Şehir Plancıları: ‘Sur eylem’ planına tepki gösterdi
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki geçtiğimiz günlerde çatışmalar sonrası harabeye dönen Sur ilçesine ilişkin ‘Sur eylem’ planını açıkladı. Özhaseki’nin açıklamalarına bazı kesimler destek verirken, bazı kesimler ise karşı çıkmaya devam ediyor. Diyarbakır’da bulunan Şehir Plancıları Odası yazılı bir açıklama yaparak, Özhaseki’nin ‘Sur eylem’ planına ilişkin sunduğu 3 öneriye tepki gösterdi.
Yapılan yazılı açıklamada, “İktidarın çok bilinmezli mekânsal müdahale hazırlıkları içerisinde olduğu; Sur, Cizre Silopi ve İdil'de alınan “Afet Riskli Alan” ve “Acele Kamulaştırma” Kararları sonrası Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin Diyarbakır düzenledikleri “kapalı” toplantıda açıkladığı Suriçi Eylem Planı’nın basına “Sur’da 3 Teklif” başlığıyla sızan bölümlerinden de anlaşılmaktadır. Özhaseki’nin açıkladığı eylem planı; bölgedeki yıkım, sürgün ve dönüşüm politikalarının kentsel ve bölgesel ölçekte; kültürel, siyasi ve sınıfsal alanda bir toplumsal dönüşümü hedeflemekte olduğunun açık bir kanıtı olmakla beraber bölgeye yönelik herhangi bir strateji belirlemeden ve eylem planından etkilenecek halkın ve yerel dinamiklerin katılımı sağlanmadan uygulama yapılmaya çalışılmaktadır.
Teklif adaletsiz
Önerilen eylem planında halkın mahkûm edildiği TOKİ konutları, devletin toplum mühendisliği denemelerinde bir araç olarak kullandığı toplumu tek tipleştirme yöntemidir. Halkın farklı illerdeki TOKİ konutlarında ikamet ettirme çabaları Suriçi’ndeki dayanışma ve örgütlülüğü ortadan kaldırma amaçlı devletin bölgede yürüttüğü zorunlu iskân politikalarının bir parçasıdır. Sur’da, Cizre’de, İdil’de ve savaşın yaşandığı diğer kentlerde halkın zaman içinde toplumsallık ile örülmüş yaşam alanlarından, sokaklarından ve mahallelerinden zorla koparılması, işlenen savaş suçlarının üstüne bir de yaşam ve kent hakkının ihlal edilmesidir. Biliyoruz ki Özhaseki’nin Türkiye kentlerinde görülen kentsel dönüşüm uygulamalarından farksız bir şekilde, yalnızca mülk sahiplerini kapsayan kamulaştırma, borçlandırma ve takas yoluyla yerinden etme politikaları karşılıksız kalmayacak, Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki de bu toplumsal yıkıma sebep olan tüm failler gibi yargılanacaktır! Halen Suriçi’ndeki savaşta tahrip edilmiş alandaki yaşam ve kent hakkı ihlallerinin tespiti engellenmeye devam edilirken bakanlık tarafından yapılan bu adaletsiz teklifi tanımıyor, halkın iradesini yok sayacak tüm yerinden etme uygulamalarının karşısında yer alıyoruz!
Yıkımın boyutlarının örtbas edilmesine izin vermeyeceğiz!
Bilindiği üzere, yasaklı alana girebilmek üzere Diyarbakır Valiliği’ne yaptığımız tüm başvurular reddedilmiş, mevcutta bulunan en güncel uydu görüntüleri ise kamuoyundan saklanmıştır. Bu nedenle TMMOB Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şubesi olarak elde edebildiğimiz 10 Mayıs 2016 tarihli uydu görüntüleri vasıtasıyla, Suriçi yasaklı bölge özelinde yaptığımız tespit çalışmalarını kamuoyu ile paylaşmayı görev bilmekteyiz. Yıkım sonrası sürecin şeffaflıkla kamuoyu ile paylaşılması ve kentin tüm bileşenlerinin iradesiyle yürütülmesi hassasiyetimizi koruyarak Yıkımın boyutlarının örtbas edilmesine izin vermeyeceğiz!
3187 yapı yıkılacak
Suriçinin 10 Mayıs 2016 tarihinde elde ettiğimiz uydu görüntüsü ile çatışmalı süreç öncesi uydu görüntüsü ve koruma amaçlı imar planını çakıştırarak elde ettiğimiz verilere göre yasağın devam ettiği bölgede toplamda 1312 adet yapının yıkıldığını tespit etmiş bulunmaktayız. Yıkılan yapıların kat adetlerine göre dağılımlarına bakacak olursak; 1 katlı 245 adet, 2 katlı 943 adet, 3 katlı 69 adet, 4 katlı 15 adet, 5 katlı 30 adet, 6 katlı 10 adet olmak üzere toplamda 1312 adet yapı tamamen yıkılmıştır. Yıkımın olduğu bölgenin alan büyüklüğü 11,6 hektardır. Yıkılan bu yapıların içerisinde 56 Adet Tescilli Sivil Mimarlık Örneği, 68 Adet de Çevresel Değerli Yapı bulunmaktadır.
Diyarbakır Valiliği ile bazı sivil toplum kuruluşlarının yaptığı görüşmelerden edindiğimiz bilgilere göre yasaklı bölgede geri kalan yapıların %45 inin daha yıkım tehdidi altında olduğu bilgisi Valilik tarafından paylaşılmıştır. Bu paylaşımı da göz önünde bulundurarak yaptığımız analizlerde yıkım riski altında bulunan bölgede 3187 adet yapı daha bulunmaktadır. Valiliğin vermiş olduğu bilgi doğrultusunda oransal bir analiz yapacak olursak geri kalan 3187 yapının 1434 adetinin daha yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Yasağın kaldırıldığı sokaklarda bulunan 6 katlı bir binanın çatısından surun diğer kısımlarında oluşan yıkımın korkunç boyutlarını gözlemlendiğimiz raporu sizlerle paylaşmıştık. Uydu görüntüleri üzerinden tespit ettiğimiz yıkımların yanı sıra henüz yıkılmamış fakat tank ve top atışlarından ağır hasarlar almış yapıların sayısı da oldukça fazla olmakla beraber alana giremediğimiz için bunlara ilişkin detaylı inceleme yapamamış bulunmaktayız. Suriçi’nin özgün yapısının, sokak dokusunun, mahalle kültürünün, toplumsal belleğinin, kent tarihi ve kültürünün ağır darbeler aldığını savaş süresince ve sonrasında ağır bir şekilde kent ve insan hakkı ihlallerinin yaşandığı net bir şekilde ortadadır.
Sur’da, İdil’de, Cizre’de, Nusaybin’de, Yüksekova’da, Silopi’de katledilen canlarımızın, yıkılıp talan edilen kentlerimizin, yok edilmeye çalışılan kültürümüzün üzerine rant odaklı, halkımızı yerinden etmeye dönük projeler üretilmesine, meslek alanımızın bu projelerin bir parçası haline getirilmesine kati suretle izin vermeyeceğimizi; özgür, demokratik ve sömürüsüz bir yaşam için topraklarımızı, doğamızı, emeğimizi, ve yaşam alanlarımızı savaş çığırtkanlarına ve sermayenin eline bırakmayacağımızı kamuoyuna duyururuz” denildi.
HABER: ALİ ABBAS YILMAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.