VİDEO - Otizm Farkındalıktır
Özel Haber/ Mümin Ağcakaya
TİGRİS HABER - 2 Nisan Dünya Otizm Günün farkındalık etkinliği birçok yerde düzenlendi. Çok sık görülmeye başlayan otizm bir hastalık değil bir davranış bozukluğudur. Ancak birçok aile bunu toplumdan dışlanır korkusuyla gizlemektedir. Bu yüzden de aile kabullenemediğinden erken teşhis yapılamadığından çocuğun gereken eğitimden uzak kalmaktadır. Eğitimin yetersizliğinden dolayı toplumunda bunu kabullenememesi otizmli çocukların çevreyle bağı kopuyor. Bunun önlenebilmesi için eğitim kurumlarının gereken alt yapının oluşturulması ve toplumun da bu farkındalığın bilincine varması gerekir. Bu yüzden otizmli çocukları dışlamak değil farklılıklarıyla kabul edilmesi gerekiyor.
Bu konuda zihinsel engelliler sınıf öğretmenliği yapan Yeşim Özlem Sarıhan sorularımızı cevapladı;
“ 2 Nisan Dünya Otizm Günü; Çocuklarımızla bugünün farkındalığı için bir aradayız. Arya Özel Rehabilitasyon Merkezi olarak bugün bir farkındalık yaratmak için bir aradayız. Bütün ailelerimizin katılımıyla birbirimize destek olalım istiyoruz.
Otizmli çocukların toplumsal hakları
Ergoterapist Şengül Yıldız: “Bugün otizmli çocuklarımız için bir araya geldik. 2 Nisan farkındalık günü kapsamında otizmli çocukların hakları adına bu bakış açısını kazandırmak açısından bugünün anlamı bizim için çok büyük. Otizmin toplumda görülme oranı artmaya başladı. Yapılan son bilimsel çalışmalara göre 50 çocuktan birinin otizmli olduğu söylenmektedir. Toplumda yoğun görülen bir tanıdan bahsediyoruz. O yüzden otizmli çocuklarına bizim ışık tutmamız gerekiyor. Otizmli çocukların görünebilirliği, hakları ve eğitimleriyle ilgili birçok alanda sıkıntılar yaşıyor. Bizimde bu çocuklarımıza normal çocuklarla aynı haklara sahip olabilmesi için mücadele etmemiz gerekiyor. Bu günün kapsamı da bizim için çok önemli.
Aileler bu konuda nasıl davranmalı? Erken teşhisin önemi nedir?
Erken teşhis tabi ki çok önemlidir. Erken dönemde yaptığımız müdahale bize erken teşhisle gelen çocukların gelişiminin daha hızlı olduğunu göstermektedir. Erken teşhis konulmayan otizmli çocukların gelişiminde daha fazla zorlanmaktayız. Çocuklar daha yavaş ilerleyebilmektedir. Ağaç gençken eğildiği gibi erken müdahale de çok önemlidir.
Toplum nasıl yaklaşmalı? Doğru yaklaşmama ne tür sonuçlara yol açıyor? Bu konuda anlayış nasıl sağlanmalıdır?
Otizm denince toplum ve ailelerin aklına çok korkunç bir tablo gelmektedir. Aileler bu durumla karşılaştıklarında ilk psikiyatriye gittiklerinde bunu kabullenmemeleriyle bize gelmektedir. Toplum da aynı bakış açısı içerisindedir. İlk dönemde aileler kabullenmek istemiyorlar. Ama eğitim sürecinin başlamasıyla çocuktaki gelişimi gördükçe aileler daha iyi yaklaşabiliyor.
Maalesef toplum bunun çok farkında değil. O yüzden otizmin ne olduğu, otizmli çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiğini anlatan bu tür günlere ihtiyacımız var.
Toplum olarak otizmin çok farkında değiliz. O yüzden otizmle ilgili farkındalıkların yaratılması, erken teşhis ve tedavinin başlatılması ile ilgili çalışmaların biraz daha ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum.
