Şehir içinde okul yok

Şehir içinde okul yok
Yeni eğitim sisteminin güzel ama aksaklıkları olduğunu belirten Eğitim- Bir Sen Diyarbakır Şubesi Başkanı Yunus Memiş, söz konusu handikapların yaşanmasının nedeni olarak ‘ben yaptım oldu’ anlayışını gösterdi.

Bütün okulları şehir dışına taşımışlar!

Adrese dayalı yeni eğitim sisteminin uygulanabilmesi için yeni okulların inşa edilerek derslik sayısının arttırılması gerektiğine dikkat çeken Memiş, yeni sistemin Diyarbakır’da karşılaştığı handikaplara ilişkin şunları söyledi: “Diyarbakır’da okulların çoğunu şehir dışına taşıdılar. Okulları kampus haline getirdiler. Okullar şehrin uzak noktalarına gitti. Şimdi öğrenciler hangi adrese göre tercih yapacaklar. Bağlardaki bir çocuk hangi adrese göre yerleşecek? Yine, Yenişehir’de, Kayapınar’da, Sur’da oturan çocuklar hangi adrese göre hangi okullara yerleşecekler; okul yok ki! Bütün okulları şehir dışına taşımışlar.”

Bölgeye pozitif ayrımcılık yapılmalı!

Bölgeye yönelik olarak pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğinin altını çizen ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasını dile getiren Memiş, “Diyarbakır’da 500 bin öğrenci var ve yeterli derslik yok. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, Milli Eğitim Bakanımızdan bölgeye pozitif ayrımcılık istiyoruz. Burada derslik sayısı azdır, biz buradaki çocuklarımızın okullaşmasını istiyoruz. Terörden bahsediliyor, bir çocuk okula gitmediği zaman nereye gidecek, ne yapacak? İş, istihdam olayı yok, okul sıkıntılı, çocuklar gidemiyor. Çocuklar bu durumda şehir dışına yönlendirilecek ve bu durumda da birilerinin tuzağına düşecekler. O yüzden bölgeye pozitif ayrımcılık yapılmadığı sürece, Diyarbakırlı bir çocukla Muğlalı bir çocuğun eşit şartlarda yarışması mümkün değil” diye konuştu.

Her an her şey olabilir!

Yeni sistemin geleceğine ilişkin konuşan Memiş, “Türkiye’de eğitim politikaları bağlamında ben şimdi bugün dersem ki, bu sistem hiç değişmez, üç yıl sonra değişirse benim söyleyecek sözüm olamaz. O yüzden de eğitim politikasıyla ilgili kesin bir cümle kuramıyorum. Her an her şey olabilir!” dedi.

Eğitim- Bir Sen Diyarbakır Şubesi Başkanı Yunus Memiş ile yeni eğitim sistemi üzerine konuştuk.

Eğitimde yeni sistem açıklandı, siz yeni sistemi nasıl buluyorsunuz?

 

 

Eğitim politikaları uzun vadeli olmalı

“ Yeni sistemle ilgili değerlendirmeye geçmeden önce öncelikle şuna değinmek isterim; eğitim politikaları ile bir gelecek inşa ediliyor ve dolayısıyla eğimle ilgili politikaların uzun vadeli olması son derece önemlidir. Daha önce de Tigris Haber aracılığıyla kamuoyuna duyurmuştuk ve o açıklamamızda da yeni sisteme ilişkin olarak olması gerekenler ve handikapları üzerine bazı telkinlerde bulunmuştuk. TEOG gitti ve TEOG’da 8’inci sınıftan sorular soruluyordu ama şimdi yeni gelen sistemde 6. ,7.  ve 8.’inci sınıfların konularından sorular sorulacak. Bu durum yeni sistemin handikaplarından biridir. Bu yıl 8.’inci sınıfın bütün konuları bitmeden Haziran ayında yapılacak olan bir sınav sistemin handikaplarından biridir. Yine başlarken de ifade ettiğim gibi eğitimde uzun vadeli politikalar olmalı ve her yeni gelen bakanla birlikte eğitim sistemi değişmemelidir. Eğitim sistemi ülkenin uzun vadeli politikalarıyla belirlenmeli ve ne hükümetlere ne de bakanlara göre herhangi bir plan dahilinde değişikliğe uğramamalıdır.

