Ağır hasarlı evde yaşam mücadelesi

Van'da 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen ilk depremin ardından yıkılma tehlikesi olan ve ağır hasarlı durumda olan evlerin çoğuna verilen raporların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca dikkate alınmaması yurttaşların tepkisine neden oluyor. Yıkılma tehlikesi altında olan ağır hasarlı evde 8 kişilik ailesiyle kalan Şefik Erbey, zor durumda yaşam mücadelesi verdiklerini dile getirdi. Birçok defa ilgili kurumlara başvurmalarına rağmen cevap alamadıklarını ve verilen sözlerin yerine getirilmediğini söyleyen Erbey, "Van depreminin üzerinden 2 sene geçmesine rağmen herhangi bir görevli gelip evimle ilgilenmedi. Burası için 'az hasarlı ev' raporu verdiler. Kendiniz de görüyorsunuz, ev az hasarlı değil. En son 3 şiddetindeki bir depremden sonra İl Afet Müdürlüğü'ndeki ekipleri buraya getirtmek zorunda kaldık. Van İl Afet Müdür Yardımcısı olduğunu söyleyen Hadi isimli beyefendi rapor tutarak, 'Kesinlikle burada kalamazsınız' dedi. İl Afet ekibi, 3 veya 4 şiddeti arasında bir depremle evin yerle bir olacağını söylediler" dedi. 

'Kendileri yaşayabiliyorlarsa gelip yaşasınlar'

İl Afet Müdürlüğü ekiplerinin, tuttukları raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na ileteceklerini söylediğini, ancak hiçbir sonuç alamadıklarını dile getiren Erbey, depremzedeler için yapılan ancak asıl mağdurlara verilmeyen TOKİ konutlarının, daha büyük sıkıntı oluşturduğuna dikkat çekti. 8 kişilik ailesiyle ağır hasarlı evde yaşamak zorunda kalan ve asgari ücretle çalışan Erbey, şunları söyledi: "6 çocuğum, ben ve eşim bu evde kalıyoruz. Gelip baksınlar, kendileri yaşayabiliyorlarsa gelip yaşasınlar. İl Afet Müdürlüğü'nden gelen ekipte bulunan Müdür Yardımcısı Hadi Bey bize, 'Biz bu raporu Ankara'ya TOKİ Genel Daire Başkanlığı'na göndereceğiz' dedi. Ama ne yazık ki ne yazışmalardan ne görüşmelerden tutulan raporların gitmediği ortaya çıktı. Ben İl Afet Müdürlüğü ve Van Valiliği hakkında suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldım. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı aramama rağmen kimse bize cevap olmadı. O kadar müracaat ettim, bir gün de bir yetkili gelip, 'Bugüne kadar sen müracaat ediyorsun, senin derdin nedir, sorunun nedir' demedi. Gelip baksınlar ve desinler ki, 'bir insan burada yaşayabilir' tamam bir şey demeyeceğim. Devletin buraya bir çözüm bulması lazım. Burada çocuklarımın başına bir zarar gelirse bunun tek sorumlusu devlettir. Eşimle geceleri oturuyoruz, bir deprem olduğunda ne yapacağız diye düşünüyoruz."