Kadınlar üretiyor, dünya alıyor…
Kadınlar hem kazanıyor, hem bölge ile simgeleşmiş ürünleri dünyaya tanıtıyor. KAMER Vakfı Koordinatörü Sebahat Beskisiz,”Sipariş üzerine çalışıyoruz ve emekçi kadınların ücretini ürünler satılmadan peşin ödüyoruz” diyor.
Kadınlara ekonomik ve sosyal özgüven
Diyarbakır’da KAMER Vakfı bünyesinde bir araya gelen ev kadınlarının ürettiği yöresel ürünler ABD başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ihraç edilerek büyük bir talep patlaması ile karşılaşıyor. Ev tipi atölyede çalışan emekçi kadınlar, hem para kazanıyor, hem bölge ile simgeleşmiş ürünleri dünyaya tanıtarak bölgenin kültürel elçiliği misyonunu üstleniyor. Bu sayede ilk kez ev ortamından çıkma imkanı bulan kadınlar, ekonomik bağımsızlık ve güven elde etmenin yanında kendi aralarında dayanışarak sosyalleşme imkanı da buluyor.
1.5 yıl önce başladı, kısa zamanda büyüdü
Kısa adı KAMER olan Kadın Merkezi Vakfı bünyesinde 1.5 yıl önce başlayan çalışma kısa sürede yayılarak hem yurt içinde hem dış dünyadan talep ve siparişler almaya başladı. İlk başta 5-10 kadınla başlayan proje kısa zamanda büyüyerek yaklaşık 150 emekçi kadına ulaştı. Önceki yıllarda lokanta açarak yöresel yemek ve tatları hazırlayarak bu alanda dikkat çekmiş olan kadınların yöresel tekstil ürünleri macerasının ünü de zamanla ülke sınırlarını aştı. Kadın emekçilerin el emeği göz nuru ürünü olan yöreyle simgeleşmiş ürünler Türkiye içinden sipariş almakla kalmayıp ABD ve birçok ülkeden sipariş teklifleri alıyor. Öyle ki kadınlar, ürün hazırlayıp satmak yerine sipariş üzerine gelen ürünleri hazırlıyor, el emeği göz nuru olan paralarını da ürünler satılmadan peşin alıyor.
Ürünler satılmadan, kadınlara peşin ücret
Kadınların aylık geliri ortalama asgari ücreti geçiyor. Emeklerinin karşılığını alan kadınlar daha büyük şevk ve heyecanla çalışarak üretimi, üretimdeki kaliteyi günden güne artırıyor. Unutulmaya yüz tutan yöresel ürünler bu sayede değer kazanıyor, birçok coğrafyada bölgenin kültürel ve folklorik tanıtımı yapılmış oluyor.
Çalışmanın en önemli özelliklerinden biri kadınların bunu hem ev ortamında hem de Kamer’in oluşturduğu mini atölyede yapması, grup çalışması ve yardımlaşmanın ön plana çıkması, ayrıca her İl’deki şubede oluşan çalışma ortamında o yörelere ait tekstil ve hediyelik ürünlerin üretiliyor olması. Çoğunlukla atıl durumdaki eskimiş ürünler ele alınarak bunlardan yep yeni ürünler ortaya çıkarılıyor.
Savaş mağduru Suriyeli kadınlara kucak açtılar
Çalışma sadece yöresel tekstil ürünlerinin el emeği ve göz nuru ile üretilmesi ile sınırlı değil. Emekçi kadınlar ayrıca Suriye’deki kanlı iç savaştan kaçan hem cinsleri için de okuma yazma kursu açmış. Burada yine ev kadınlarından oluşan hocalar tarafından mülteci kadınlara okuma yazma öğretiliyor, diğer yandan da bu kadınların toplumla ve bölgedeki kadınlarla dayanışması sağlanmış oluyor. Suriye’li bazı mülteci kadınlar, yöresel ürünlerin üretilmesi çalışmasına da katılarak ortaya muazzam eserler çıkarıyor.
Unutulmaya yüz tutan ürünler dünya piyasasına
Kamer VAKFI Diyarbakır Koordinatörü ve yöresel ürünlerle ilgili çalışmadan da sorumlu olan Sebahat Beskisiz, bu çalışma ile kadınlar için önemli bir sosyal açık ve istihdam eksikliğini giderdiklerini, bölgeye mal olmuş ancak unutulmaya yüz tutmuş ürünleri gün yüzüne çıkararak dünya piyasalarına sunduklarını söyledi. İlk kez ev ortamından dışarı çıkma şansı bulan kadınların bu işten memnun olduğunu anlatan Beskisiz, kadınların ücretini ürün satılmadan peşin ödediklerini kaydetti.