Sistem güzel ama aksaklıkları var

Evet, yeni gelen sistem güzel ancak gerçekten aksaklıları da yok değil. Adrese dayalı yeni sistem eski sisteme göre daha iyi. Eskiden düz liseler vardı, herkes kendi evinin yakınındaki okullara gidiyordu. Ona göre iyi öğrenci, kötü öğrenci ayrımı da ortadan kalkıyordu ve herkes orada okuyabiliyordu. Yani, iyi okul kötü okul algısı da ortadan kalkıyordu. Adrese dayalı yeni sitsem, öğrencinin evine yakın olan okul servis olayını da ortadan kaldırmıştır. En iyi okul eve en yakın olan okuldur. Yeni sistemin eksiklikleri nelerdir. Yeni siteme göre öğrencilerin yüzde 8 ila 10’u sınava girebilecektir. Bunun için de ortaöğretim başarı puanından bahsediliyor. Bunun için de 6. , 7. Ve 8.’inci sınıf derslerinden sorumlu tutuluyor. Oysaki daha önceki TEOG’da çocuklar sadece 8.’inci sınıf derslerinden sorumluydu.

Okul sayısı yetersiz

Yeni sitemin handikaplarından biri de şudur; Diyarbakır’da okulların çoğunu şehir dışına taşıdılar. Okulları kampus haline getirdiler. Okullar şehrin uzak noktalarına gitti. Şimdi öğrenciler hangi adrese göre tercih yapacaklar. Bağlardaki bir çocuk hangi adrese göre yerleşecek? Yine, Yenişehir’de, Kayapınar’da, Sur’da oturan çocuklar hangi adrese göre hangi okullara yerleşecekler; okul yok ki! Bütün okulları şehir dışına taşımışlar. Bağlar’ın nüfusu 200 binin üzerinde, Bağlardaki öğrenci kitlesi ise 50 bini buluyor. Bağlar’da şuan iki tane okul var; Birlik Anadolu Lisesinin kapasitesine baktığımızda 8.’inci sınıflardan alacağı öğrenci sayısı maksimum 120’dir. Diğer liseye de bir o kadar öğrenci alınsın ve bu da toplamda 250 öğrenci demektir. İmam hatip lisesi de toplamada 250 öğrenci alsın. Meslek liseleri de toplamda 500 öğrenci alsın. Tüm bu okullara alınan öğrencilerin toplamı bin kişi olsun. Bin öğrenci nerede Bağlar’daki öğrenci kapasitesi nerede! Dolayısıyla adrese dayalı sistem iyi de ama bu sistemi hayata geçirecek yeterlilikte okul var mı? Bunun için yeni okul inşası için çalışmaların yapılması gerekiyor.

Eğitimde fırsat eşitliği korunmalı

Yeni sistemle ilgili bir başka hususu doğru bulmuyoruz: ‘Nitelikli Sınav’! Nitelikli dediğinizde sınava yüzde 8 ila 10 oranında öğrenciler sınava girebilecek, peki geri kalan öğrenciler niteliksiz okullara mı gidecek? Aslında şöyle bir kriter olması lazım. Not ortalaması 85 ila 100 arasında olan öğrencilerin tamamının sınava girmesi gerekiyor. Veya not ortalaması 70 ila 100 arasında olan öğrenciler sınava girebilsin. Böyle bir durumda şuan oluşan haksızlık ortadan kalkmış olacak. Eğer, sadece diploma notu 95 ila 100arasında olan öğrencileri alırsanız bu da eğitimde fırsat eşitliğini ortadan kaldırır ve fırsat eşitsizliğini doğurur. Yani, diploma notu 85 ila 100 arasında olan öğrencilerin sınava alınması bir nebze de olsa fırsat eşitliği sağlayabilir. Yine, okul türlerinin çoğaltılması gerekiyor. Deniliyor ki, yüzde 8 ila 10 arasındaki öğrenciler Fen Lisesi ve Sosyal Bilimler Lisesine kayıtların yapılması gerekiyor. Ama bunun yanında imam hatip liseleri var, meslek liseleri var, spor liseleri var. Aslında Anadolu liselerinin sayısının artması gerekiyor ki, bunlarında belli okullarının sınavla belirlenmesi gerekiyor. Yine, eğitim bölgesi oluşturuluyor ve bunun içinde beş tercih sunuluyor. Tercihler yapıldığında özellikle o bölgede bulunan okulun bir kısmı dolarsa bu durumda ortaokuldaki başarı sırlamasında nasıl bir kriter uygulanacak? Özellikle şunu vurgulamak istiyorum; çocuklarımızın psikolojisini bozarak geleceklerini karartmayalım. Artık ezberci sistemden araştırmacı sisteme geçelim. Bu şekildeki müfredatın şuan toplumumuza pek faydası da yok. Çünkü bizim araştırmaya yönelik bir eğitim sistemimiz yok. Sınavlar olmalı ancak öğrencilerimizin geleceği daha önemli. Çocuklarımızda sınav duygusunu oluştururken, onları tamamen sınava mahkûm etmeyelim. Çocuklarımızın hepsi de mutlaka bir okula yerleşecektir anacak bu yerleştirmeler yapılırken, çocuklarımızın psikolojisini bozmayalı, geleceğini karartmayalım.

