Ulaşım rezaletine vatandaş bakışı
TİGRİS HABER -‘Araştırma hastane durağında ulaşım rezaleti’ başlıklı haberimiz üzerine, rezalete her gün tanık olan duyarlı bir vatandaş günlük izlenimlerini belediyenin, yetkililerin ulaşım konusunda neler yapması gerektiğini, çözüm önerilerini yazmış, olduğu gibi yayınlıyoruz.
Duyarlı, hak arayan, yurttaş hukukuna sahip çıkan yurttaş sayısının artmasını diliyoruz, duyarlı dostumuzun görüşlerine konuk yazar olarak yer veriyoruz. (Tigris Haber Gazetesi)
**
Ulaşım ve duyarlı vatandaş uyarısı
Konuk Yazar/Op. Dr. Gültekin Kızılbulut
“Eğitim araştırma durağında rezalet haberinizin üzerine bende bir vatandaş olarak bir şeyler yazmak paylaşmak istedim.
1 yılı aşkındır Diyarbakır’da ikamet ediyorum. Dönem dönem toplu taşıma araçlarını kullandığım oluyor. İzlediğim manzaralar hiç iç açıcı değil. Tıkış tıkış dolu otobüsler. Asla zamanında gelmeyen dakikalarca beklenen araçlar. Duraklarda ağaca dönmüş vatandaşlar (buna bende dershaneye okula giden oğlumda dâhil, 50 dakika otobüs beklediğimizi bilirim)
Belediyecilik hizmet sektörüdür. Ticari kar amaçlı bir sektör değildir. Vatandaşlar bizim vatandaşlar. İnsanlar bizim insanlarımız. Ve her şeyin en iyisini, en kalitelisini hak ediyorlar. Tıpkı Büyük Şehir Belediyesi yetkili yönetici çalışanları ve onların eş çocuk ve akrabaları gibi.
Aslen Mardinliyim. Diyarbakırlılara hizmet etmek için Diyarbakır’a geldim. Onları en az benim kadar Diyarbakırlı yetkili yönetici ve çalışanlarının da düşünmesi gerekmez mi?
Vatandaşların yolculuk yaptıkları koşullar asla insani değil. Emin olun o koşullarda asla ne yöneticiler ne çocukları ne aileleri ne eşleri yolculuk yapsın istemezler. Hiçbir vatandaş yöneticilerden ve veya eş ve çocuklarından değersiz değildir. Denemesi bedava ara ara otobüslerle yolculuk yaparak işe eve otobüslerle gidip gelerek vatandaşların yaşadıklarına bizzat canlı olarak şahit olabilirler.
Bu pandemi döneminde insanlar neredeyse ağızdan ağza solunum yapar gibi tıkış tıkış neredeyse birbirine yapışık bir şekilde yolculuk yaptılar hem de dakikalarca süren yolculuklar yapmak zorunda kaldılar. Mesela ben Eğitim araştırmada oturuyor Galeria civarında çalışıyorum. Yolculuk yaklaşık 55 dakika sürüyor. İlk durakta bindiğim için diğer insanlara göre yer bulma ve oturabilme noktasında daha şanslıyım. Tabi bu şansım ve mutluluğum bir bayan ya da bir yaşlı araca binene kadar sürüyor. Rahatsız olup yer veriyorum. Ve geri kalan eziyet dolu 45 dakikalık yolculuk başlıyor.
Pandemi döneminde 1 fazla yolcu aldı diye minibüs şoförlerine milyarlarca liralık sosyal mesafe kurallarına riayet edilmediği için cezalar kesildi. Ama o dönemde de otobüslerde insanlar tıkış tıkış ağızdan ağıza solunum yapma mesafesinde yolculuk yaptı ve hala değişen bir şey olmadığı için yapmaya devam ediyor. Vatandaşa verilen değer bu.
Defalarca ama defalarca 153 ü arayıp şikâyet kaydı oluşturdum. Zerre bir değişiklik olmadı. Bir gün şoför hasta denildi. Bir gün otobüsler arızalıydı. Ama bahaneler hep aynıydı. Kamu kurumu bahane değil çözüm yeridir.
Yazın sıcağında kalabalık yetmiyormuş gibi birde klimalar arızalı diye kapalıydı. Uyarmadan açılmadı. Ama kart okuyucuların arızalı olduğuna bir defa olsun şahit olmadım. Zaten kart okuyucular arızalı olsa servise çıkarılmıyor.
Üniversite yıllarım dahil 10 un üzerinde farklı farklı büyükşehirlerde yaşadım. Bu denli sıkıntılı bir ulaşımın olduğu ikinci bir şehir hatırlamıyorum. Amaç sorunların çözümleri olmalı bahaneye sığınmak değil. Bahaneye sığınacak olursak çözüm üretemeyiz. Bahane çok.
Yaşadığım her büyük şehirlerde farklı adlar altında hesaplı indirimli aylık abonman kartlar vardı. Diğer bütün büyük şehirlerde olup da Diyarbakır’da olmayan sivil vatandaş aylık abonman indirimli kart uygulamasıdır. Her gün işe gidip gelen özel ve/veya kamu kurumunda çalışan yüzlerce vatandaş var. Birkaç otobüs değiştirerek işine ve /veya evine giden insanlar var. Malum otobüsleri genel olarak maddi mali durumu çok da iyi olmayan vatandaşlar daha fazla kullanıyor.
