‘Tanrıkulu yalnız değildir’
Salih Yeşil
TİGRİS HABER - Katıldığı TV100’deki “Özgür İfade Programı’nda” askerlerin katıldığı ve hem iç hukuk yollarında hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından mahkûm olan bazı dosyalardaki örnek verdiği için hakkında soruşturma başlatılan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na hukukçulardan, hak savunucularından ve siyasetçilerden destek geldi. Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, hakkında 'Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama' ve '5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 216. Maddesinde düzenlenmiş olan 'Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama' suçlarından soruşturma başlatılan Tanrıkulu’na Twitter hesabı üzerinden destek verdi.
Eren’den ‘Tanrıkulu yalnız değildir’ paylaşımı
Eren, Twitter hesabından “1990 yıllarda kamu görevlilerince başta yaşam hakkı olmak üzere insan hakları ihlallerine konu ağır suçların işlendiğini iyi biliyorsunuz. Bir Kürt ve insan hakları savunucusu bunu hatırlattığında önce linç kampanyası başlar sonrası soruşturma… Sezgin Tanrıkulu yalnız değil.” paylaşımını yaptı.
Gelecek Parti’li Altaç: Töhmet değil gerçek
CHP’li Faik Öztrak’ın Tanrıkulu’nun Türk Silahlı Kuvvetleri’ni töhmet altında bıraktığına dair mesajını alıntılayan Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Avukat Aydın Altaç, yaptığı paylaşımda “Töhmet değil, tamamen gerçekler dile getirilmiştir. Dünyadan ve gerçeklerden bihaber olan Ana Muhalefet Partisi’nin helalleşme politikasına bakar mısınız? AHİM ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarından geçen gerçeklere töhmet deniliyor.
Eren Keskin’den Öztrak’a: Yazıklar olsun
Tanrıkulu’na bir destek de İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin’den geldi. İnsan hakları ihlallerini uzun süredir takip eden Eren, Tanrıkulu’nun kendisine yönelik hakaretlerle hukuk önünde hesaplaşacağına dair twittini alıntılayarak, “Sezgin Tanrıkulu insan hakları savunucusudur. Devletin işlediği suçları tartışmak gerekir. Başka türlü bir demokratikleşme söz konusu olamaz. Ve ne yazık ki bu noktada partisi CHP şaşırtmamıştır. Yazıklar olsun…” paylaşımında bulundu.
Bombardımanın belgesini paylaştı
Avukat Mahsuni Karaman, Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinin F-16’larla bombalanmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kanıt olarak değerlendirdiği ve 38 köylünün öldürülmesinde Türkiye’yi mahkum ettiği belgeyi paylaştı. Karaman belgeyi, “Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinin bombalanarak sivillerin öldürüldüğünü AİHM önünde kanıtlayan belge de bu.” sözleriyle paylaştı.
‘AİHM önünde defalarca mahkûm oldu’
Hukukçu Orhan Kemal Cengiz de Tanrıkulu’nu etiketleyerek, “Türkiye AİHM önünde, köy yakmalar, zorla kaybetmeler ve işkence gibi çok ağır hak ihlalleri nedeniyle defalarca mahkum oldu. Türkiye'nin demokratikleşmesini istiyorsak eğer bu hak ihlallerini hatırlatanların değil, bunların faillerinin yargılanmasını talep etmeliyiz.” paylaşımı yaptı.
Erdoğan’ın kabul ettiği Dersimi hatırlattı
Diyarbakır Barosu avukatlarından Muhlis Oğurgül ise, CHP’li Öztrak’ın Tanrıkulu’nu hedef alan ifadelerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da “Özür dilemek gerekirse özür dileriz” ifadeleriyle gündeme getirdiği Dersim’i örnek verdi. Oğurgül, Öztrak’ın paylaşımına “Madem bu konuyu yetkili organlarınızda tartışacaksınız öyleyse; Dersim, Zilan, Koçgiri, Roboski... ve diğerlerini de konuşun ki hakikatleri dile getirenleri belki bir daha hedef göstermemiş olursunuz.” karşılığını verdi.
Beştaş: Söyledikleri doğrudur, tartışma dışıdır
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Tanrıkulu’na yönelik tepkileri “linç” olarak niteleyerek şu ifadeleri kullandı:
“90’lı yıllarda işlenen suçların tanığı ve dosyalarda avukatlık yapan biri olarak Sezgin Tanrıkulu’nun söylediklerinin doğru olduğunu ve tartışma dışı olduğunu belirtmeliyim. Yüzlerce dava dosyasında ve binlerce insanın yaşamını yitirdiği olayları inkar etmek ve bunu linç sebebi yapmak hakikatleri değiştirmez. Yine yüzlerce AİHM dosyasında ihlal kararları olduğunu lincin başını çekenlerde gayet iyi biliyor. AKP kendi döneminde işlenen suçları örtbas etmekle kalmıyor, geçmişte işlenen suçları da cezasızlık politikasını uygulayarak temize çekmeye çalışıyor. Bunun tek yolu var: Yüzleşmek. Geçmişte ve bugün devlet eliyle işlenen insanlığa karşı suçları unutturmayacağız, hukuki ve siyasi mücadeleyi devam ettireceğiz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.