Kapatılan Kürtçe gazetenin yazı işleri müdürüne 1 yıl 6 ay hapis
Salih Yeşil
TİGRİS HABER - KHK ile kapatılan günlük yayın yapan tek Kürtçe gazete olan Azadiya Welat gazetesi eski Yazı İşleri Müdürü İsmail Çoban'a4 Eylül-30 Eylül 2014 tarihleri ile 1 Ekim-21 Ekim 2014 tarihleri arasında gazetede yayımlanan bazı haber ve yazılarda "örgüt propagandası yapıldığı" suçlamasıyla 1 yıl 3 ay 22 gün hapis cezası verildi. Daha önce verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının hükmünün açıklanmasının geride bırakılması kararının, Çoban'a başka bir davadan ceza verilmesi nedeniyle bozulan davanın Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasında, iddia makamı önceki celsede ceza istemiyle verdiği mütalaasını tekrarladı. Çoban hakkında verilen 1 yıl 8 ay 25 günlük hapis cezasının açıklanmasını talep eden iddia makamı, Çoban'ın "örgüt propagandasını" düzenleyen “3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2 maddesince” hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi. İddia makamı, suçun basın yolluyla işlediğini savunarak, Çoban'a verilecek hapis cezasının TCK'nin ceza artırım hükümlerini düzenleyen 43'ücü madde kapsamında artırılmasını talep etti.
'Dava yasal sürede açılmadı'
Çoban'ın katılmadığı duruşmada, savunma yapan avukatı Resul Temur, 5187 sayılı Basının Kanunu'nda, süreli yayınlarda dava açma süresinin basım tarihinden sonra 4 ay olduğunu, ancak bu sürenin aşılmasından sonra müvekkili hakkında davanın açılmasının, davanın açılma koşulu olan muhakeme şartının yerine getirilmediğini belirterek, davanın düşmesini istedi.
'Haber verme sınırı aşılmadı'
Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. Maddesinde yapılan değişiklikle "Haber sınırını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz" ibaresi eklendiğine işaret eden Temur, Müvekkilin gazeteci olduğu ve yargılama konusu haberlerin gazetecilik faaliyeti kapsamında haber verme amacı ile yapılan faaliyetlerden ibaret olduğu dikkate alındığında müvekkil hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği açıktır. Müvekkile yöneltilen iddia ve hükmolunan karar müvekkilin basın faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır" ifadelerini kullandı.
'Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır'
Basın ile düşünce ve ifade özgürlüğünün iç içe geçip birbirini tamamlayan bir düzlemde var olduğunu ifade eden Temur, "Toplumun genelini ilgilendiren ya da ilgilendirmesi gereken olaylar hakkında bilgi verme bilgi verme, toplumun bu hususlar üzerinde düşünmesini sağlama, toplumda yaşayan bireylerin farkındalığını artırma ve yine kamuoyunu ilgilendiren konularda eleştirme ve bu suretle denetle, aynı zamanda basına verilmiş bir görevdir niteliğindedir. Basın özgürlüğü kapsamında ifade edilen haklar aynı zamanda basına verilen bu görev yerine getirilmesini sağlama açısından da vazgeçilmez niteliktedir. Haber verme hakkı, haberi öğrenme, toplama, verme ve yorumlama haklarını da içermektedir. Haber verme eleştiri hakları aynı zamanda ifade özgürlüğü hakkı içerisinde yer alan onun bir kullanılış biçimini oluşturan haklardır. Müvekkil açısından iddianamenin sevk maddesi olan TMK 7/2 bağlamında manevi unsurun gerçekleştiği söylenemez." şeklinde konuştu.
Temur, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin çok daha sert nitelikteki söylemleri, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdiğine işaret ederek, müvekkilinin beraatini istedi.
1 yıl 6 ay hapis cezası
Mahkeme heyeti, Çoban'ın üzerine atılı suçu işlediğine kanaat getirerek, Çoban'a 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.