Bununla ilgili okullarda daha fazla görünebilirlik, öğrencilerin, hocaların bunun farkında olması gerekiyor. Otizmli çocukları fark ederek erken müdahaleyle çocuklar toplumla daha fazla kaynaşarak topluma katılabilirler.
Alt yapının olmadığı yerlerde otizmli çocukların nasıl bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor?
Okulların açıldığı süreçlerde sıkıntı yaşadığımız dönemlerdir. Okullar çocukları istemiyorlar. Otizmli olmayan çocukların velileri de çok ciddi sıkıntılar yaratabiliyor. Aileler sınıflarda bu çocukları istemiyorlar. Bu da ciddi bir problemdir. O çocuklar çok dışlanıyorlar, eğitim haklarını sekteye uğratabiliyor. Sorun bunun farkında olmaya dönüyor. Eğitim politikalarına otizmin olduğunu, yetişen yeni kuşağın yetişen öğretmenlerin bunu bilmesi eğitim sistemiyle de ilgili. Maalesef eğitim sistemi buna hazır değil. Okullar açıldığı zaman birçok aile çocuklarına okul bulamıyor. Kabul ettiremiyor. Özel alt sınıfların yetersiz olması, hocaların ve idarecilerin otizmli çocuklara yaklaşımının çok sıkıntılı olmasından kaynaklı çocuklar yeterince eğitim haklarından da faydalanamıyorlar."
Aileler ve toplum kabullenmekte zorlanıyor
Otizmli çocuğu olan bir anne yaşadığı sıkıntıları ve zorlukları şöyle dile getirdi;
"Benim oğlum otizmli. Bir buçuk yaşına kadar hiçbir şey yoktu. Belki de biz öyle zannediyorduk. İki yaşında onun konuşmadığını, seslere tepki vermediğini fark ettik. Sonra doktora götürdük. En kısa zamanda eğitime başladık. İki yıldır eğitim alıyoruz. Şu an çok iyi durumda, kelimeleri söylemeye başlıyor. Gerçekten erken teşhisin önemi çok büyüktür. Aileler farkında olmadığı için ileride çocuklarının konuşacağını sanıyorlar. Ama ilk teşhis ve eğitim alması çok önemli.
Çocuğunuza ilk teşhis konulduğunda neler hissettiniz?
Tabi ki önce kabullenemedim. Bunalıma girdim. Benim çocuğumda nasıl böyle bir şey olur dedim. Ama önce bunu kabullenmeden bu işe başlayamıyoruz. Çocuğunuzu önce siz kabulleneceksiniz ki, çocuğunuzun eğitimine devam edebilesiniz. Çok zorda olsa kabullendik. Şimdi çocuğumuza en iyi şekilde eğitim verip hocalarımızla beraber yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Aileler çocuğunun otizmli olduğunu öğrendiğinde nasıl yaklaşmalı?
Toplumsal bir baskı var. Otizm bir hastalık değil öncelikle bunun anlaşılması gerekiyor. Otizm bir davranış bozukluğudur. Öncelikle o baskıyı bizim üzerimizden atmamız gerekiyor. Kesinlikle çocuklarımız gözlemlememiz gerekiyor. Özellikle bir buçuk yaşından sonra eğer çocuk duymuyor ve size tepki vermiyorsa, konuşmuyorsa, kendi etrafında dönüyorsa gibi birçok belirtisi var. En kısa zamanda bir rehabilitasyona kesinlikle götürmek gerekiyor. Bir şey olmasa bile en azından insanın içi rahat eder. Gizlememek en iyisidir. Çünkü belli bir yaştan sonra bir şeyleri kaybetmiş oluyorsun.
Varlıklarımız keşke böyle olmasaydı. Ama bununla yaşamak zorundayız. Yani toplumun ne dediğini insanların ne dediğini bir kenara bırakmalıyız. Gücü yettiği oranda en iyi şekilde eğitimi için uğraşmalıyız. Çünkü anneler çocuklarını ileriye götürebilir. Bizim burada aldığımız dersler kırk dakika ama bizim zamanımız çoğunlukla evde geçiyor. Çocuğumuzu evde en iyi şekilde hazırlamamız gerekiyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.