Sistemde kayıtlı (cep uygulamalarında) Otobüs hareket saatleriyle otobüslerin saatlerinin birbirleriyle hiçbir alakası yok. En azından ben A4 ve A3 için bunu söyleyebilirim. Mesela oğlum hafta sonları Lunapark Civarında bir dershaneye gidiyor. E10 no.lu hat otobüsünü kullanıyor. Uygulamadaki saate göre durakta bekledi. Ama maalesef 50 dakika otobüs gelmemiş. Bu nedenle 2 dersi kaçırmış. Madem böyle bir uygulama var. Saatler neden güncel ve otobüs hareket saatleriyle uyumlu değil. Çocuğumun yerinde kendi çocuğunuzu düşünün. Otobüste işe yetişmek için itiş tıkış yolculuk yapanların yerinde kendinizi düşünün. Dakikalarca dolu geçen otobüsleri beklerken yolcular yerinde kendinizi ailenizi düşünün. İnanın hiçbirinin yerinde olmak istemezdiniz.
Amacım yönetici ve çalışanları yetkilileri yargılamak sorgulamak suçlamak asla değil. Bir vatandaş olarak sesli düşündüm. Düşündüklerimi de sizlerle paylaşmak istedim. Çözüm noktasında bir vatandaş olarak diğer vatandaşların da yaşadıklarını sizlerle paylaşmak istedim.
Tartışmanın yaşanmadığı, bağırış çağırışın olmadığı vatandaşların bacak ve kollarının kapıya sıkışmadığı bir yolculuk yaşamadım abartmıyorum.
İlginç bir şekilde bahane hep aynı. Yetersiz sayıda ve zamanında gelmeyen otobüs sorunu. Hedef noktasında her zaman şoförler var. Ben her defasında büyük sorunlar kavgalar yaşanacak diye tedirgin oluyorum. Çünkü muhatap her zaman şoförler. Otobüs arızalanır vatandaş hesabı şoföre sorar. Otobüs sayısı yetersizdir vatandaş hesabı şoföre sorar. Otobüs gelmesi gereken saatte gelmez vatandaş hesabı gelen otobüsün şoförüne sorar. Hal böyleyken sorumluluk duygusu içinde nadide şoförlerimizi de korumak adına mevcut sorunları masaya yatırıp kalıcı geçerli ve gerçekten iyi niyetli çözümlerin üretilmesi vatandaşın temel beklentisidir ki bu da onun en doğal hakkıdır.
Otobüse kart basmadan binmeye çalışan ahlaki değerlerden yoksun insanla muhatap şoför. Kartım yok diyen vatandaşla muhatap şoför. Bakiye yetersiz uyarısıyla uğraşan şoför. Bunca yoğun stres altında çalışmayı şoförlerimize reva görmemeliyiz. Ben mevcut durumları izlerken şahit olurken bile yoruluyorum şoförü düşünemiyorum.
Gerekli tedbirleri almak sorunları önlemek çözüm üretmek değerli şoförler kadar biz vatandaşların yanında tabiî ki değerli yetkili yönetici ve çalışanlarınındır da.
Bilet ücretlerinin ciddi arttığı, işe eve giderken birkaç otobüs değiştirmek zorunda kalan çoğu asgari ücretle çalışan vatandaşlar bundan dolayı sıkıntı yaşıyor. Diğer birçok büyük şehirde belli bir zamana kadar otobüs aktarımlarında önce ücretsiz bir süre sonraki aktarımlarda ise indirimlidir.
Birçok büyükşehirde sivil halk için de aylık indirimli abonman kart uygulaması varken Diyarbakır’da maalesef yok.
Tamamen izlenimlerimi paylaşıyorum. Halkın bir kısmının indirimli kart, bir kısmının ücretsiz kart kullandığı bir yerde sivil halkada benzer yardımcı bir uygulamayla (aylık indirimli abonman kart) yardımcı olunması yerinde ve uygun bir uygulama olacaktır.
Vatandaş bir yandan kart basmamak için türlü türlü yollar denemek zorunda kalmayacak. Diğer bir yandan şoför vatandaşla yüz göz olmayacak. Diğer bir yandan tekrar kart basmak zorunda kalmamak için insanlar ısrarla belli başlı hat otobüslerini beklemeyecek ve yığılmalar olmayacak. Diğer yandan tekrar tekrar kart basmak zorunda kalmayacağını bilen vatandaş dakikalarca beklemeyecek alternatif hatlı otobüsleri kullanacak. Gerekirse aktarmalar yapacak ve yığılmalar önlenecek. Diğer yandan ciddi bir meblağ para aybaşında peşin olarak Büyükşehir Belediyemizin kasasına girecek. Ama ama ama en en en önemlisi bir hizmet kurumu olan Büyükşehir belediyemizin yönetici yetkili ve çalışanları vatandaşının işini kolaylaştırıp işini görmüş olacak. Ulaşımdan elde edilen gelir ulaşımda kullanılacak ve yeni araçlar alınarak ulaşım çilesi azalmış bir nebze de olsa vatandaş rahatlatılmış olacak. Çözüm noktasında her türlü desteği vermeye bir vatandaş olarak hazır olduğumu bildirmek isterim.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.