Kritik Hava Üssünün Rütbesi Düşürüldü!
'Komutan Yardımcılığı' ve 'Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezleri Komutanlığı' görevleri verilen üssün adı, darbe girişiminden sonra tenzili rütbeye uğradı, sadece 8'inci Ana Jet üssü olarak kaldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı darbe girişiminden sonra yürüttüğü soruşturmada, 1 Korgeneral, 1 Tümgeneral ve 2 Tuğgeneral, 12 Albay, 21 Askeri Hakim ve Savcı ile çeşitli rütbelerde toplam 295 askeri personel hakkında işlemler yaptı. Bunların 72'si tutuklanırken, 66'sı hakkında ise Adli Kontrol Hükümleri uygulandı. Tutuklananlar arasında en üst rütbede bulunan dönemin 7'nci Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz'ın Ankara'yı bombalayan uçakların indirilmesi ya da vurulması için Diyarbakır'dan uçak istenmesi ile ilgili darbe gecesi Başbakan Binali Yıldırım ile iki kez telefonla görüştüğü ortaya çıktı. Yürütülen soruşturmada tutuklanan Yılmaz, mahkemede 12,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı
6 UÇAK DİYARBAKIR'DAN KALKTI, PİST ARAÇLARLA KAPATILDI
15 Temmuz darbe girişiminde Ankara'da TBMM ve Gölbaşındaki Özel Harekat Daire Başkanlığı ile çeşitli bölgeleri bombalayan savaş uçaklarından 6'sının, darbe girişimi gecesi herhangi bir askeri hareketliliğin yaşanmadığı Diyarbakır'daki 8'inci Ana Jet Üssü'nden kalktığı ortaya çıktı. 16 Temmuz sabahından itibaren askeri uçuşların yasaklandığı ve sadece izinli uçuşların yapıldığı Askeri üsse savaş uçaklarının izinsiz kalkış ile kullanılmaması için pistlere araçlar çekilerek park edildi. Araçların izinli uçuşlar yapılırken pistten çekildiği ve görevin tamamlanıp uçakların hangarlara dönmesinden sonra araçlar yeniden piste çekilerek uçakların kalkışı engellendi.
Darbe girişiminde kullanılan uçakların Diyarbakır'dan da kalktığının belirlenmesi ile Diyarbakır'daki askeri uçuşlar ilk önce yasaklanırken, üsse verilen elektrik ve su kesildi. Daha sonra zorunlu uçuşlar izne bağlandı ve havalimanı sadece sivil uçaklara açık bırakıldı. Diyarbakır'daki 8'inci Ana Jet Üssü'ne darbe girişiminden 14 gün sonra ilk kez savaş uçakları iniş yapabildi.
PİLOT İHTİYACI OLUR DİYE GECE GÖZALTI YAPILMADI
Darbe gecesi Ankara'yı vuran uçakların Diyarbakır'dan kalktığının tespit edilmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında hava üssündeki pilotlar ve askerlere yönelik gözaltı işlemi yapılmak istendi. Ancak havada bulunan uçakların indirilmesi ya da vurulması için pilotlara ihtiyaç olacağı gerekçesiyle söz konusu havacı askerler gece askeri üstte tutuldu ve gözaltı işleri bir gün sonra yapıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsalcığı darbe girişiminden sonra yürüttüğü soruşturmada, 1 Korgeneral, 1 Tümgeneral ve 2 Tuğgeneral, 12 Albay, 21 Askeri Hakim ve Savcı ile çeşitli rütbelerde toplam 295 askeri personel hakkında işlemler yaptı. Bunların 72'si tutuklanırken, 66'sı hakkında ise Adli Kontrol Hükümleri uygulandı.
