulunan engelli sayısına ilişkin sağlıklı veriler olmadığına dikkat çeken Yılmaz, öyle konuştu: “Diyarbakır’da bu konuda 2003 yılına ait TÜİK’in bir araştırması vardı. Bu araştırmaya göre Diyarbakır’da 9 bini görme engelli olmak üzere toplamda 28 bin engelli olduğu belirtilmişti. Ancak 2011yılında yapılan veri güncellemesine göre ise Diyarbakır genelinde yaklaşık 120 bin engelli vatandaşın yaşadığı belirtiliyor. Sadece Diyarbakır için de değil, Türkiye genelinde engelli sayısı net olarak bilinmiyor, bu konuda sağlıklı bir veri ne yazık ki yok. Ama nüfusun yüzde 13’üne tekabül eden bir oranda engelli olduğunu söyleyebiliriz. Tabii bu oran Diyarbakır ve bölge için daha fazladır diyebiliriz.”
Engelliler kendi mesleklerine göre atanmalı
Diyarbakır’da engelli istihdamına ilişkin konuşan Yılmaz, şunları kaydetti: “Engellilerin istihdamı yeterli düzeyde değil. Engellilerin istihdamı anlamında daha çok kadronun açılması lazım. Bu sene pandemiden kaynaklı mıdır bilinmez ama herhangi bir engelli ataması yapılmadı. Taşeron olarak çeşitli kurumların alım yapacağı söyleniyor ama bu alımlar yeterli olmuyor. Kaldı ki, yüzde 3’lük engelli kotası da dolmak üzere. Engelli kotasının arttırılması için gerek federasyon olarak gerekse de konfederasyon olarak Bakanlıklar nezdinde girişimlerimiz sürüyor. Yine, pandemi sürecinde birçok sınav yapılırken, engellilerin Kamu Personeli Seçme Sınavı (E KPSS) ertelenmişti. Tabii engelli kuruluşlarının tepkisi üzerine sınav yapıldı. Son süreçte Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere birçok kurumda istihdam yapılırken, engelli alımı yapılmadı. Ayrıca bizim için önem taşıyan şu konuyu da belirtmek isterim, insanlar istihdam edilirken kendi alanında çalışmalıdırlar. Birçok engelli arkadaşımız atanırken yardımcı hizmet kadrosunda atanmaktadır. Bu durum engellilerin kendi mesleklerini yapmalarının önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Bu durum toplum gözünde de engellilerin işe yaramadığı algısı yaratmaktadır. Bir görme engelliyi yardımcı personel olarak bir kurumda temizlik işine atadığınızı düşünün. Bu arkadaşımız hem atandığı kurumda temizlik yapamayacak hem de temizlik yapabilecek bir personelin istihdamının önüne geçecek. Oysa engellilerin kendi alanlarında çalışabilmeleri için bir yasal düzenleme yapılabilir.”
Engellilerin 2 temel sorunu: İstihdam ve eğitime erişilebilirlik
Engellilere ödenen maaşların durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, şöyle konuştu: “Aslında ne engellilere ödenen maaşlar ne de şuan kriz ortamında birçok çalışan ödenen maaşlar geçinebilmek için yeterli değil. Tabii engelli maaşları alınacak rapor durumuna göre değişiyor. Aylık 700-800 TL engelli maaşı ödeniyor. Tabii bir de bakım maaşı var. Bakım maaşında da şöyle bir sorun da var, bakım yapanlar maaş kesilmesin diye engellileri evde tutuyorlar ve bu da engelliler için özgürlük alanının kısıtlanması sonucunu doğruyor. Yani, aileler de haklı olarak ekonomik kaygılardan dolayı bir şekilde bakım maaşı alabilmek için engelli bireylerin kendilerini geliştirmelerinin önüne geçmiş oluyor.”
Engellilerin en acil çözüm bekleyen sorununun istihdam olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “İstihdam ve eğitime erişilebilirlik en acil çözüm bekleyen iki konudur” diye belirtti.
