kayıp yakınları 385. haftasını geride bıraktı
Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, 78’liler Vakfı üyeleri, Diyar-TUHAD-DER Üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde bulunan Ağıllı köyüne düzenlenen baskında askerlerce alıkonulan ve bir hafta sonra köyün 5 km uzağında infaz edilmiş halde bulanan Hamet Barut’un faillerinin bulunup, cezalandırılması talep edildi.
Hürşit Külter 30 gündür kayıp!
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, faillerin bulunup yargılanması için mücadele ettiklerini, ancak buna karşılık faillerin cezasız bırakıldığının söyledi. Kulp ilçesi Alaca köyünde kaybedilip ve ardından öldürülerek toplu mezara gömülen 11 köylünün duruşması, JİTEM ve Lice davalarının geçtiğimiz hafta görüldüğünü ancak sudan sebeplerle ertelendiğini belirten Örhan “Bu davaların takipçisiyiz. İnsan hakları savunucuları ve kayıplar olarak mahkemelere sunduğumuz isimler, belgeler ve dinlettiğimiz tanıklara rağmen, mahkemelerce dikkate alınmadı ve bu eli kanlı kişiler hiçbir şekilde cezalandırılmadı” diye belirtti. Şırnak’ta kaybedilen DBP İl yöneticisi Hürşit Külter’in, kaybedilişinin üzerinden 30 gün geçmesine rağmen, devlet yetkilileri tarafından resmi olarak kabul edilmediğine belirtti. Külter’in babaannesinin önceki gün yaşamını yitirdiğini hatırlatan Örhan, “Maalesef gözü açık gitti” dedi.
‘Vahşeti raporladıkları için tutuklandılar’
Özgür Gündem Gazetesinin nöbetçi eş genel yayın yönetmenleri Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin’nin tutuklanmasına da tepki gösteren Örhan, Kürdistan’da yaşanan vahşeti raporlayıp, uluslar arası kuruluşlarla paylaştıkları için tutuklandıklarının kaydetti.
‘Otopside bedeninde 32 kurşun çıktı’
Örhan’ın ardından, 1994 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde bulunan Ağıllı köyüne düzenlenen baskında askerlerce alıkonulan ve bir hafta sonra köyün 5 km uzağında infaz edilmiş halde bulanan Hamet Barut’un oğlu Hüseyin Barut, babasının katlediliş hikayesini anlattı: Barut şunları belirtti: “06.05.1994 tarihinde Bolu Tugayına bağlı askeri birlikler köyümüze baskın yaptı. Baskında tüm köy halkını toplayıp insanları köy meydanında darp ettiler. Babamı da alıp götürdüler. Buna tüm köy halkı tanıktır. 12 Mayıs 1994 günü babamın dayısı, köyümüzün 5 km uzağında yol kenarında yarı gömülü bir ceset görüyor, üstünü açtığında babamın cesedi olduğunu görüyor. Cesedi, Diyarbakır Devlet Hastanesine götürüyorlar, hastanede yapılan otopsi sonucunda bedenine 32 kurşun sıkılmış olduğu ortaya çıkıyor. Daha sonra babamın cesedini köye getirip defnettik. Olayla ilgili hukuki süreci takip ediyoruz.”
Yapılan konuşmaların ardından, tüm kayıplar anısına beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.