KOLORDU KOMUTANI BAŞKANI İKİ KEZ ARAMIŞTI
Darbe gecesi havacı komutanların il dışında olması nedeniyle emir komutayı devralan 7'nci Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, havada kalan uçakların indirilmesi ve darbecilerin üs olarak kullandığı Akıncı Üssü'nün vurulması için pilotlara gece gözaltı yapılmaması istendiğini söyledi. Korgeneral Yılmaz'ın mahkemede, "Bunun üzerine 05.30'da Sayın Başbakanı aradım, telefona koruma polisi çıktı ben de kendimi tanıtarak görüşmek istediğimi söyledim. Kendisine 7'nci Kolordu birliklerinin durumu hakkında bilgi verdim. 'Herhangi bir sorun olmadığını, Cumhuriyet Başsavcısının talimatıyla 8'inci Ana Jet Üssü'ndeki pilotlara gözaltı yapılacağını ancak Eskişehir- BHHM'deki (Birleşik Hava Harekat Merkezi)generalin sizin Ankara'daki halkı bombalayan uçakları durdurmak talimatınız için ve Suriye acil görevleri için bu pilotlara ihtiyaçları olduğunu bu nedenle gözaltı yapılmamasını istiyorlar' dedim. Beklememi söyledi. Bir müddet sonra, gözaltı yapılacak, nasıl yapılacağını Adalet Bakanı ile görüşün talimatı verdi. Saat 05.45'te Cumhuriyet Başsavcısı, İl Emniyet Müdürü ve İl Jandarma Komutanı odama geldiler, ben yaptığım konuşmalara ve sayın Başbakan'ın talimatını Cumhuriyet Başsavcısına söyledim. Saat 05.50 Eskişehir- BHHM'den Korgeneral Hüseyin Demirarslan aradı, 'Akıncı Üssünün pistinin bombalanması için acil 2 tane F-16'ya ihtiyaç olduğunu ve Diyarbakır'dan kaldıracaklarını' söyledi. Ben de 'Sayın Başbakanla görüşüp talimatını aldık' dedim. O da bize de pisti bombalayın talimatı verdiğini söyledi, durumu Cumhuriyet Başsavcına ilettim, Adalet Bakanıyla görüşüp gözaltının üs içinde yapılıp yapılamayacağının sormasında fayda olduğunu söyledim. 'Eskişehir- BHHM'den 2 tane F-16 kaldıracağız' dedikleri için, bu konuyu teyit etmek amacıyla saat 06.00'da Sayın Başbakan'ı ikinci kez aradım. Kendisi de 'Evet, talimatım doğrultusundadır, kaldırın' dedi" diye ifade verdiği öğrenildi.
DARBECİ TERZİ DE DİYARBAKIR'DAN ANKARA'YA GİTMİŞTİ
Darbe girişiminde aktif rol oynayan ve Ankara Özel Kuvvet Komutanlığı binası girişinde Astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurulan darbeci general Semih Terzi'nin de Diyarbakır'dan Ankara'ya gittiği ortaya çıktı. 7'nci Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, mahkemede konu ile ilgili verdiği ifadede, darbe girişiminin yaşandığını gece saat 23.47'de Diyarbakır'daki tüm birliklerin komutanlarına ve harekat merkezlerine ulaşarak emirlerini verdikten sonra, araç isteyen Albay Altan Bora'yı hatırladığını ve onu aradığını ifade ederek, "Ona, nerede olduğunu ve ne yaptığını sordum. O da bana 'İki özel kuvvet taburuyla 8'inci Ana Jet Üssü'nde olduğunu ve taburları Ankara'ya göndereceğini, Özel Kuvvetler'e ait bir uçak geldiğini, Tugay Komutanın da Silopi'den geldiğini ve uçağın kalkmak üzere olduğunu söyledi. Ben de 'Tugay komutanınız kim?' diye sordum, o da bana Semih Terzi Tuğgeneral ve şu anda yanında olduğunu söyleyerek 'Müsaadenizle telefonu ona veriyorum' dedi ve telefonu Semih Terzi'ye verdi. Semih Terzi ile 15-20 saniyelik bir konuşmam oldu. Kendisine 'Hayırdır Semih Paşa, neler oluyor, durum nedir, bilgin var mı?' diye sordum. O da 'Komutanım Ankara karışmış ne olduğunu ben de bilmiyorum, bize Ankara'ya gelmemiz söylendi onun için gidiyoruz, uçak kalkmak üzere müsaadenizle' dedi. Telefonu tekrar Albay Altan Bora alarak 'Komutanım uçak kalkıyor müsaadenizle komutanımı uğurlayacağım' diyerek telefonu kapattı" diye belirtti.
