VİDEO - Halıcılık ve bakırcılık arasında geçen bir ömür
Haber/Mahsum Rençber
TİGRİS HABER - Diyarbakır tarihi Sur ilçesinde bulunan Çarşiya Şewiti’de en eski esnaflarından olan Cavid Satıcı, kalıcı olduğu çarşıda mesleğine piyasanın durumuna göre yön veriyor. Önceleri halı kilim ticareti yapan Satıcı, pandemi sürecinde işleri kötü gidince bakırcılık mesleğine geçiş yaptı, ancak, dükkanının bir bölümünde de halı kilim işini yapmayı da ihmal etmedi.
Pandemiden sonra ekonomik sorunlar yaşadığını söyleyen ve dokuma halı kilim işini bırakıp bakırcılık yapan Cavid Satıcı, çarşıdaki meslek serüvenini Tigris haber’e şöyle anlattı;
Yıllarımı verdim
“1983’ten beri el dokuma halı kilim işi yapıyorum. 79’lu yıllarda bakırcılık yapmaya başladım. Halı kilim alıp sattım, baktım onun ticareti daha iyi daha güzel, bakırcılığı bırakıp el dokuma halı kilim satmaya başladım, ta ki bu pandemi gelene kadar. Pandemiden dolayı mecburen bıraktım. Artık evime ekmek götüremez duruma geldim. O eski ürün de artık gelmiyordu köylerde o dokumalarda bitti. Mecbur kaldım ve yine bakırcılık yapmaya başladım. Askerden geldikten iki sene sonra benim bir akrabam bu yöresel ürünleri getirdi, satışa çıkardık. Açık arttırma vardı. Belediye tarafından açılmıştı, bunlarda ihaleye girdiler ve o yöresel halıya çok komik bir fiyat verdiler. Ben o kilimlere baktım, o emeğe baktım, izin vermedim satmalarına. Dedim bu ürünleri ben alacağım. Satacakları fiyatın üstüne para verdim, kilimleri benim bakır dükkânına getirdim. 3 gün 5 gün geçti iki turist yanlarında da 2 tane genç rehber vardı, geldiler dükkâna, bakıra bakarken o kilimleri fark ettiler, utana utana dediler abi satıyor musun sen bu kilimleri, bende evet dedim. Bir fiyat söyledim adamlarda benim söylediğim fiyatın 2 katı fiyat söylediler. Sonra baktım bu işte korkunç güzel bir para var ondan sonra komple halı kilim ticaretine başladım.”
‘Eski orijinal ürünler kalmadı’
Artık dokuma halı kilimin eskisi gibi üretilmediğini ve ilgininde azaldığını söyleyen Satıcı:
“ Yıllarca bu mesleği yaptım, 7-8 sene Antalya’da el dokuma halı kilim sattım, Almanya Münih’te bir almanla birlikte halı kilim işi yaptım. Sevdiğim bir zanaat ama maalesef o zanaat artık eskisi gibi yok. Şuan her şey fabrikasyon ürün olmuş, o eski el emeği ürünler kalmadı. O eski orijinallik kalmadı.
Bu pandemiden önce elimdeki bazı parçaları ölü bir fiyata verdim. Yani bu mesleği bırakmak istemiyorum. Eğer ürün gelirse, dükkânımın üst kısmını halılara ayırdım ve hala dokuma halı kilim satmaya devam ediyorum. Bundan 10-12 yıl önce Meleki Tavus diye bir kilim vardı asırlık bir kilimdi. 4 metrekarelik her iki tarafında tavus meleği vardı ve sade el dokumaydı. Onu sattım ve o halı hala da gözümdeki en değerli halıdır. Onu da aslen Sivas’ın Ermenilerinden olan Amerika’da yaşyan bir adam aldı. Ama tabi onun gibi çok kıymetli parçalar geçti elime gitti” diye konuştu
Diyarbakır’da 12 halı satıcısı arkadaşımız vardı
Halıların asırlık olduğu için korunasına dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapan Cavid Satıcı, eskiden Diyarbakır’da onlarca halı satıcısının olduğunu şuan kimsenin kalmadığını söylüyor, şöyle devam ediyor;
“Eskiden Diyarbakır’da 12 tane halıcı arkadaşımız vardı. Ürün gelmeyince ve artık kimse almayınca onlarda halı kilim işini bırakıp başka alanlara yöneldiler. Bende mecbur kaldım bakırcılığa devam ettim. Kilimde şöyle bir durumda var, tek bir yeri güve olduğu zaman ürünü mahvediyor. Bazı halılar asırlık halılar onların korunması gerekiyor tabi güve ilacı olması lazım, havalanması lazım, en az yılda bir iki defa havalanması lazım. Ben bu zanaatı sevdiğim için dükkânımın bir kısmını halı için ayırdım. Canım sıkıldığında o bölüme gidiyorum, nefes alıyorum. Ben bu ürünlerin Diyarbakır’da kalmasını istiyorum, bunun için buralı birine ürünü daha ucuza veriyorum. İstiyorum ki bu ürünler burada kalsın yarın öbür gün yine Diyarbakır’ın piyasasında bulunsun. Herşey para değildir değerlerimize sahip çıkmamız lazım.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.