‘Engellilerin hakları konusunda hak temelli faaliyet yürütüyoruz’
Engelsiz Bileşenler Federasyonu hakkında bilgilendirmede bulunan Yılmaz, şunları paylaştı: “Federasyonumuz 2015 yılında 7 dernekle kuruldu. Diyarbakır, Şırnak-Cizre, Van, Erzurum, Şanlıurfa, Batman, Antalya vb. illerde şuan 13 derneğimiz var. Engellilerin hakları konusunda hak temelli faaliyet yürüten bir federasyonuz. Birçok engel grubumuz var. Başta SSPE hastalıkları dediğimiz süreğen hastalıklardan engelli üyelerimiz var. İşitme engelliler için hizmet veren kuruluşlarımız var. Görme engelliler, bedensel engelliler ve diğer engelli gruplarından engelliler için hizmet üreten derneklerimiz var. Engelli bireylerin karar süreçlerine dahil olarak kendi sorunlarının çözümü noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Engelli bireyler ne sorunlar yaşıyor?
Toplumda engellilere bakış açısı konusunda sağlıklı bir yaklaşımın olmadığını belirten ngelliler Konfederasyonu Örgütlenmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Emin Baran ise şöyle konuştu: “Toplumda engellilere bakış açısı, sanki yeteneğini kaybetmiş bir bireyle karşı karşıya olduğu yönünde. Aslında öyle değil, ortada bir fonksiyon kaybı var ve bu insanlar bu fonksiyon kaybıyla yaşamayı kabul etmiş. Topluma ve devlete düşen ise bu fonksiyon kaybında onu en az etkileyebilecek çözümler üretmektir. Oysa toplum ve kamu otoritesi bunu farklı yönde kullanıyorlar. Engelli kişi tamamen yeteneğini kaybetmiş, başkasına muhtaç olduğu ve yardımlarla sorunu çözebileceklerini düşünüyorlar. Dolayısıyla öncelikle bu bakış açısının kırılması gerekiyor. Acımadan ziyade ya da yarın öbür gün toplumdaki diğer bireylerin de engelli olabileceği olasılığı göz önünde bulundurularak soruna insan hakları temelinde bir yaklaşım geliştirmek gerekiyor. Engelli bireylerin yaşamlarını kolaylaştıracak çözümler geliştirilmelidir. Görme engelliler için yolların, kaldırımların, toplu ulaşım araçlarının erişilebilir olması gerekiyor. Tabii en önemlisi de yapılan rampaların, takip taşlarının önceden fizibilite yapılarak uygulanması gerekiyor. Ya bir durağın dibine, ya bir ağacın dibine ya da bir direğin dibinde biten takip taşları gerçeği ile zaman zaman karşılaşıyoruz. Tabii tüm bunlara rağmen Diyarbakır, engellilerin ulaşım konusunda erişilebilirlik anlamında Türkiye geneline oranla iyi bir durumdadır. Bunun yanında özellikle sosyo ekonomik düzeyi düşük yerleşim alanlarında ulaşımda erişilebilirlik konusunda belli eksiklikler de yok değil. Öte yandan özellikle Ofis semtinde herhangi bir korkuluk sistemiyle kapatılmayan bodrum girişleri var ki, bu görme engelli bireyler için ciddi kaza riski barındıran alanlardır.Bu alanlar bağımsız hareketi iyi olmayan görme engelliler için oldukça risklidir.”
‘Belge isteniyor ama kurum kapalı’
Engellilerin ciddi istihdam sorunu yaşadığına dikkat çeken Baran, İŞKUR’un engellilere destek olması gerektiğini vurgulayarak, “İŞKUR kendi işini kurmak isteyen engellilere daha fazla teşvik verebilir. Yalnız son yayınlanan rehberde bu konuyla ilgili projelerde şartlar daha da ağırlaştırılmış. Daha önce Bağ Kur zorunluluğu yokken, bu eklenmiş. Yine, pandemi sürecinde hayvancılık işiyle uğraşmak isteyenlere sürü yönetimi belgesi şartı getirilmiş. Halk Eğitimlerde alınması gereken Sürü Yönetimi Belgesi ise şuan alınamıyor, çünkü Halk Eğitim kapalı. Yani, belge isteniyor ama kurum kapalı. Şuan ancak söz konusu belgeye sahip olanlar başvurabilir ki, bunların sayısı da bir elin parmağını geçmez.”