ASKERİ ÜS DARBEDEN SONRA TENZİLİ RÜTBEYE UĞRADI
FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara'yı bombalayan 6 uçağın kalktığı Diyarbakır'daki hava üssünde Ekim 2016 tarihinde isim değişikliğine gidilerek üs, tenzili rütbeye uğradı. 2014 yılında verilen 'Muharip Hava Kuvvetleri Komutan Yardımcılığı', Diyarbakır'dan Eskişehir'e alındı, Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezleri (BHHM) Komutanlığı'ndan Diyarbakır Valiliği'ne gönderilen yazıda, yazışmaların bundan sonra Diyarbakır'da kalan 8'inci Ana Jet üssü ile yapılması istendi.
15 Temmuz darbe girişimine katıldıkları gerekçesiyle 2 komutanı soruşturma kapsamında tutuklanan üs ile ilgili Valiliğe gönderilen yazıda, "2016 yılı Askeri Şura (YAŞ toplantısı) sonra Diyarbakır'da konuşlu olan Muh.Hv.Kv.K. (Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı) Yardımcılığı ve BHHM'leri Komutanlığı Eskişehir'e konuşlanmış. Komutanlık bağlısı olan Adli Müşavirlik, Askeri Mahkeme, Askeri Savcılığı, 8'nci Ana Jet Üs Komutanlığı (Diyarbakır) teşkilatına dahil olmuştur. Muh.Hv.Kv.K. Yardımcılığı ve BHHM'leri Komutanlığı konuş yerinin Diyarbakır Garnizon'undan Eskişehir Garnizonu'na taşınması ve teşkilatında oluşan bağlantı değişiklikleri nedeniyle Diyarbakır Garnizonuyla ilgili hususlarda yapılacak yazışmaların 8'inci Ana Jet Üs Komutanlığı (Diyarbakır) gerçekleştirilmesini arz ve rica ederim" denildi.
1 GÜNLÜĞÜNE ORDU KOMUTANINA VEKALET EDEN YILMAZ'A 12,5 YIL HAPİS CEZASI
Diyarbakır'da darbe girişiminden sonra yüzlerce komutan ve asker hakkında yürütülen soruşturmalar davalara dönüşerek çeşitli cezalar veridi. Darbe gecesi 2'nci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Hududi'nin gözaltına alınması nedeniyle önce kendisine 1 günlük vekalet görevi verilen daha sonra kendisi de tutuklanan Diyarbakır dönemin 7'nci Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz'a yargılandığı mahkemede 12,5 yıl hapis cezası verildi. Yargılandığı mahkemede ne FETÖ’cü, ne de darbeci olmadığını söyleyen Yılmaz, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletine yürekten bağlı Atatürkçü, vatan bayrak sevdalısı, milletimi ve devletimi seçen şerefli bir Türk subayı olduğunu yönünde savunma yaptı. Yılmaz, 16 Temmuz'da saat 00.04’ten itibaren tüm Türkiye’de Adalet Bakanlığı'nın talimatıyla kanunsuz sıkıyönetim emrinin ekinde ismi geçenler gözaltına alınırken, bizzat Cumhuriyet Başsavcısının kendisine söylediği, "Kolordu Komutanı olarak darbe kalkışmasının karşısındaki net tutumumun açık olarak anlaşıldığı için gözaltı listesinden çıkartıldığı" sözü gereği gözaltına alınmadığını ve görevine devam ettiğini söylemişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.