‘İlk kez ev ortamı dışına çıkan kadınlarla’
Beskisiz,”Daha önce lokanta çalışmamız vardı. Burada yine ilk kez ev ortamı dışına çıkan kadınlarımız yöresel yemek ve tatlar hazırlıyordu. Yöresel tekstil ürünleriyle ilgili çalışmaya ise 1.5 yıl önce başladık. Yaklaşık 150 kişi istihdam ediliyor. Kadınlara yönelik bu atölyeleri hizmete açtık. Ancak isteyen kadınlarımız evlerinde de bu çalışmayı yapabiliyor. Unutulmaya yüz tutmuş atıklar değerlendiriliyor. Tamamen el emeği göz nurundan oluşuyor. Kadınlar işini bitirdikten ürünlerin satılmasını beklemeden paralarını alıyor. Bu da onları çok mutlu ediyor. Genellikle evden hiç çıkmamış kadınlar bu işe geliyor. Bu sayede kendilerine olan özgüvenleri artıyor” dedi.
‘Her yöredeki çalışma ayrı ayrı yapılıyor’
Kamer Vakfı’nın 23 İl’de şubesi olduğunu ve buralarda her yöreye ait ürünlerin üretildiğini belirten Beskisiz, bu sayede söz konusu yörelerdeki kadınların becerisinin de ortaya çıktığını ifade etti. Beskisiz şöyle devam etti ;”Kadınlarımızın çalışmasında sabun,broş,anahtarlık,halhal,askılı file,bereket kuşu gibi çeşitler üretiliyor. Kamer Vakfı, 23 İl’de faaliyet gösteriyor. Her şubemizde o yörenin kendisine ait ürünleri üretiliyor. Mesela Tunceli’de Dersim şalvarı, Erzurum’un Erhal kumaşı, Kars’ın keçesi, Antep’in kutnu şalı. Bunlar o yörelerdeki kadınlar tarafından üretiliyor. Böylece o kadınlarımızın becerisi ve başarısı da ortaya çıkmış oluyor” diye konuştu.
‘Galatasaray’a arma ürettik, diğer kulüplerden teklif bekliyoruz’
Sipariş üzerine çalıştıklarını anlatan Beskisiz, ABD dahil bir çok ülkeye ürün ihraç ettiklerini dile getirdi. Beskisiz,”Tamamen sipariş üzerine çalışıyoruz. ABD’nin Newyork Eyaleti’nde My Beah Side isimli siteye sipariş hazırlıyoruz. Kendileri çalışmadan çok memnun ve sürekli talepte bulunuyorlar. ABD’nin dışında başka ülkelerden de talep geliyor. Türkiye’nin hemen her yerinden siparişler geliyor. Galatasaray kulübüne arma dikiyoruz. Galatasaray’dan teklif geldi ve bunu değerlendirdik. Çok beğendiler. Diğer spor kulüplerimizden de teklif bekliyoruz” dedi.
‘Diyarbakır için kültürel elçilik yapıyoruz’
Suriye’den gelen mülteci kadınlara yönelik okuma yazma kursu başlattıklarını da dile getiren Beskisiz, yöresel lezzet ve tatlarla ilgili çalışmanın da devam ettiğini bildirdi. Beskisiz,”Suriye’li mültecilere okuma-yazma kursumuz var. Suriye’den gelen bir kadın arkadaşımız da burada görev yapıyor. Pasta, avcı böreği, mantı, çim böreği, içli köfte, elmalı pasta gibi yiyecekler kadınlarımız tarafından özenle hazırlanıyor. Bu ürünlerin hepsini önce hocalar hazırlıyor, sonra kadın arkadaşlarımız işe dahil oluyor. Grup halinde çalışma oluyor. Amaç farkındalık yaratmak. Aralık ayında bununla ilgili sergi yapacağız. Kadınlarımızın aylık kazancı asgari ücretle eşdeğer oluyor. Hasanpaşa Hanı’nda da faaliyet gösteriyoruz. Dışarıdan kentimize gelen insanlar bu ürünleri çok beğeniyor. Bir anlamda tarih ve kültür kenti Diyarbakır için kültürel elçilik de yapmış oluyoruz” ifadelerini kullandı.
Dilek AKİN-Saffet AZBAY/özel
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.