Halk sandıkta patlayacak
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl ve İlçe örgütü yöneticileri gazetemizi ziyaret ederek, Genel Yayın Yönetmenimiz İlyas Akengin’e referandum sürecine ilişkin değerlendirmede bulundu. CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, Bağlar ilçe başkanı Zülfikar Kocaoğlu, Kayapınar İlçe başkanı Zeynel Özbalan, yönetim kurulu üyeleri M. Şerif Doğan, Muzaffer Esin ve Erdem Ünal, gazetemizi ziyaret ederek, referandumda CHP’nin neden hayır diyeceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundular.
CHP olarak referandumda neden hayır diyorsunuz?
‘Çok tehlikeli bir süreçten geçiyoruz’
Kanun Hükmünde kararnameler ilk başta FETÖ ile mücadele adı altında çıktı ama sonra FETÖ dışında herkese uzandı. Öğretmen ihraçları, gazete kapamaları, Akademisyenlerin görevlerine son verildi. Bugün çok tehlikeli bir süreçten geçiyoruz. 16 Nisan’da evet çıktığı zaman inanın ki, bu KHK’lar tek kişiye bağlı olarak devam edecektir. Tabii ki, bunları yaşamak istemiyoruz. Parlamenter sistemin güçlendirilmesini istiyoruz ve bunun için hayır kampanyasını başlattık.
‘MHP’nin söz konusu bu maddelere hiçbir katkısı da olmamıştır’
Genel Başkanımızın Yenikapı mitinginde sıraladığı maddeler tamamen parlamentonun güçlendirilmesine yönelikti ve bu maddeleri o zaman alkışladılar. Her nedense MHP’nin son iki üç ay içerisinde Başkanlık sistemini ortaya atması ile Adalet ve Kalkınma Partisiyle bu sürece girdiler. Tabii ki, MHP’nin bu tutumunu anlamış değiliz, gerçi kendileri de anlamış değiller bu işi. Genel Başkanları dışında hiçbiri anlamış değil. Bir tek Sayın Devlet Bahçelinin Başkanlık sistemini ortaya atması ve AK Partinin 18 madde önermesi ile evet dendi. MHP’nin söz konusu bu maddelere hiçbir katkısı da olmamıştır. Kendi ağızlarından ifadeleridir, ‘AK Parti getirdi biz de onayladık’.
‘Önemli olan Türkiye Cumhuriyetinin bekasıdır’
Bugüne kadar AK Parti hep anketler üzerinden konuşuyordu. Bu aralar ise hiç kimsenin ağzında anketler dolaşmıyor. Bizim Genel Merkezimizin araştırmaları ve bağımsız anket kuruluşlarının ulaştığı sonuçlar kesinlikle referandumda hayır çıkacağı yönünde. Biz de CHP Diyarbakır İl Örgütü olarak bu hayır’ı daha da ileri götürmek için mücadele edeceğiz. Burada önemli olan kişiler değildir, önemli olan Türkiye Cumhuriyetinin bekasıdır. Tabii ki, Recep Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar birçok takdir edilecek hizmetleri de olmuştur ama ondan sonra daha farklı birinin gelmeyeceğinin bir garantisi var mıdır? Böyle bir garanti verebilirlerse ve bunu donelerle açıklayabilirlerse amenna diyebiliriz ama böyle bir garanti yok. Tek adam üzerinden Türkiye’nin yönetilmesi eğer AK Partiye bir örnek olacaksa buna Suriye’yi örnek verebiliriz. Mısır’ı, Libya’yı örnek verebiliriz. Bunlar zaten tek parti tek adamla yönetilen sistemlerdi ve sonucunu da görüyoruz hepsinin. Duyarlı AK Parti tabanının da buna evet demediğini biliyorum.
Diyarbakır’da referandumla ilgili nasıl bir çalışma yürütmeyi düşünüyorsunuz?
