Bu bir doğa cinayetidir
DİYARBAKIR - Yurttaşlar, beton yığınlarının yükseldiği dağdaki binaların yıkılmasını beklerken, yapılmak istenen yeni devasa projeyi "cinayet" olarak değerlendirdi.
Diyarbakır'da 2010 yılında imara açılan Kırklar Dağı'ndaki yapılaşmalar devam ederken, ortaya çıkan yeni inşaat girişimi zaten mevcut var olan tepkileri ikiye katladı. Beton yığınlarının yükseldiği ve Dicle Vadisi'nin bağrına dikilen binalar hızla yükselirken, bir girişimcinin alana 5 bin kişilik sergi ve kongre merkezi dikmek istediği devasa proje, mevcut yapılaşmadan geriye kalan alanı da betonlaştıracak.
2010 yılında başlayan yapılaşmayla 200 konutun yanı sıra, alışveriş merkezi ve 27 katlı lüks bir oteli de kapsayacak şekilde toplam 200 milyon dolar satış maliyetiyle imara açılan alan, Diyarbakırlı yurttaşların ortak tepki noktası olurken, yeni yapılması planlanan devasa projeyle tepkiler daha da yükseldi.
Dicle Vadisi'nin manzarasını parası olan izleyebilecek!
Kenttin en önemli ziyaret alanlarının başından gelen tarihi On Gözlü Köprü'nün hemen üst kısmında yükselen ve tarihi de betonların arasında yok edecek olan yapılaşmayla birlikte Dicle Vadisi'nin eşsiz manzarası da sadece üst sınıfın kullanımıyla sınırlandırılmış olacak. Alanda yapılan ve önümüzdeki süreçte hak sahiplerinin oturmaya başlayacağı konutların fiyatının da 400 - 500 bin TL arasında değiştiği belirtiliyor.
Beton yığınları yerine ağaçlar yükselsin
Alandaki yapılaşmanın durdurulmasını beklerken böylesi bir devasa projeyle tekrar dikkatlerin kaydığı Kırklar Dağı'ndaki yapılaşmayı "cinayet" olarak değerlendiren yurttaşlar, bu yapılaşmanın önünün açılması gerektiğini ve beton yığınlarının yerine alandan ağaçların yükselmesi gerektiğini vurguladı.
'Kentin gerdanlığının yanı başında beton yığınları türüyor'
Dicle Nehri'nin hemen kıyısında göze batan bu manzara hakkında ailesiyle birlikte tarihi On Gözlü Köprü'de gezerken konuşan Mahmut Oğuz isimli yurttaş, Diyarbakır'da tarihi açıdan önemli olan yer ve mekanları koruma noktasında bir hassasiyetin gösterilmediğini söyledi. On Gözlü Köprü'nün kentin gerdanlığı olduğunu ifade eden Oğuz, bu gerdanlığın yanı başında türeyen beton yığınlarının tarihe ve doğa büyük bir yıkım yaşattığını ifade etti.
'Mevcut yapıların yıkılması gündemdeyken yenisi kabul edilemez'
Ziyaret edilen yerin buram buram tarih koktuğunu söyleyen Oğuz, "Böylesi bir manzaranın karşısında böylesi beton bloklar dikilmesi akla mantığa dayalı bir şey değil. Bunların yıkılması gündemdeyken yeni merkezlerin yapılması kabul edilemez. Belediyeye ve yetkili kurumlara yine bu konuda söz söyleyebilecek STK'lara çağrım bu konuda hassas olmalarıdır. Bugün İstanbul'da Valide Sultan Camisi'nin karşısında otelinin dikilmesi nasıl bir tarih ve doğa katliamıysa, Diyarbakır içinde bu tarihi köprünün arkasına bu şekilde beton bloklar dikmek aynı katliamdır" diye konuştu.
'Yapılaşmanın önüne geçecek olan halkın baş tacı olacaktır'
Oğuz, bunun bir yanlış olduğunu ve bir an önce bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini ifade ederek, "Bir an önce bunun önüne geçilmelidir. Buradaki yapılaşmanın önüne engel olacak olanlar, Diyarbakır halkı her zaman baş tacı yapacaktır ve unutmayacaktır" dedi.
'Zaten kenttin her yerinde betonarme yapılar yükseliyor'
Yapılaşmayı "cinayet" olarak gören Süphan İşnel isimli genç ise böylesi bir tarih ve doğa katliamına karşı duyarlılık çağrısı yaptı. Yapılaşmanın kenttin tarihine ve ekolojine büyük tahribat yaşattığını söyleyen İşnel, "Gereken mercilerin buna engel olmasını istiyoruz. Bunun önüne geçilmelidir. Orada apartmanlar yerine ormanları görmek istiyoruz. Bu yapılaşma doğaya yönelik bir katliamdır, cinayettir. Diyarbakır'ın birçok bölgesi betonlaşmış durumda. Artık beton yerine daha doğal yöntemlerin kullanılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.