Eşyalarda geçmişin izini arıyor
Mümin Ağcakaya
TİGRİS HABER - Sur’un ara sokaklarında küçük bir mekânda eski objeleri biriktiren Rezan Herbest 2021 yılında Sur’da bir sanat atölyesi kurdu. Atölyesinde geçmişi anımsatan, dokunduğunda bir yaşanmışlığı gördüğü, bir hikâyesi olan eşyaların sergilendiği bir mekân açtı.
Köy yaşamında kullanılmış el sanatı ya da nakışla işlenmiş kullanılmış daha sonra bir köşeye kaldırılmış eski eşyalarda yaşanmışlıkların izlerini görmeye ve hikâyesini anlamaya çalışıyor. Bir ananın bir iğne ve iple beze işleyerek nasıl bir sanat ortaya çıkarabilmesi onun ilgisini yeni eşyalara göre daha fazla ilgisini çekiyor.
‘Eşyalar da bir hafızayı ifade ediyor’
“Gördüğümüz eşyalar aynı zamanda bir hafızadır. Bunların da yaşanmışlıkları var. Maddi bir değeri var ama bir hafızayı da ifade ediyor. Geçmişi anlamak için o dönemlerden kalan eşyalar daha fazla ilgimi çekiyor ve onlarda kendimi yaşatıyorum. Benim yaşam kaynağım bu, geçmiş izlerini takip etmek beni var ediyor. Gelecekte doğru yol alabilmek için geçmişin bu değerlerini iyi bilmek gerekir. Çünkü geleceğe doğru yol alabilmek, geçmişin değerleri üzerinden yükseliyor.
‘Eşyalarda yaşanmışlığı görüyorum’
“Annem bana kundağımı gösterdiğinde üzerinde bir sürü nakış vardı. Annem de onu yıllarca saklamış. Ben de hala onu saklıyorum. Eşyalarla geçmiş arasında bağ kurmaya çalışıyorum. Baktığımda yaşanmışlığı görüyorum, onun nelere tanık olduğunu anlamaya çalışıyorum.”
“Mesela bir tarihi harabeye bakıldığında onu bir yıkıntı ve kalıntı olarak görmemek gerekir. Orada yaşamın nasıl var olduğunu, yaşamın nasıl yıkıldığını görmek gerekir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.