Vatandaş gördü devlet görmedi
Sait Türk ile ilgili yaptığımız haberleri duyarlı vatandaşlar görüp yardıma koşarken, devlet kurumlarının sessiz kalması ve bu çığlığı görmemesi tepkiye neden oldu.
Sait Türk ve onun gibi mağduriyet yaşayan nice yaşlılarımızın elinden tutması gereken sosyal devlet kurumlarımız hala sessizliklerini korurlarken, gazetemizde yer alan haber üzerine Sait amcanın durumundan haberdar olan Didem öğretmen, sosyal medya üzerinden arkadaşları ve yakın çevresinden Sait Türk için topladığı yardımları kendisine ulaştırdı.
Bir özel okulda öğretmenlik yapan Didem Aydemir, Tigris Haber’de yayınlanan Sait Türk’ün haberi üzerine arkadaşları arasında küçük bir kampanya yaparak topladığı yardımı Sait amcaya ulaştırdı.
Dün gazetemize gelerek topladığı yardımı Sait amcaya ulaştırmak istediğini belirten Didem öğretmeni, Sait Türk’ün Şehitlik mahallesindeki evine götürdük. Sait amca ve eşi ile tanışan duyarlı öğretmen, Sait amca için arkadaşları arasında topladığı bir miktar parayı kendisine takdim etti. Didem öğretmenin duyarlılığı karşısında oldukça duygulanan Sait amaca, kendisine yapılan yardım için teşekkür etti.
‘Sadece ekmek alsam dahi paraya ihtiyacım var’
Yapılan yardımı elektrik, su, tüpgaz parası için harcayacağını ve borçlarını kapatacağını belirten Sait amca, artık çalışabilecek durumda olmadığını ancak 3 aylık yaşlılık maaşı ile geçinmediği için kendisinin çalışmaktan başka yolunun olmadığını söyledi. Her şey için paraya ihtiyaç olduğunu söyleyen Sait Türk, “Üç ayda bir aldığım 65 yaş maaşımdan başka bir gelirim yok. Sadece ekmek alsam dahi paraya ihtiyacım var. Eşim de hastadır bir şey yapamıyor. Eşime özürlü raporu çıkarmak için uğraştım ama kimse yardımcı olmadığı için bunu başaramadım.”
‘Sait amcanın haberini Tigris gazetesinde gördüm’
Sait Türk, için kısa bir süre içinde kendi sınırlı arkadaş çevresinde, mütevazi bir yardım toplayan ve bunu Sait amcanın evine giderek kendisine teslim eden Didem öğretmen, ise şunları söyledi: “Sait amcanın haberini Tigris gazetesinde gördüm. Açıkçası o haberde amcanın fotoğrafından, o gülüşünden çok etkilendim. Sonra bu haberi bütün sosyal medya hesaplarımdan paylaşmaya başladım. Aslında çok insan yardımcı olmak istedi ama sadece yakın arkadaş çevremle sınırlı kaldım. Sosyal medya üzerinden ulaştığım arkadaşlarımdan dönüş yapanlar oldu dönmeyenler oldu. Açıkçası ilk başta umudumu yitirmeye başlamıştım. Aslında bu inanç da biraz insanlığa olan inancımın biteceği anlamına gelmişti. Bir yaşlı amaca var ve hala çalışmak zorunda ama bir yandan da 81 yaşında ve çalışabilecek durumda değil.
Kısa süreli yardımlar nereye kadar?
Sonra birkaç arkadaşım ben de varım dedi ve bu beni çok mutlu etti. Sonra aramızda ne yapabiliriz diye düşündük ve küçük de olsa elimizdeki imkânlarla bir miktar nakdi yardım toplayalım dedik. Çünkü erzak yardımı falan bize çok mantıklı gelmedi. Sait amaca yaşlıdır ve zaten geliri olmadığı için çalışmak zorunda ve bu olanaksızlıklar içinde mutlaka birikmiş borçları da olabilir diyerek para yardımını daha uygun bulduk. Hem yakın çevremden hem de ortak arkadaşlar aracılığıyla hiç tanımadığım birkaç kadın arkadaş yardım ettiler. Bir arkadaşım yurtdışından yardımcı oldu. Sonuçta yakın çevremden ufak bir meblağı, kısa bir süreliğine de olsa Sait amcanın idare edebileceği kadar yardımı kendisine ulaştırdım. Tabii ki, her şey yardım da değildir, Sait amcanın durumunu kendi gözlerimle görmek, halini hatırını sormak için geldim. Benim esas derdim bu şekilde amcaya ufak tefek para yardımları yapmak da değil, aslında amcaya ve eşine maaş çıkartmaktır. Amacım budur, çünkü kısa süreli yardımlarla bir insan nereye kadar hayatını idame ettirebilir ki.
‘Devlet kurumlarının asıl olarak ilgilenmesi ve bu soruna el atması gerekiyor’
Ayrıca ben bir vatandaş olarak bu yardımları sürekli olarak yapabilecek olanaklara da sahip değilim. Hem bunun sorumluluğunu duyması gereken esas mercii ben değilim. Ben sonuçta bir vatandaş olarak duyarlılığımı belli bir yere kadar ancak gösterebilirim. Sait amca ile ilgili bakanlıkların, ilgili devlet kurumlarının asıl olarak ilgilenmesi ve bu soruna el atması gerekiyor. Zaten yardım topladığımızda yardım yapan insanlar da şunu söylediler; ‘bu yaptığımız yardımlar amcayı bir ay idare etti ya sonra, sonrasında amca ne yapacak?’ Gerçekten de vatandaş duyarlılığı ile yapılan yardımların hem sürekliliği olmaz hem de bu esasta devletin bir meselesidir, bu sorumluluk devlettedir. Sonuçta bu insanların durumu belli ve çevrelerinde onlara yardımcı olacak kimseleri de yok. Sait amcanın durumu devlet kurumlarının da bilgisi dahilindedir ve devletin bu iki yaşlı insana el uzatması gerekiyor. Evet, ben bir vatandaş olarak elimden geleni yaparım ama bir vatandaşın olanaklarının sınırı bellidir ve bu sadece bir Sait amcanın sorunu da değildir ki, ya diğerleri! Diğer insanlar, ekonomik durumu kötü olanların haline olacak? Sait amcaya üç ayda bir 550 TL yaşlılık maaşı veriliyor ama bu pahallılıkta bu para neye yeter. Üç ayda elektrik faturası dahi 150 TL yapar. Su parası, tüp gaz, bu insanlar üç ay ne yiyip içecekler?
‘Sait amcalara sahip çıkın!’
Sait amcanın mağduriyetini benim gibi bir öğretmenin çabası ne ölçüde karşılayabilir ki? Diyarbakır’da işadamlarımız yok mu, zengin çalışanlar yok mu? Ya da spesifik olarak baksak, Sait amca ve eşi Kürt’tür ve artık Kürt burjuvazisi diye bir sınıf var onların bu duruma duyarlı olmaları gerekmiyor mu? Kürt burjuvalar Sait amca ve onun gibileri neden görmüyorlar, onlarla neden ilgilenmiyorlar? Sait amca onların bir günde harcadıklarıyla üç ay geçinebilir. O yüzden bir öğretmen olarak sesleniyorum, Sait amcalara sahip çıkın! Her şey bir yana insanız ve her zaman birbirimize ihtiyacımız var.”
Ali Abbas Yılmaz/Özel
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.