Diyarbakır'da çalışan kadın portreleri

Diyarbakır'da çalışan kadın portreleri
İşsizlik ve yoksulluğun yakından görüldüğü Diyarbakır'da var olan istihdam alanlarının dışında kalan kadınlar, ev eksenli üretimleri ile ekonomik hayatın içerisinde yer alma gayreti içerisinde.

DİYARBAKIR -  Kimi bahçesinde ektikleri, kimi ise elbecerileri ile ürettikleriyle ayakta durmaya çalışan bu kadınlardan üçü ailelerinin geçimini sağlıyor.


Patriyarkal değer yargıları ve yeterli kamusal destek görememeleri nedeniyle Türkiye'de kadınlar,yüksek işsizlik oranı içerisinde önemli bir payı oluşturuyor. Görülmeyen ev emekleriyle birlikte kendilerine dönük yaratılan sınırlı istihdam alanlarının da dışında kalan kimi kadınlar, ev eksenli üretimleriye kendilerini kıskacına almaya çalışan yoksulluğa karşı mücadele içerisinde. İşsizlikle birlikte yoksulluğun nüfusa göre yüksek rakamlarda seyrettiği ve kadınların büyük bir bölümünün tarım alanı dışında istihdam alanlarında kendisine yer bulmakta zorlandığı Diyarbakır'da yaşayan 3 kadın, kendi el becerileri ve üretimleriyle ailelerinin geçimini sağlayıp, ayakta kalma mücadelesi veriyor. 

Yeşil soğan ekerek evinin mutfak ihtiyacını karşılıyor

Bu kadınlardan biri olan 53 yaşındaki Sadiye Kelekçiler. Keleçiler, kentte yoksulluğun en fazla göze çarptığı ve daha çok köylerinden zorla göç eden yurttaşların ikamet ettiği Sur ilçesine bağlı Fiskaya mahallesi ikamet ediyor.

kadin-2.jpg

Satıl aldığı kuru soğan arpacıklarını yaz başında evinin küçük bahçesine eken Kelekçiler, bir ay içerisinde filizlenip sofralık hale gelen yeşil soğanları toplayıp, yine evinde önce demet haline getiriyor. Sonrasında ise yaşadığı mahallede Çarşamba ve Perşembe günleri kurulan pazarda destesi 1 TL'den satarak gelir elde ediyor. Her işin zorluğu olduğu gibi yaptığı işinde belli başlı zorlukları olduğunu anlatan Kelekçiler, kazandığı parayla ancak evinin mutfak giderlerini karşılayabildiğini söyledi. 

'Çalışmak kendi paranı kazanmak güzel bir duygu'

Pişirdiği gözlemeleri satan 35 yaşındaki Halime Taşyazar ise uzun yıllardır ailesinin geçimini bu şekilde sağlama gayreti içerisinde. Başka bir iş yerinde gözleme yaparak çalışma hayatına adım atan Taşyazar, daha sonra Balıkçılarbaşı'nda bir dükkan açıp, kendi emeğini kendisi satmaya başladı. Anlattığına göre, sürekli müşterilerinin de işlerini sürdürmesinde payı büyük. 

Kimseye muhtaç olmadan kişinin kendi ayakları üzerinde durmasının ve yaptığı işi severek yapmasının çok önemli olduğunu dile getiren Taşyazar, "Çalışmak, kendi paranı kazanmak güzel bir duygu. Bütün kadınların bu duyguyu hissetmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

'Hem evi geçindiriyorum hem de çocuğumu okutuyorum'

Kendi emeği ile ayakları üzerinde duran kadınlardan bir diğeri de 18 yıldır aşçılık yapan Müzeyyen Boytuşaba (50). Boytuşaba, Sur ilçesinin Bağıvar (Kabê) mahallesinde bulunan Kadın Destek Merkezi'nde gelen siparişlere göre yemek pişirerek aile ekonomisine katkıda bulunuyor. Yaptığı yemekler yine sadece kadınların istihdam edildiği Keda Jinê Xwarina Heremî (Kadın emeği ile yapılan yöresel yemekler) isimli yerde satılıyor. 

Boytuşaba, aylık 400 TL kazandığı bu işten elde ettiği gelirle hem evi geçindiriyor hem de üniversitede okuyan çocuğunun masraflarını karşılamaya çalılşıyor.(Diha)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.