Tuğluk: 'İnsani koridor açılmadı'
URFA (DİHA) - Sykes-Picot'un yapay sınırlarının başlıca kurbanının Kürtler olduğunu söyleyen Tuğluk, "Bu sistem Kobanê direnişi ile çözülmeye mahkumdur. Yardım kuruluşları acilen harekete geçmeli ve AKP'nin Kobanêli sığınmacılara karşı bu ayrımcı yaklaşımı karşısında yurtiçi ve yabancı kamuoyu duyarlı olmalıdır" dedi.
DAİŞ çetecilerine karşı YPG/YPJ öncülüğünde sürdürülen direniş 100'üncü gününde zafere doğru ilerlerken, AKP hükümetinin direniş karşısında takındığı tavır ve tutuma ilişkin Kobanê Kriz Koordinasyonu, Suruç Belediyesi önünde açıklama yaptı. Van bağımsız milletvekilleri Aysel Tuğluk ve Kemal Aktaş, HDP milletvekilleri İbrahim Ayhan ve Faysal Sarıyıldız, Kobanê'de yaşamını yitiren Sibel Bulut'un (Eylem Deniz) ailesi, Suruç Belediyesi Eş Başkanı Zuhal Ekmez, DBP'li yöneticilerin yanı sıra çok sayıda yurttaşın katıldığı açıklamada, "Bijî berxwedana Kobanê" ve "Şehîd namirin" sloganları atıldı.
'İnsani koridor açılmadı'
Koordinasyon adına açıklama yapan Tuğluk, 3 aylık bir dönemde kurulan Rojava Kriz Koordinasyonu'nun sığınmacı olarak gelen 190 bin Kobanêlinin ihtiyaçlarını karşıladığını belirtti. AKP hükümetinin uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve kendilerine engeller çıkardığını söyleyen Tuğluk, "Yaptığımız yardımlar AKP faaliyetleri gibi gösterildi. Maraş Valiliği, sığınan Kobanêlileri sınıra getirip sokağa atarken, AKP herhangi bir açıklama yapmadı. Sivillere yönelik insani koridoru halen açmadı. Bu tutumlar DAİŞ çetecilerini desteklemektir. Askerin gözü önünde DAİŞ'in insanlık dışı faaliyetlerde bulunması ise başlı başına bir skandaldır" diye konuştu.
Rojava halklarının özgürlük mücadelesine karşı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın düşmanca bir tutum sergilediğine dikkat çeken Tuğluk, şöyle devam etti: "Nasıl bir Suriye istedikleri açığa çıkmıştır. DAİŞ ve benzeri radikalleri Kürtlere tercih eden AKP Hükümeti demokrasiyi ve çözüm sürecini doğru ele almamakta ısrar etmektedir. Rojava kantonlarını hazmedememektedir. Kobanê yerine Halep öne çıkarılmaktadır." AFAD'ın sadece 10 bin civarında Rojavalıyı çadır kentlerinde barındırdığını, geriye kalan 180 bin Kobanêliye hiçbir yardım yapmadığını ifade eden Tuğluk, AFAD'ın yabancı devlet ve kurumlardan aldığı yardımları da 180 bin Kobanêli için kullanmadığına işaret etti.
AKP'nin bu yardımların nasıl kullanıldığını derhal kamuoyu ile paylaşmasını isteyen Tuğluk, koordinasyonun yaptığı yardımlar hakkında şu bilgileri verdi: "Koordinasyonumuza bağlı 5 depo üzerinden yardımlar dağıtılmaktadır. 5 çadır kentte 11 bin kişiyi barındırıyoruz. 10 bin kişi kapasiteli çadır kenti engellemelere rağmen açmaya çalışıyoruz. Suruç'ta 42 bin Kobanêli evlerde misafir olarak kalmaktadır. Urfa kent merkezinde 69 bin 600 Rojavalıya yardım ulaştırıyoruz. Adıyaman'da 7 bin 500, Amed'de 11 bin, Malatya'da 3 bin, Batman'da 3 bin, Mardin'de 4 bin, Antep'te 4 bin 500, Antalya'da bin 800, Hatay'da bin Kobanêliye barındıkları evlerde yardım ulaştırıyoruz."
'AKP DAİŞ yanlısı'
AKP'nin tutumunun Türkiye halklarına yararına olmadığını dile getiren Tuğluk, "Rojava halklarının direnişi yerine DAİŞ'in kaosunu tercih eden politikanın kimseye yararı yoktur. AKP, Rojavalı direnişçileri 'makul şüpheli' diyerek gözaltına alarak provakatif davranıyor. Uluslararası toplumu dışlayıcı ve düşmanca yaklaşım, AKP hükümetini DAİŞ yanlısı bir pozisyona sokmuştur" şeklinde konuştu. Sykes-Picot'un yapay sınırlarının başlıca kurbanının Kürtler olduğunu söyleyen Tuğluk, "Bu sistem Kobanê direnişi ile çözülmeye mahkumdur. Yardım kuruluşları acilen harekete geçmeli ve AKP'nin Kobanêli sığınmacılara karşı bu ayrımcı yaklaşımı karşısında yurtiçi ve yabancı kamuoyu duyarlı olmalıdır. AKP takındığı bu olumsuz tavırdan derhal vazgeçmelidir. Tüm halkımız da direnişe destek için sınır nöbetine katılmalıdır" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.