 

 

 

 

‘Ben yaptım oldubitti anlayışını da doğru bulmuyoruz’

TEOG yerine gelen yeni sistem iyi ancak gerek eğitimcilerin gerek STK’ların gerekse de sendikaların görüşünün tam manasıyla alınmadığı bu sistemin sahada ciddi handikapları olacaktır. Eğitimcileri, sendikaları, STK’ları işin içine katmadan yapılacak bütün çözüm projeleri sonuçsuz kalır. Bu bağlamda yeni sınav sistemini biz eski sisteme yani TEOG’a göre daha iyi buluyoruz ancak handikaplarını ve ben yaptım oldubitti anlayışını da doğru bulmuyoruz ve bu anlayışa da karşı çıkıyoruz.

Bağlar ilçesinde iki tane Anadolu Lisesi olduğunu belirttiniz ve bunun ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğunu ifade ettiniz. Yine, iyi okulların olduğu semtlere doğru bir göç başladı basına yansıdığı kadarıyla bu emlak fiyatlarına da yansıdı. Sizce bu durum bir eşitsizlik yaratmıyor mu?

Bölgeye yönelik pozitif ayrımcılık yapılmalı

Tabii ki, bu bir eşitsizliktir. Adrese dayalı eğitim sisteminin hakkaniyetli bir şekilde uygulanabilmesi için her bölgede nitelikli okulların yeteri kadar olması gerekiyor. Devletin gücü var ve gerekirse arsa satın alarak, okulların yetersiz olduğu bölgelere okul yapar. Ancak bu şekilde herkese kendi bölgesinde okuyabilme imkânı sağlanmış olur. Ama ben diyelim ki, Bağlar’da oturuyorum ve servisle Kayapınar’dan daha uzak Araştırma hastanesinin oradaki bir okula gideceksem bu nasıl olacak. O zaman ben adrese dayalı eğitim sisteminden ne anladım? Ancak Milli Eğitim Bakanı, eğitimcilerin, sendikaların, STKların görüşünü almış olsaydı bu handikaplar yaşanmayacaktı. Diyarbakır’da her yıl 10 bine yakın öğrenci liselere kayıt yapamıyor. Niye; derslik yok! Bu öğrenciler açık öğretim liselerine yönlendiriliyor. Peki, bunun vebalini kim verecek. Diyarbakır’da 500 bin öğrenci var ve yeterli derslik yok. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, Milli Eğitim Bakanımızdan bölgeye pozitif ayrımcılık istiyoruz. Burada derslik sayısı azdır, biz buradaki çocuklarımızın okullaşmasını istiyoruz. Terörden bahsediliyor, bir çocuk okula gitmediği zaman nereye gidecek, ne yapacak? İş, istihdam olayı yok, okul sıkıntılı, çocuklar gidemiyor. Çocuklar bu durumda şehir dışına yönlendirilecek ve bu durumda da birilerinin tuzağına düşecekler. O yüzden bölgeye pozitif ayrımcılık yapılmadığı sürece, Diyarbakırlı bir çocukla Muğlalı bir çocuğun eşit şartlarda yarışması mümkün değil.

Yeni sistemi topluma anlatamıyorlar

Bugün yeni sistem topluma ne kadar anlatılabiliyor, anlatılamıyor. Çünkü eğitimcileri, sendikaları, STK’ları işin içine dahil etmediler ki. Ben yaptım bitti anlayışı ile hareket ederseniz tabii ki, topluma anlatamazsınız. Ama biz eğitimciler işin içinde olmuş olsaydık, yeni sistemi topluma sahada anlatabilmiş olacaktık. O yüzden artık ben yaptım oldu türünden uygulamalardan vazgeçilmelidir.

Sizce yeni sistem uzun ömürlü olabilir mi ya da birkaç yıl sonra bu sistemin de değişme ihtimali var mı?

‘Her an her şey olabilir!’

Türkiye’de eğitim politikaları bağlamında ben şimdi bugün dersem ki, bu sistem hiç değişmez, üç yıl sonra değişirse benim söyleyecek sözüm olamaz. O yüzden de eğitim politikasıyla ilgili kesin bir cümle kuramıyorum. Her an her şey olabilir!”

 

Ali Abbas Yılmaz / Özel

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.