‘Partili gözüyle baktığımız zaman yanılırız’
Bunun iki ayağı var; birincisi yerelde biz il örgütü olarak genelde de Genel Merkez olarak bu çalışmalara başladık. Öncelikle şunu belirtmek isterim, bu referandum kesinlikle sadece CHP’nin bir sorunu değildir. Partili gözüyle baktığımız zaman yanılırız. Türkiye’de yaşayan 80 milyonun bu işe iştirak etmesi ile çözüme kavuşacak bir meseledir. Bölgemizde yaşayan AK Partili seçmenin de MHP’li seçmenin de HDP, Saadet Partisi ve diğer partilerin seçmenlerinin de sorunudur. Tabii ki, bölgeye ilişkin CHP’nin eksiklikleri var mıdır, bunu 16 Nisan’dan sonra masaya yatırır tartışırız. Ama bugün o noktada değiliz; bugün ne Kürt sorununu tartışabiliriz ne ekonomiyi tartışabiliriz. Referandumdan hayır çıktığı zaman bütün bu sorunların çözümünü konuşabiliriz ama evet çıktığında bizim bu sorunları tartışma fırsatımız olmayacaktır. Her şey tamamen tek kişinin eline geçeceği için bizim bunları tartışma, konuşma fırsatımız olmayacak. Şuan öncelikle Türkiye’nin bekası için önemli olan bir konuyu atlatmamız lazım.
‘Hayır’ı anlatacak donelerimiz var ama onların evet’i anlatacak doneleri yoktur’
Biz bölgede referandum çalışmasına başladık. İlçe başkanlarımızla toplantılarımızı yaptık. MHP’nin tabanı ile Devlet Bahçeli’yi ayrı tutarak söylüyorum, çünkü AK Parti ile Devlet Bahçeli evet’i anlatabilirler. Bu arada AK Parti İl Başkanı eğer uygun görürse herhangi bir TV programında bu konuyu kendisiyle tartışmaya hazır olduğumu belirtmek isterim. Bizim, hayır’ı anlatacak donelerimiz var ama onların evet’i anlatacak doneleri yoktur. Onlar evet’i anlattığında diyorlar ki, ‘karşımızda bir terör örgütü var hayır diyor biz evet diyoruz’. Yani, hayır diyen herkesi terör örgütü ile bağdaştırıyorlar. Türkiye tarihinde hiçbir dönemde böyle bir kıyaslama yapıldığını görmedim. İlk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum ve umarım toplumu geren, kutuplaştıran dilden biran önce vazgeçilir. Hayır da diyen evet de diyen sonuçta bu ülkenin vatandaşıdır ve 16 Nisan’da çıkan karara herkesin saygı duyması gerekir.
CHP’nin bölgede etkili olabilmesi noktasında yapabilecekleriniz nelerdir, ayrıca Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin Türkiye’ye gelmesi sırasında CHP içinde dillendirilen bayrak mevzusunu nereye oturtuyorsunuz, söz konusu bu anlayış CHP’nin bölgedeki etkinliğini nasıl etkiler?
‘Herkesin referandumda hayır demek için bir nedeni var’
16 Nisan’da hayır çıkarsa Kürt sorununu masaya yatırırız ama şuan o noktada değiliz. Öncelikle Kürt halkının şunu sorgulamasını isterim. Bir yıl öncesine kadar Sur’u başlarına yıkan, insanları evlerinden göç ettiren bir anlayış eğer bir bayrak asma ile Kürt oylarına talipse bence burada yanılıyorlar. Bizim şuan ki meselemiz emin olun Kürt sorununun çözümünün ötesinde bir sorundur. Çünkü burada her şey tek adama kalmış olacak. Parlamentosu güçlendirilmiş bir ülkede her konu rahatlıkla konuşulur. Bugünün Türkiye’sinde herkesin referandumda hayır demek için bir nedeni var. AK Parti içinde referandum sonucunun hayır çıkması için dua eden insanlar olduğunu biliyorum.
‘CHP’nin rahatsızlığı AK Partinin çifte standardıdır’
CHP ne Kürt bayrağından ne de Sayın Barzani’nin gelmesinden rahatsız değil. CHP’nin rahatsızlığı AK Partinin çifte standardıdır. Bir tarafta burada seçilmiş bir partinin 4 bin seçilmiş kadrosunu, genel başkanıyla birlikte içeri alacaksınız diğer taraftan ise Sayın Barzani’nin getirilmesi bir çifte standarttır. Kürt sorununun inkâr eden, bırakın Türkiye’deki Kürt sorununu Suriye’deki Kürtlere bile tahammül edemeyen bir Cumhurbaşkanının seçim öncesi Barzani’yi buraya getirmesi çifte standarttır. Sayın Barzani şahıs olarak çok saygı duyduğum bir insandır. Türkiye’de bugün 15 milyon Kürt vardır ve herkes Sayın Barzani’ye saygı duyar ama bunu inandırıcı, samimi bulmuyoruz. Sayın Barzani şunu dedi; ‘Demirtaş’ı bırakın yeniden masaya gelin’, bunu yapabiliyor musun yapamıyorsun?
