VİDEO - SESİ VE SAZIYLA BÜYÜLEDİ

VİDEO - SESİ VE SAZIYLA BÜYÜLEDİ
Son yıllarda müzik dünyasında adından çok söz ettiren, birçok ülkede konserler veren Ali Doğan Gönültaş Mordem Sanat Merkezinde verdiği konserde sesi ve sazıyla dinleyicileri büyüledi.

Mümin Ağcakaya

TİGRİS HABER - Son yıllarda müzik dünyasında adından çok söz ettiren, birçok ülkede konserler veren Ali Doğan Gönültaş Mordem Sanat Merkezinde verdiği konserde dinleyicileri büyüledi.

sesi-ve-saziyla-buyuledi-1.jpeg

Kurduğu ‘Ze Tijê’ ile profesyonel olarak müzik dünyasında adım atan sanatçı Ali Doğan Gönültaş Bingöl’de doğdu. Söylediği müzik performansıyla kısa sürede adından söz ettirmeye başladı. Yurt dışında ve Türkiye’de çok sayıda konserlerle müzikseverlerin karşısına çıktı. Sesi ve sazıyla dinleyenleri derinden etkiledi. Ana dilinden beslendiğini söyleyen sanatçı Alevi deyişleri, Kurmançkî, Zazaki ve Türkçe eserler seslendirmektedir. Konser sonrasi Tigris Habere konuşan sanatçı Gönültaş;

sesi-ve-saziyla-buyuledi-2.jpeg

‘Dünya Anadil Gününü Zazacaya atfedilmesi sevindirici’

“Diyarbakır’da daha önceden planladığımız konserimiz vardı. Dünya Anadil Gününe denk geldi. Bizim konserimiz bu bağlamda olmasa bile bu havayı hissedebiliyoruz. Özellikle bu Dünya Anadil Günü dolayısıyla bu yılki kutlamaların Zazaca’ya da atfedilmesi sevindirici. Benim için özel bir hassasiyet içeriyor. Kendi ana dilim Zazaca. Bu bakımdan burada, bu hassasiyete sahip bir seyirciyle buluşmuş olmam benim için çok kıymetliydi. Zamanından arttırarak buraya gelen bütün dinleyicilere, arkadaşlara ve dostlara çok teşekkür ederim.”

sesi-ve-saziyla-buyuledi-3.jpeg

‘Ne mutlu o can Don Kişot’lara’

“Son dönemlerde Zazaca’yla ilgili hassasiyetler var. Bu bir bakımdan sevindirici bir taraftan da Zazaca’nın geldiği durum açısından üzücü bir durum var. Dilimiz neredeyse kayboldu. Bu dili konuşan son kuşağız. Tabi ki bu dilin var olabilmesi için, bu dilin eğitim dili de olması gerekiyor. Gündelik hayatta da konuşulması gerekiyor. Bu yüzden ister istemez biraz karamsarlığa kapılıyoruz ama yine de o içsel dürtüyle kendi ana sütümüzden, kendi ana kucağımızdan ayrılamıyoruz. Kendi ana dilimizde söylemeye devam ediyoruz. Belki bu yel değirmenlerine karşı savaşmaktır, bir Don Kişot’luktur. Ama Don Kişot’lara da ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ne mutlu o can Don Kişot’lara” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.