Engellilere evde test uygulaması yapılmalı
Pandemi sürecinde engellilerin yaşadığı sorunların da katlandığına dikkat çeken Baran, şöyle konuştu: “Pandemi süreci başladığında engelliler idari izinli sayıldı ve eve kapanmaları istendi. Bu durumda idari izinli sayılan engelliler hiçbir kurumda işlem yapamadılar. İdari izinli olduğunuz için banka işleminizi yapmıyor. Engelli bireylere test yapma konusunda da bir kolaylık sağlanması gerekiyordu. Engelliler risk grubundaysa testlerinin de evde yapılması gerekirdi. Risk grubunda olanların hastanede test sırası beklemeleri anlamsızdır. Ama maalesef engelliler için evde test yaptırma diye bir kolaylık sağlanmadı.”
Görme engellilerin EBA’ya erişiminde yaşanan teknik sorunlar
Görme engellilerin EBA’ya teknik anlamda erişimde sıkıntılar yaşadığını ifade eden Baran, sözlerini şöyle sürdürdü: “EBA sistemi görme engellilerin erişimine uygun değildi. Sonrasında bununla ilgili birtakım iyileştirmeler yapıldı. Ama şuanki durum da görme engelliler için tam anlamıyla kullanım şansı vermekten uzaktır.”
‘İşsizler toplu taşımadan ücretsiz yararlansın’
Engelli bireylerin şehir içi toplu taşımadan ücretsiz yararlanmalarına karşı olduğunu belirten Baran şunları ifade etti: “Engelli bireyler de toplumun diğer bireyleri gibi belediye otobüsleri dahil toplu ulaşımda ücretlerini ödeyerek seyahat etmeliler. Engellilere zaten toplumun olumsuz bir bakış açısı var ve ücretsiz ulaşım ile biz bunu daha da güçlendiriyoruz. Sosyal devlet ilkesi gereği yapılması gereken şudur: Devlet ücretsiz ulaşımı yoksulluk açısından değerlendirmelidir. Çünkü engelli olmayan ama istihdam dışında olan işsiz ve hiçbir geliri olmayan insanlarımız var. İş aramak için dolmuşa binecek parası olmayan vatandaşlarımız var. İşsiz olan, hiçbir geliri olmayan engelli-engelsiz tüm vatandaşlar toplu taşımadan ücretsiz yararlanmalıdır. İstihdamda yer alan, düzeli bir geliri olan ve yaşamını tek başına idame ettirebilecek bir ekonomik duruma sahip olan engelli bireyler de toplu taşımadan ücretli bir şekilde yararlanmalı diye düşünüyorum. Mesele engelli olarak değil yoksul olarak değerlendirilmeli. Neden 10 bin TL geliri olan bir engelli birey toplu taşımadan ücretsiz yararlanabiliyor da işsiz olan, hiçbir geliri olmayan ya da az bir gelirle geçinmek zorunda bırakılan vatandaşlarımız toplu taşımadan ücretsiz yararlanamıyor?”
Bir günlüğüne hatırlanan engelliler
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün bir kutlama günü olmadığına vurgu yapan Baran son olarak şunları söyledi: “Sorunların kutlandığı bir gün olabilir mi? Bu yaklaşım doğru değil. Her 3 Aralık’ta engelliler hatırlanır, belli bir farkındalık oluşur ama 4 Aralık’ta her şey unutulur. Taa ki, bir sonraki engelliler gününe kadar ama bizim sorunlarımız bir türkü çözüm bulmaz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.