VİDEO - Diyarbakır’da enerji ile zihinsel ve bedensel tedavi

Özel Haber/ Mümin Ağcakaya

TİGRİS HABER - Kendini bilmek ve kendine dönüşmek süreci olarak adlandırdığı aşamadan sonra, sıfırlanan zihinle birlikte ortaya çıkan enerjiyi hem zihinsel hem de bedensel şifada kullanmaya imkânı gördüm diyen Bejdar Ro Amed yaklaşık 40 yıldır bu konuda araştırmalar yapıyor. Şifa ve şifacılık çocukken ailesinden ve çevresinden görerek ilgisini çeken Bejdar;

“Çok küçükken babamın çok iyi bir şifacı olduğunu biliyorum. O gün migren olarak tarif edilmese de kadınların çok ciddi baş ağrıları vardı. Sıraya girerlerdi. Babam ellerini de kullanarak masaj yöntemi gibi tekniklerle baş ağrılarını çok kısa sürede giderebiliyordu. Çocukluğum biraz da babamdan etkilenmeyle geçti. Kuşkusuz daha etkileyici olan ise annemdi. Annem de mahalledeki çocukların iğnelerini yapar, kadınların yaşamış oldukları sıkıntıların giderilmesinde yardımcı olurdu.

‘Geleceğin tıbbı enerji tıbbıdır’

Bu açıdan şifacılık çocukluğumdan beri hem çevre hem de aile geleneğinden gelen bir deney oldu.” Diyen Bejdar;

“Keşfettiğim en önemli alanlardan bir tanesi de enerjin durumu, duruşu ve gücüdür. Evren bütünlüğünde enerjinin nasıl bir konuma sahip olduğunu hepimiz biliriz. Enerji, kuantum bilimiyle birlikte günümüzde akıllı telefonlara kadar indi. Sağlık sektörüne ise yeni girmeye başlıyor. Dünyaca çok ünlü bir kardiyalog olan Mehmet Öz; ‘Geleceğin tıbbı enerji tıbbıdır’ Diyor.

“ Ben de 40 yıllık enerjiyle ilgili bir insan olarak bunun şifacılığını keşfedince, enerjinin nasıl bir güce, nasıl bir şifa kaynağına sahip olabileceğini görünce bunu geliştirme derinleştirmeye çalıştım.

Önce kendimden başlayarak şifa tekniklerini geliştirmeye çalışarak hem zihinsel şifa hem de bedensel şifa noktasındaki çalışmalarım bugüne kadar geldi.

ŞİFANIN BİLİMSEL BİR BÜTÜNLÜĞE KAVUŞMASI GEREKİYOR.

Şifacılık ve şifa evrensel bir kavramdır. Ama maalesef şifacılığın bilimsel bütünlüğü oluşmuş durumda değil. Şifanın bilimsel bir bütünlüğe kavuşması gerekiyor. Çünkü bunun tarihsel bir arka planı da var. Şifa kavramı, Aborjin’lerden Kızılderililere, Mezopotamya’dan Yunanistan’a hatta Eskimolara kadar dünyanın çeşitli yerlerinde uygulandığını görürüz. Bu açıdan şifa evrensel bir kavram ve şifayla ilgilenmeyen toplum yok gibidir.

MEZOPOTAMYA ŞİFANIN MERKEZİ KONUMUNDADIR

Kuşkusuz Mezopotamya şifanın merkezi konumundadır. Kadın ve şifa birbirleriyle özdeşleşmiştir. Hatta kadınlar birer şifa orolog olarak geçmişte şifa üreten, şifayı paylaşan, şifayı yaygınlaştıran, şifayı dünyaya yayanlar konumunda olmuşlardır.

Şifa gerçekliğinde Ninhursag adında bir tanrıça var. Ninhursag aslında bir şifa tanrıçasıdır. Yani bütün bitkilerin tanrıçasıdır. Konumlandırıcısı, ekicisi, biçicisi ve geliştiricisi konumundadır.

İlginçtir kadın tanımının anlamı ise tıp anlamına gelen bir özelliği vardır. Ninhursag’la başlayıp günümüze kadar gelen ve bitkiyle şifa dediğimiz uygulanan bir gelenek vardır.

ENERJİYLE ŞİFA

Günümüzde bunu tamamlayan daha kapsayıcı olan, daha bütüncül bir şifa alanı açılmaktadır. Bu da enerjiyle şifa alanıdır. Enerji evrende temel bir olgu ise bunun uzağında durabilmemiz mümkün değildir.

Enerji ile şifa hem zihinsel hem de bedensel alanda bizi daha güçlü daha derinliğine ve daha kapsayıcı şekilde iyileştirme imkânına sahiptir. Bu geleneksel tıbbın reddedildiği anlamına gelmez. Tam tersine bunu bütünleştiren daha kapsayıcı hale getiren bir alana ihtiyaç duyulmaktadır.

ŞİFANIN EN ÇOK ETKİLEDİĞİ ALAN ASLINDA ZİHİNSEL ALANDIR.

Şifanın en çok etkilediği alan aslında zihinsel alandır. Yaşadığımız dünyada mutsuzluk neredeyse yaşamımızın odağındadır. Neşesizlik, depresif hareketler, depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni veya ankisite dediğimiz çok yüksek bir düzeyde. Enerji ile şifanın zihin üzerinde çok etkili bir yönü vardır. Zihni temizlemek insanların en azından yaşam yükünü hafifletiyor ve yaşam kalitesini çok iyi bir noktaya getirebiliyor. En çok faydası ise tümüyle sinir sisteminde yaşanan sıkıntılarda; enerji tıbbı sinir sistemi üzerinde çok olumlu etkilere sahip olabiliyor.V