‘Tek bir değişiklik var’
Referandumda sorulan şudur: ülkenin kaderini bir tek kişiye teslim edelim mi etmeyelim mi? O bir tek adam isterse Kılıçdaroğlu olsun, ülkenin kaderini tek bir insana bırakalım mı bırakmayalım mı? Cumhurbaşkanı bir partinin başkanı olabilir mi olamaz mı, referandumda bunu soruyoruz. Bir Cumhurbaşkanı hiçbir gerekçe göstermeden parlamentoyu feshetsin mi etmesin mi? Ayrıca herkes bir insanı rahat kandırabilir ama bir bütün olarak kurumları kandıramaz. Başkanlık sisteminde artık darbeciler darbe yapmaya da gerek duymayacaklar, bir tek insanı ikna etmeleri yetecek. Çünkü bu sistem Türkiye’nin bütün kurumlarını bir tek insana bağlıyor. Yine bu anayasa değişikliğinde Kürt sorununun çözümü yok, bu değişiklikte hiçbir sorunun çözümü yok. Burada tek bir değişiklik var, bir ülkenin kaderini bir insana bağlayalım.
‘Acele nedir?’
Bir başka husus ise şudur: Referandumda evet çıksa da bugün yürürlüğe girecek değil, 2019’a kadar beklenecek. Eğer 2019’a kadar beklenecekse referandum niye bugün? Acele nedir? İstikrar istikrar deniyor iyi de zaten 15 yıldır tek başına bir hükümet var. Ne CHP ne HDP ne MHP kimse iktidarda değildi tek başına AK Parti iktidarı vardı. Bugüne kadar ne dediler de yapamadılar? Kaç aydır OHAL altındaki KHK’larla zaten istediklerini yapabiliyorlar ve 2019’a kadar da bu şekilde yürütecek imkânlara sahipler. Şuan il ve ilçelerde komitelerimizi oluşturmuşuz. Sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ediyoruz. Alan çalışmalarımızı yapacağız.
16 Nisan’a kadar Diyarbakır’da CHP nasıl bir çalışma yapacak?
‘Genel başkanımızın katılımıyla bir salon toplantısı planlıyoruz’
Buradaki çalışmalarımızla ilgili genel merkezimizden her türlü desteği alacağız. Parti genel merkezimize bir heyet gelecek. Yine, genel başkanımızın katılımıyla bir salon toplantısı planlıyoruz. Bu arada Perşembe günü basına hayır’lı bir toplantı yapacağız. Bu toplantı İl örgütünün bir toplantısı olacak ve Sezgin Bey bizim misafirimiz olacak. Perşembe günü kahvaltılı bir basın toplantısında hayır kampanyamızın tanıtımını yapacağız.
Diyarbakır’ın nabzını nasıl görüyorsunuz?
‘Bu suskunluk sandıkta patlayacak!’
Diyarbakır’da belirgin, baskın bir hayır var ama şu da var; insanlar suskun. Bu suskunluk sandıkta patlayacak! Kürt halkı yedisinden yetmişine politize olmuş bir toplumdur. Bölgenin seçilmiş belediyesini, seçilmiş milletvekilini topyekûn olarak içeri atanlara bu toplumun evet diyeceğini zannetmiyorum.
Bölgede boykot seçeneğine eğilim konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bölgede boykot olmaz!
Boykota örgütlü bir şekilde bir katılım olacağını zannetmiyorum. Tabii ki, bireysel olarak referandumu boykot edenler olabilir ama bölgede örgütlü olarak boykotu savunan bir yapının olduğunu sanmıyorum. Boykot genel bir tavır olarak bölgede etkili olamaz ama istisnai olarak referandumu boykot edenler çıkabilir.
Ali ABBAS YILMAZ/Özel Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.