HAK-PAR Başkanlık Kurulu Bildirisi
Toplantı sonrası yayınlanan bildiride özetle şu sözlere yer verildi:
“Seçimlere katılma oranı % 73 ile daha önceki seçimlere göre oldukça düşük oldu, 14 milyon seçmen oy kullanmadı. Bu da yalnızca mevsimin yaz olması ve tatil olayı ile açıklanamaz. Bu düşük oran pek çok seçmenin bu seçimlere olan ilgisizliğini, mevcut üç adaydan hiç birine de oy vermek istemediğini gösteriyor. Seçimlerin ilk turunda AK Parti adayı Recep Tayyip Erdoğan % 52 civarında oy alarak seçildi. Erdoğan ve partisi seçim öncesi ve sonrası, “Yeni Türkiyeyi” kurma, “vesayete” son verme, çözüm sürecini kararlıca sürdürme gibi slogan ve vaatlere ağırlık verdiler. Bize göre bu ülkede yenilik ve değişim Kürt sorununun eşitlikçi çözümü ve çağdaş bir demokratikleşme ile mümkündür. Ülkeye barış da ancak böyle gelir. Bunun için çağdaş anlamda demokratik bir anayasaya ve gerçekten sorun çözücü cesur projelere ihtiyaç var.
Oysa görünen o ki, Hükümet çözüm süreci ile şu anda sadece PKK’ye silah bıraktırmayı amaçlamıştır. Biz de elbet öteden beri şiddet yoluyla sorunun çözülemeyeceğini söylüyor, PKK’nin tümden silah bırakmasını ve çatışma ortamının bir kez daha geri gelmemesini, bunun için iki tarafın da sorumlu davranmasını istiyoruz. PKK silah bırakmada ayak sürümemeli. Devlet ise bunun için gerekli yasal zemini hazırlamalı. Öyle ki dağdakiler tümden insin, cezaevindekiler çıksın ve yurt dışındakiler serbestçe dönsünler. Aynı zamanda bu insanlar için de serbest siyasetin yolu açılsın. Bu yapılmadıkça, iki taraf bakımından da oyalama yöntemlerine başvuruldukça, çatışma ortamının her an geri dönmesi riski vardır.
IŞİD’in Kürdistan’a yönelik saldırısı
Son saldırıyla IŞİD denen örgütün ne denli vahşi ve sapkın bir örgüt olduğu bir kez daha dünyanın gözleri önüne serildi. Birleşmiş Milletler Örgütü bir soykırıma dönüşen bu durumla ilgili geç de olsa harekete geçti. Öte yandan IŞİD’in işlediği insanlığa karşı suçlar için Uluslar arası Ceza Mahkemesi harekete geçmeli, bu örgütün sorumluları ve bu katil sürüsü yargılanmalı.
Bu saldırı Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin askeri bakımdan önemli zaaflarını da ortaya koydu. Bağdat Merkezi hükümeti yeter silaha ve orduya sahip olduğu halde ne ülkenin diğer bölgelerini ne de Kürdistan’ı savunabilecek durumda değil. Kürdistan bölgesi ise, gerekli silah ve donanıma ve eğitime sahip düzenli bir ordu oluşturabilmiş değil. Diğer yandan,IŞİD’in söz konusu baskını ve ortaya çıkan güvenlik zaafı nedeniyle, zaten Kürdistan Bölgesel Yönetimine dost olmayan, burada öteden beri bağımsız ya da fedaral bir Kürt ulusal varlığı istemeyen bazı çevreler, yoğun bir dezinfarmasyona başvurarak, bire bin katarak Kürt bölgesel yönetimini ve onun peşmerge güçlerini karalamaya, yıpratmaya yönelik çaba içindeler.HAK-PAR olarak, bu çevrelerin tutumunu kınıyor, Kürdistan hükümetine ve Başkan Mesud Barzani’ye olan dayanışmamızı dile getiriyoruz. Bu dar günde Güney’deki halkımızın buna ihtiyacı var.
Bunun yanı sıra Êzdi halkımızın bu zor dönemi atlatması ve yaralarını sarması için maddi ve moral desteğe ihtiyacı var. Tüm barışsever, hümaniter çevreleri onlara destek olmaya çağırıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.